Enflasyon muhasebesi uygulamasının, mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkilerinden arındırılması amacını taşıdığı belirtiliyor. Bu sayede vergileme üzerindeki enflasyon kaynaklı olumsuzlukların giderilmesi ve mali tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücünün gerçek değerinde gösterilmesi hedefleniyor.
Pandeminin etkisi, küresel ekonomik dengeler, rasyonel sapmalar yaşayan ekonomi politikaları sebebiyle yüksek enflasyonla karşı karşıya olunduğunu dile getiren Oda Başkanı Hasan Kahveci, “Enflasyon, sadece bir ekonomik gösterge olmanın ötesinde, tüketiciyi olduğu kadar iş dünyasını da derinden etkileyen bir faktör. Hızlı maliyet artışlarının yanında, finansal planlama zorlukları, hızlı değişen rekabet koşulları, fiyat belirsizliği gibi pek çok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Bu zorlu süreçleri atlatmaları için şirketlerin etkili stratejiler geliştirmesi ve değişen koşullara hızla adapte olmaları gerekiyor. Bunu sağlamak için de doğru veri ve doğru finansal tablolar önem kazanıyor. Enflasyonun finansal verilerde yol açtığı yanılgıları bir şekilde gidermek gerekiyor. Enflasyonun etkilerini gündelik hayatımızda hızla yaşarken, aynı etkiyi finansal tablolarda aynı şekilde göremiyoruz. Enflasyon muhasebesi, diğer adıyla “enflasyon düzeltmesi” kısaca, mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin Türk Lirası değerlerinin, tablonun ait olduğu tarihteki değerine yükseltilmesidir. Mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması, böylece vergileme üzerindeki enflasyondan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi ve satın alma gücünü gerçek değerinde göstermesi açısından önemlidir. Enflasyon muhasebesi, finansal verilerin cari değerlerle ifade edilmesini sağlayarak muhasebe verilerinin tutarlı olmasına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda gerçek durumun yansıtılmasını sağlayarak doğru veriyi görmeyi sağlar. Kimlerin enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olduğu, bilançonun hangi kalemlerinde düzeltmenin zorunlu olduğu, vergiye etkileri gibi kanun ve tebliğlerle düzenlenmiştir. Enflasyon düzeltmesi isteğe bağlı olmayıp, kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, vergi usul yasasına göre enflasyon düzeltmesi yapmak zorundalar. İşletme defteri tutan esnaf ile serbest meslek erbapları ise enflasyon düzeltmesi kapsamına girmiyorlar. Enflasyon düzeltmesi mali tablolarda 2004 yılından 31.12.2023 tarihine kadar parasal olmayan varlık ve yükümlülüklerin Bilançolarda enflasyondan kaynaklı güncellemelerin yapılması çok zahmetli bir çalışma gerektirmektedir. Bu enflasyon muhasebesinin kanun gereği birkaç yıl daha süreceği bilinmektedir. 2024 Nisan, Mayıs ve sonraki aylarda vergi mükelleflerini çok ciddi vergilerle karşılaşabileceğine dikkat çekerek, enflasyon düzeltmesinin önemli olduğunu belirtmek isteriz. Mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması, böylece vergileme üzerindeki enflasyondan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi ve mali tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücünü gerçek değerinde göstermesi açısından Enflasyon Düzeltmesinin önemli olduğunu belirtmişlerdir. Ancak, alınan her kararda olduğu gibi, getirilen her düzenlemenin avantaj ve dezavantajı bulunmak tadır. Bize göre, 5024 sayılı Kanunla getirilen düzenleme, adil bir vergilendirme amacından oldukça uzak olup, yabancı kaynakla finanse edilmiş işletmelerde, “fiktif servet artış vergisinin tahakkuk ettirilip tahsil edilmesine yol açacaktır. Kuşkusuz bu gelişme çok yönlü bir şekilde pek çok kesimi olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Şöyle ki, Bu konuda tespit edilen olası bazı olumsuzluklar aşağıdaki gibidir;
•Yabancı kaynakla finanse edilmiş işletmelerin kazançlarının vergilendirilmesinde vergi yükü artabilecektir.
•Gayri faal durumdaki işletmeler, kazanç vergisi yükü altına girebilecektir.
• Parasal olmayan aktif/varlık yatırımlarının hızında azalmalar olabilecektir.
• Parasal varlık yatırımlarına doğru veya yabancı para cinsinden yatırımlara doğru bir eğilim ortaya çıkabilecek ve bu durum da döviz fiyatlarını yükseltebilecektir.
Bu durum 31.12.2023 itibariyle elde edilecek düzeltilmiş bilançolardaki yapıya göre, parasal olmayan pasif kalemlerin tutarının parasal olmayan aktif kalemlerin tutarından fazla olan, diğer bir ifade ile öz kaynak ağırlıklı çalışan firmalarda lehte bir durum yaratacak, tersi durumda ise aleyhte bir durum ortaya koyacaktır. Oysa gözlemlerimize göre ülkemiz iş dünyası işletmelerinin çoğu öz kaynakları yetersiz durumdadır. Sonuç olarak, bu durum yabancı kaynak ağırlıklı çalışan işletmelerimiz için ek vergi yükü demektir. Şirketler yatırımlarını genel olarak dış kaynak kullanarak yapmaktadır. Enflasyon düzeltmesini yeni bir vergi kaynağı olarak, yeni bir bütçe geliri şeklinde görmek en büyük yanılgı olacaktır." şeklinde konuştu.
İbrahim Yıldız
Zonguldak Haberleri