Avrasya Hastanesi Genel Cerrahi Diyetisyen Gizem Çelik besleyici değeri çok yüksek olan bu bitki; hiperlipidemi, insülin direnci, obezite, yüksek kolesterolün tedavisinde etkilidir. Yüksek düzeyde potasyum ve magnezyum içerdiğinden dolayı ödemin çözülmesinde etkili olmakla birlikte neredeyse kalorisiz olduğu için diyette de kolaylık sağlar.
Semizotu, yeşil yapraklı bitkiler arasında en yüksek A vitamini içeriğine sahiptir. A vitamini ise enfeksiyonlara karşı koruyan en önemli vitamindir. Ayrıca günlük yeterli A vitamini alımı, cilt güzelliği ve sağlıklı göz fonksiyonları için gereklidir. Gebelikten önce kullanımı önerilen folat vitamini de semizotunda bol miktarda bulunur.
Semizotunu diğer yeşil yapraklı sebzelerden ayıran en belirgin özelliği ise yüksek miktarda omega-3 yağ asidi içermesidir. Özellikle yeterli balık tüketmeyen ve vegan bireyler için harika bir omega-3 kaynağıdır. Omega-3’ün ise kan kalınlığını azaltma özelliği; kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi, karaciğer yağlanması gibi pek çok kronik hastalığın tedavisi, iltihap giderilmesi, üreme fonksiyonlarının desteklenmesi ve zihinsel fonksiyonların korunması gibi vücutta sayısız görevi vardır.
Günümüzde kirli hava koşulları ve vücuda giren birçok toksik maddeden korunmak için antioksidanlara olan ihtiyaç artmış durumdadır. İçeriğinde yüksek oranda bulunan antioksidanlar ile semizotu, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olarak hem karaciğer sağlığını destekler hem de yaşlanmanın geciktirilmesini, kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesini sağlar. Ayrıca bu bitkideki antioksidanlar vücutta yağ oluşumu aktivitelerini baskılayarak obezitenin önlenmesinde de etkilidir.
Mevsiminde mutlaka sofralarda yerini alması gereken semizotu; kahvaltıda söğüş olarak, yoğurtla birlikte veya salatalarda her gün tüketilebilir. Özellikle ödem şikayeti olan ve zayıflama diyeti uygulayan bireyler, yeterli balık tüketmeyenler semizotundan faydalanabilir.