ZONGULDAK’TA ÇÖZÜMDEN YANA OLMAYANLARIN OKUMASI HARAMDIR!

Çünkü onlar bu kentte artık bizlerin muhatabı değildirler, mevkileri ne olursa olun, makamları da miras kalsın, zenginliklerini de köpek yesin.

Abone Ol

Bir zamanlar ülkenin lokomotifi olan bu kent, birçok insanı Avrupalardan geri döndürecek kadar cazibe merkezi olmuşken, bu günkü düştüğü duruma bakar mısınız? Ülkede en çok fakirleşen ilk ona girdik, ülkede en sinirli kent olarak ilk üçe girdik ve ne yazık ki bu kenti yöneteneler hala sokaklarda kent insanından el-pençe-divan durmasını isteyebiliyorlar.

Yapılanları görmeyecek kadar nankör değiliz, elbette birçok hizmet yapılıyor ve birçok insan da her türlü fedakarlıklar yaparak bu kente hizmet etmeye çalışıyor ama yetmiyor, kabul edin- etmeyin bu kentin bir Taşkömürü gerçeği var ve bu sektörde etekler dolusu yatırım yapmış insanlar ve bu sektörden ekmek yemeye çalışan binlerce insan var, bunu yok sayamayız.

Şu da bir gerçek ki artık taşkömürü stratejik olmaktan çıktı çıkmasına ama elimizde bir çözüm varken bir şeyler yapmıyorsak bunun adı ihanettir, ayrım yapmadan söylüyorum çözüme katkı sunması gerekenler sunmaktan imtina ediyorsa ve bırakalım ölsün diye düşünüyorlarsa bunun adına ihanetten öte de bir şey derim! Uzatmıyorum…

Çözüm:

Artık mostra madenciliği bitmiştir, yüzeye yakın işletilebilir rezervler oldukça azalmıştır, bazı sahalarda parçalar halinde toplam -Gelik dikkanatlar hariç- 3 500 000 ton rezerv kalmıştır, -detaya girmeyeceğim çözümden yana olanlar olursa kilosuna kadar arz ederim-

Mostra madenciliğindeki rezervler tükenmeye yaklaştığından işletmeci yatırımlarının hatırına tüm riskleri göze alarak desandriler yardımıyla derin madencilik yapmaya zorlanıyor bu da oldukça riskli bir durum olmasına rağmen başka seçeneği yoktur, bu çalışma riskli olmasının yanında oldukça da  maliyetli bir durumdur, son iki senedir kömüre % 40 zam yapıldı, elektrik, maden direği, işçilikler ve sair maliyetler % 600 artış gösterdi, bu durum maden işletmelerini nefes alamaz duruma getirirken çam sakızı çoban armağanı bazı teşviklerde ortadan kalkınca varın gerisini siz düşünün.

Aslında bunun böyle olacağı belliydi ama süreci durdurmak da imkansızdı…

1.     Tüm havzada kaçak ocaklar dahil tüm çalışanların listesi çıkarılacak,

2.     Rezervleri rantabl olmayan işletmeler kurum tarafından geri alınacak,

3.     Buralarda boşa çıkan işçilerden şartları sağlayanlar kuruma işbaşı yaptırılacak,

4.     Bir defaya mahsus devlet şefkatini gösterecek ve kapatılan işletmelerin kayıpları karşılanacak,

5.     Çalışmaya devam eden işletmelerin ürettiği kömür TTK nun açıkladığı üretim maliyeti fiyatına satın alınacak,

6.     Ton başına alınan rödevansa son verilecek,

7.     Çalışmasına izin verilen işletmelere ruhsatları verilecek ancak denetimi kurumca yapılacak ve kurum adına kömür üretecek, üretilen kömürler kurumca satın alınacağından Pazar sorunları olmayacaktır.

8.     Ruhsatlandırılan sahalarda süre limiti olmadığından işletmeci uzun vadeli yatırımları göze alabilecektir.

9.     Kapatılan işletmelerdeki tecrübeli işçilikler kuruma ek bir katkı yapacaktır, kurumun kesin rehabilitesi yapılacak, gizli işsizlikler ortadan kaldırılacak, kurumun asli görevi olan işletmecilik dışında başka bir alanda çalışması önlenecek,

10. Kurumun elindeki gayri menkuller piyasa değerinde satılacak,

11. Maden makineleri fabrikası ülke genelinde maden sektörlerine mamul üretecek şekilde yeniden yapılandırılacak, bu meyanda daha büyümesi için kentin göbeğinde sıkışan fabrika daha geniş bir alana çıkarılacak ve modern üretime geçecek.

12. Kömürün maliyetine dolaylı ve dolaysız binen maliyetler incelenecek ve üretime katkısı olmayan unsurlar temizlenecek,

13. Sarma altında çalışan gerçek emekçilerin çalışmalarına tüm birimler ortak olacaklardır.

14. Kurum havza genelinde üretilen kömürleri ederi oranda pazarlayacak, bu konudaki sektörlerle rekabet edebilmesi için kuruma ithalat,ihracat yetkisi verilecek, bu meyanda rantabl hale getirilen kurum işçi alımında inisiyatif kullanabilecektir.

Benim çözüm önerilerim bunlardan ibaret değil daha çok önerilerim var ancak etkili ve yetkili konumda olanlarında bir görüşleri varsa duymak isteriz. 81 ilin tamamının kursağında halen bu kentin ekmeği var, bu kentte yaşayan herkesin bu kent için çözüm üretme mecburiyeti var, 140 yıllık bir maden kültürünü öldürmeye hiç ama hiç kimse sebep olmamalı, madenler konusunda Avrupa’da kapatılan maden ocaklarını örnek gösterenler ülke gerçeklerinden uzak sığ görüşlü olanlardır.