Training and Corporate Communications Director Kilit Hospitality Group'tan Adil Gürkan, Zonguldak üzerine çarpıcı bir yazı yazarak "Zonguldak Kömür Ocaklarını Kapatın" ifadelerini kullandı. İşte o yazı;
Zonguldak Kömür Ocaklarını Kapatın
Türkiye’nin değeri bilinmeyen bir kenti var.
Karadeniz’in Batısında, kendi halinde, mazlum bir yer.
Ne yaşayan insanları ne de yerel ve merkezi yöneticiler potansiyelini bu güne kadar görememişler. Komşuları bile bu kentten kendilerine akacak müthiş zenginliği tahmin edemiyorlar.
Stratejik konumu, coğrafi avantajları, doğası, kültürü doğru değerlendirilse bu gün bambaşka bir noktada olacak kent, şimdiye kadar Türkiye’nin kömür deposu olarak görülmüş. Başka da bir misyon atfedilmemiş.
Sadece bir kömür deposu olarak dikkate alınınca, ne alt ne de üst yapıya doğru dürüst bir yatırım yapılmamış. Türkiye haritasına kömür karası bir nokta olarak resmedilmiş.
Bu güzelim Kent, grizu patlamaları, göçükler ve bunlara bağlı ölümlerle tarihe geçmiş.
Bu ölümler durdurulabilir.
Zonguldak’ı, ölümün arsızca sırıttığı bir kent olmaktan çıkarmak mümkündür.
Zonguldak kömür ocakları derhal kapatılmalı, bu Kent bir Çağdaş ve Rafine Yaşam Alanına dönüştürülmelidir. Bu alanın içinde, turizm, sanat, kültür, mutfak, her şey olabilir.
Bu muhteşem Kentin coğrafi konumu, böyle bir yaşam alanı için benzersiz avantajlar sunuyor. Türkiye’nin iki büyüğü İstanbul ve Ankara’dan kolay ulaşım, komşu illerle olan ilişkisi Zonguldak’a seçkin bir ziyaretçi kitlesini çekmek için büyük kolaylıktır.
Karadeniz’de kıyı komşuluğu olan Ülkelere bakıldığında, bu güzel Kent, denizden de olağanüstü bir ziyaretçi trafiğine ev sahipliği yapabilir.
Rusya
Ukrayna
Romanya
Bulgaristan
Gürcistan
Zonguldak böyle bir coğrafyanın çekim merkezi olmak için en güçlü adaydır.
Ama önce bu kentin insanlarına ulaşmak gerekir.
Bu acılı Kentin, arsız ölümleri mesai arkadaşı bellemiş acılı halkı, turizmde küresel bir marka haline gelmiş Zonguldak’ta, kömür ocaklarının sağladığından çok daha yüksek yaşam standartlarına kavuşacağına inandırılmalıdır.
Kömür ocaklarının sağladığı istihdamı birkaç kez katlayacak iş alanları açılacağına ikna edilmelidir. Yerin yedi kat dibinde ölüvermenin kader olmaktan çıkarılması gerekiyor artık.
Bu mümkündür.
Bu görev de, hemen ve doğrudan, Kentin Sivil inisiyatifine, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve ülke ölçeğinde ise, Turizm Yatırımcılarına, Aydınlara, Çevrecilere düşmektedir.
Artık Türkiye’de turizm sektörünün gündemine, ‘Zonguldak’ta neler yapılabilir?’ sorusunun eklenmesi zamanı geldi, geçiyor.
Bu soru, acılı ve öksüz Zonguldak’ta bugüne kadar verdiğimiz binlerce kurbanın anısına, bu kurbanların sessiz ve mazlum çocuklarına, eşlerine saygı gereği hemen sorulmalıdır.
Doğru soru ve doğru cevap ile yol alınabilir
Bir çok konuda çoğu zaman gerçeğin işine gelen bölümlerini pankartlaştırarak yeri göğü inletenlerin, bu arsız ölümler karşısında topluma bir borçları vardır.
Gidin, Zonguldak halkına, geleceğin turizmde olduğunu, geçen her günün kayıp olduğunu anlatın, onları tek gelir kaynağının kömür olduğu şartlanmasından kurtarın.
İşin kolayına kaçmayın ama…
Zordur.
Zaman ister…
Sizin alışageldiğiniz ve alamet-i farikanız olan o anlaşılmaz dil ile olmaz. Anlamazlar. Bir de ekmeklerini ellerinden almaya geldiğinizi düşünüp basarlar sopayı.
Halkın dili ile konuşmalısınız.
Turizmi anlatmalısınız.
O kentin kaderinin birkaç yıl içinde nasıl değişeceğini somut, ikna edici ve doğru verilerle paylaşmalısınız Zonguldak’ın acılı insanları ile.
Zonguldak’ın olanaklarını, potansiyelini, turizm zenginliklerini araştırmanız gerekir. Önce sizin ikna olmanız gerekir.
Bunlar olabilir mi?
Zonguldak beş yıl içinde bu makus talihini yenebilir mi?
İstanbul’dan Artvin’e kadar uzanan o cennet sahilin özgün, özel, popüler bir turizm merkezi olabilir mi? Böyle bir potansiyeli var mı?
Komşu kentler ile birlikte o coğrafya, bir turizm, kültür, sanat, mutfak vadisine dönüştürülebilirse, neden olmasın?
Bartın, Karabük, Bolu ve Düzce ile birlikte o bölgede bir çağdaş yaşam destanı yazılabilir.
Bunun için her şey var.
Eğer…
Denizi bile olmayan Essen Kenti başardı ise… Almanya’nın bozkırı diye tanımlanabilecek kupkuru bir coğrafyasında Essen kömür ocaklarını kapatıp Avrupa Kültür Başkenti olabildiyse… Bir sanat ve kültür kentine dönüştü ise…
Deniz, yemyeşil doğa, kentin 52%’sini saran orman, içinden akarsular akan mağaralar, Kentteki termal kaynaklar ve olduğu gibi bırakılıp bir kömür müzesine dönüştürülecek ocaklar Zonguldak’ı Essen’in kat be kat ötesine taşır.
Turizmi bilmeyen Polonya, 130 metre aşağıdaki tuz ocaklarını Tuz Müzesine dönüştürüp insanlara para ile gezdiriyorsa, yüzlerce metre yeraltına inen ve Kentin altını bir galeri ağına çeviren kömür ocakları neden müzeye dönüşmesin?
Kapatın şu ölüm ocaklarını.
Müzeler açın.
Sanat Galerileri yapın.
Batı Karadeniz’in ve hatta Türkiye mutfağının vitrini restoranlar olsun.
Yürüyüş, koşu, bisiklet yolları ile donatın.
Muhteşem doğasına hak ettiği değeri verin.
Denizi değerlendirin.
Yat limanları ile süsleyin.
Zonguldak’ı Kuzeyin incisi yapın."