ZONGULDAK

Ünlü gazeteciden Tahsin Erdem yorumu!

Ünlü gazeteci Fikret Bila Zonguldak’ta ön seçimle aday olan CHP Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i örnek gösterdi.

Abone Ol

Bir dönem Zonguldak’ta yaşayan ünlü gazeteci Fikret Bila, “CHP’de Yeni Yönetimin İki Hedefi” isimli köşe yazısında CHP’de yaşanan başkan adaylıkları tartışmasını farklı bir pencereden değerlendirirken Zonguldak’ta ön seçimle aday olan CHP Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i örnek gösterdi. 

Önseçim ile belirlenen CHP adaylarının seçimlerde daha başarılı olduğuna dikkat çekerken tarihteki örnekleriyle anlatan Fikret Bila’nın yazısı şöyle:
CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetiminin belediye başkan adaylarını belirlerken iki hedef güttüğü anlaşılıyor.

Birincisi yerel seçimlerde CHP’nin elindeki belediyeleri kaybetmemek, ikincisi yeni yönetimi güçlendirmek ve kalıcı kılmak.

Bu iki hedefi güderek aday belirleyen yeni yönetim, CHP’nin seçimleri kazanmasının garanti olmadığı yerlerde kurultayda bir önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş olsalar da mevcut belediye başkanlarını aday gösterdi. Örneğin Adana’da Zeydan Karalar’ı, Mersin’de Vahap Seçer’i
gösterdiği gibi. Başka örnekleri de var.

Özel ve yönetimi, CHP’nin kazanmasının garanti görüldüğü yerlerde ise mevcut belediye başkanları yerine yeni yönetime yakın isimleri aday gösteriyor.

Örneğin İzmir’de karar verirken kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i yeniden aday göstermedi. Yerine Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ı aday yaptı.

Bu tercihte en önemli faktör CHP yönetiminin İzmir’i garanti görmesi. Yoksa Soyer’in çalışmaları değil. Soyer sosyal demokrat belediyeciliği özellikle İzmir kırsalında hayata geçiren bir başkandı. Kırsal kesimde kadınlar arasında kurduğu kooperatiflerle onları üretim sürecine soktu.

İzmir’in temel gıda ürünlerine daha kolay ve ucuz ulaşmasını sağladığı gibi kadınları tarımsal ekonomide söz sahibi yaptı. Kentte dolmuş ve özel belediye otobüs sektörünü mafyatik ilişkilerden kurtarıp kooperatifleştirdi. Bunlar sosyal demokrat belediyecilik anlayışında “ekonomik demokrasi” olarak kavramlaştırılan uygulamalardır.

Bir sonraki parti Meclis’in yine bu ölçülerle aday belirleyeceğini tahmin etmek zor değil. Bu kez CHP’nin kalesi sayılan Çankaya ve benzeri ilçelerde de yeni yönetim aynı yaklaşımla aday gösterebilir.

CHP’nin yönetim değişikliğinden sonra aday belirlerken dikkate alması gereken en önemli ölçüt “en çok oyu alabilecek aday” olmalıydı. Elbette yönetim “biz de bu ölçüyle aday belirledik” diye kendini savunacaktır. Nitekim “kurultaya göre aday belirlemiyoruz” açıklamaları yapıldı.

Ancak bu yöndeki açıklamalar aday belirleme sürecine kurultayın gölgesinin düşüğü gerçeğini ortadan kaldırmaz.

CHP yönetiminde bir de şöyle bir değerlendirme var:

“Bir önceki yönetim döneminde Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi de adayları böyle belirliyordu. Kılıçdaroğlu ve yönetiminin kullandığı yöntemi ve yetkileri şimdi Özel ve yönetiminin kullanıyor olması doğal karşılanmalı.”