29 Eylül 1937 yılında Rize’de doğdum. 1941 yılında 4 yaşımda iken ailemle Zonguldak'a göçtük. 12 kardeşiz, 7’si Rize’de, 5’de Zonguldak’ta doğdu. Babam Rize’de atmaca kuşu eğitirdi ve aynı işi Zonguldak’ta da devam ettirdiği için “Atmaca” olarak tanınırız. Atmaca kuşu, bıldırcın avlamakta kullanılırdı.

Osmançayırı’nda babamın ağaç ve çamurdan yaptığı evimizde büyüdük ve aynı yerde halen ikamet etmekteyiz. Rize’de babamın mesleği ayakkabı ve çarık imalatıydı. Aynı işini Zonguldak’ta da devam ettirdi.

Ben 6 yaşında babamın kundura dükkanın da çalışmaya başladım. Zonguldak esnafından Bahattin Dökerel ağabey benim küçük yaştaki el becerim den etkilenmiş olacak ki başıma dikilir yaptığım işi hayranlıkla seyrederdi. Dönüp babama; “bak bu çocuğun kıymetini bil, çok iyi bir sanatkar olacak…” diye serzenişte bulunurdu. Bir dönem de Bahattin Dökerel’in dükkanın da kaynak mesleğini de yardım ederek kaptım.

1950’den sonra Ankara Köprüsü civarında ayakkabı boyacılığı yaptım. Öyle ki merakımdan boya sandığını pil ve ampulle ışıklandırdım, o yıllarda böyle bir şey uzaya gemi yollamak gibi merak uyandırmıştı. Elektronik tamirci serüvenimde zaten bu olayla başladı.

Bir gün körüklü çizmeli bir adam boya yaptırdı. Çizmesini parlattım.

Bana; “hey ufak adam sen boya yapmak var…” diye sordu. Yabancıydı. Ben de “evet yaparım dedim” “gel benle gidiyor ofis dedi”

Limanı yapan Hollanda firmasından Mr. Burten isimli mühendismiş. Beni liman inşaatında işe aldı. Temizlikçi olarak işe başladım ancak o arada kaynakçı arıyorlar. Ben de Bahattin Dökerel’in atölyesinde Selahattin Ustadan cezaevinin demirlerini hazırlarken ileride lazım olur diyerek çat-pat kaynak işini öğrenmiştim. Patrona söyledim. Mr Burten; “hey kaynak adam hadi bakalım” dedi ve kaynakçılık yapmaya başladım…

Liman inşaatı 1954 yılında tamamlandı. Hollandalıların işi bitince bana İskenderun limanı inşaatı için gelmemi istediler, kabul etmedim… Ancak o sırada Lavuar ve Fevkani köprüsü inşaatı yeni başlamıştı, bir tanıdık vasıtasıyla Lavuar inşaatında işbaşı yaptım. Lavuarın iskeletini ve ilk asansörünü kurduk. Almanlarda Fevkani köprüsünü yapıyorlardı, şantiyede 40x40cm ölçüsünde, 2 cm kalınlığında bayrak dediğimiz levhalara perçin çakmak için eleman arıyorlar, ekstradan orada da çalıştım. Bir levhada 20 perçin var. Aylarca dinlenmeden çalıştık… Fevkani köprüsünün perçinlenmesinde çok emeğim var. Güzel bir anım var… O günlerde Amerikalılar Türkiye'nin değişik illerinde dört adet jet uçağıyla gösteri uçuşu yapıyorlar. Pervaneli uçakların yerini jetlerin henüz yeni aldığı zamanlar. Şantiyede toplandık jetlerin havadaki gösterisini seyrediyoruz. Daha doğrusu Amerikalıların gövde gösterisini…

Yabancı atölye amiri o gövde gösterisi sırasında bana laf attı;

-Hey Kaynak adam gördü mü? Bu ne?

Dedim, -Amerikan jet…

-Kaynak adam, hayatında gördün mü, Türkiye’de var mı?

-20 milyon var… dedim…

-Nerede vaar? Koskoca Amerika vaar 4 jet, sen diyon 20 milyon vaar… diye cevap verdi…

-Sen biliyor musun Atatürk?... dedim.

Zonguldak Westalife Avm yerine ne geliyor? | Zonguldak Haberleri Zonguldak Westalife Avm yerine ne geliyor? | Zonguldak Haberleri

-Aaaaa… dedi.

-Bir Türk dünyaya bedel… Var 20 milyon Türk. Her Türk bir jet… dedim…

-Yağğğ… diye cevap verdi ve gülüştük…

Yüksel Yıldırım-17 Temmuz 2020

Zonguldak Nostalji

Editör: Osman Sav