CUMA HUTBESİNDE TOPLUMSAL AHLAK VE DİJİTAL SORUMLULUKLAR HATIRLATILDI
Hutbede Müslümanlara önemli mesajlar verildi: “Yalan haber yaymayın, doğruluğu teyit edilmeyen bilgileri paylaşmayın. Gıybet etmeyin, dedikodu yapmayın, insanların onurunu zedelemeyin.”
HUZUR VE GÜVENİN ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN DİJİTAL ALANDA PAYLAŞIM SORUMLULUĞU HATIRLATILDI
Cuma hutbesinde bu hafta, hem gerçek hayatta hem de dijital ortamlarda toplumun huzurunu tehdit eden davranışlara dikkat çekildi. Özellikle sosyal medya mecralarında hızla yayılan, doğruluğu teyit edilmemiş haber ve bilgilerin, insanlar arasında fitneye, fesada ve güvensizliğe yol açtığı vurgulandı. Hutbede yer alan ifadeyle:
“Yalan haberleri yaymak, doğruluğu teyit edilmeyen bilgileri paylaşmak; toplumda huzur ve güven ortamının zedelenmesine sebep olmaktadır.”
HUZURLU VE ERDEMLİ BİR TOPLUMUN TEMELİ: HUCURÂT SÛRESİ’NİN MESAJLARI
Hutbenin merkezinde Kur’an-ı Kerim’in önemli sûrelerinden biri olan Hucurât sûresi yer aldı. “Ahlak sûresi” olarak da anılan bu sûre, bireyin Allah ile, insanlarla ve çevresiyle olan ilişkilerinde nasıl davranması gerektiğine dair temel ilkeleri ortaya koyuyor.
“Ey iman edenler! Allah’ın ve Resûlü’nün önüne geçmeyin…” ayetiyle başlayan sûrede; Allah ve Peygamber sevgisinin, her türlü kararın ve düşüncenin önünde tutulması gerektiği hatırlatıldı. Müminin, Kur’an’a ve sünnete gönülden bağlı kalarak yaşam sürdürmesinin bir iman zorunluluğu olduğuna dikkat çekildi.
YALAN HABERE KARŞI DUYARLILIK: “FASIK BİRİ HABER GETİRİRSE, ONUN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRIN”
Hutbede özellikle sosyal medya çağında sıkça karşılaşılan yalan haber, manipülasyon ve iftira içerikli paylaşımlara karşı Kur’an’dan örnekler verildi.
“Ey iman edenler! Size bir fâsık haber getirirse onun doğruluğunu araştırın…” ayet-i kerimesiyle müminlerin her duyduğuna inanmaması, duyduklarını yaymadan önce araştırması gerektiği belirtildi.
Hutbede, bu tür dikkatsizliklerin toplumda ailelerin dağılmasına, dostlukların bozulmasına ve insanların hayatlarının kararmasına neden olabileceği ifade edildi.
GURUR, KİBİR VE ALAY: MÜMİNLERİN KAÇINMASI GEREKEN DAVRANIŞLAR
Cuma hutbesinde Hucurât sûresinden bir diğer dikkat çekici mesaj da şu şekildeydi:
“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın… Birbirinizi karalamayın, kötü lakaplarla çağırmayın…”
Bu ayet-i kerimeyle müminlerin başkalarını küçümseyen, aşağılayan tavır ve sözlerden sakınmaları gerektiği vurgulandı. Hatta şaka yoluyla bile insanların onurunu zedeleyen hareketlerin İslam ahlakıyla bağdaşmadığı, kibir ve kendini üstün görme duygusunun insanı ahlaki felakete sürükleyeceği ifade edildi.
ZANNIN BİR KISMI GÜNAHTIR: KUSUR ARA MA, GIYBET ETME, DEDİKODUDAN UZAK DUR
Hutbede ayrıca bireyler arası ilişkileri bozan bir diğer kötü alışkanlığa da değinildi: zan ve gıybet.
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın…” ayetiyle müminlerin daima iyi niyetli olması, hüsn-ü zan ile yaklaşması, dedikoduya kulak asmaması gerektiği anlatıldı. Hutbede, müminin elinden ve dilinden kimsenin zarar görmemesi gerektiği sık sık vurgulandı.
IRKÇILIĞIN HER TÜRLÜSÜNE TEPKİ: ALLAH KATINDA EN ÜSTÜN OLAN, TAKVASI EN ÇOK OLANDIR
Cuma hutbesinde bir diğer önemli vurgu ise ırkçılık ve ayrımcılık konusundaydı. Hucurât sûresinde geçen şu ayet hatırlatıldı:
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır…”
Bu mesajla, İslam’ın tüm ırkçılık ve ayrımcılık biçimlerini reddettiği bir kez daha ilan edildi. Hutbede, Filistin’de ve dünyanın pek çok yerinde yaşanan zulümlere atıf yapılarak, kendini medeni sayan zalimlerin Müslümanlara yaptığı haksızlıkların asla kabul edilemeyeceği vurgulandı.
İMAN, ŞÜPHESİZLİK VE FEDAKÂRLIK: GERÇEK MÜMİNLERİN ÖZELLİĞİDİR
Cuma hutbesinin sonunda Hucurât sûresinin bir başka ayetiyle müminlerin özellikleri şöyle sıralandı:
“Müminler ancak Allah’a ve Resûlü’ne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir.”
Gerçek müminin, imanında kararlı, samimi ve fedakâr olduğu; sadece ibadetlerinde değil, topluma karşı sorumluluklarında da bu inancın gereğini yerine getirdiği ifade edildi.
DUAYLA SON BULAN HUTBEDE KALP, DİL VE GÖZ TEMİZLİĞİ İÇİN ALLAH’A SIĞINILDI
Hutbe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'in şu duasıyla sona erdi:
“Allah’ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden ve kalbimin şerrinden Sana sığınırım…”
Bu dua ile birlikte, müminlerin kalplerini, zihinlerini ve dillerini kötülüklerden arındırmaları; hayatlarını Kur’an ahlakıyla şekillendirmeleri temenni edildi.