Bu yüzden, çok yanıldın ve sıkça hatalar yaptın.
Senden,bahsediyorum.Senin, yorgun yüreğinden haykırıyorum, bu satırları.
Güzel ve mutlu günleri hayal ederken, o filmin sonunda ayrılık ve göz yaşı düştü payına.
Hayatının, yönetmeni de, yazarı da, oyuncusu da sendin oysa.
Aşka dair, üstlendiğin rol ağır geldi yüreğine.
Sen de, sıradan figüranlar gibi, sadece sever gibi yapacaktın.Ama, olmadı şımardın.
Aşk bağımlısı rolüne o denli sarıldın ki, filmin sonunda, ayrılık ile yüzleşince, anladın gerçeği...
Aşk, sana bana göre değilmiş, sevgi ile yetinmemiz lazımmış.
Gençliğinin,heyecan dolu yıllarında, o heves ve tutku ile aşkı ömürsüz, sevgiyi daimi zannederdin.
O vefasız sevgili bensiz, ben de onsuz yaşayamam, derdin.
Aradan uzunca yıllar geçti. Kerem Aslı'ya kavuştu, Mecnun da Leyla'ya...
Nice ayrılanlar, Kavuştu.
Bir sen kaldın, yüreği sürgün, sol yanı boş, gülleri kitaplar arasında kuruyan bir sen...
Şimdi, bir yalnızlık şiiri düşer payına...
Ey, yüreğime düşen telaş,
Göz bebeklerimde kaybolan şafak,
Hangi, sevda ateşi dağladı kırık dökük masalını,
Hangi uğursuz hamal taşıdı, kalabalıklar içindeki yalnızlığını,
Bir akşamdan, bin sensiz hüzünlü akşama.
Murat İleri