ZONGULDAK

UÇURUMUN KENARINDA YAŞAMA TUTUNUYORLAR!

Gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, emeğin başkenti kömür kent olarak bilinen Zonguldak’ın şehir merkezindeki uçurumun kenarında bulunan evleri görenler ürperiyor.

Abone Ol

Kentin merkez ilçesinde şehirler arası yolcu otobüs garı Zonguldak 100. Yıl Terminali’nin yakınındaki dik yamaçta yer alan konutları görenlerin ürktükleri gözlemlendi.

ÖZEL HABER

“BAKTIKÇA YÜREKLERİMİZ AĞZIMIZA GELİYOR, ADETA KÜÇÜK DİLİMİZİ YUTACAK GİBİYİZ”

Otobüsle yolculuk yapmak için otogara gelen yolculardan bazıları, kayalıklardan oluşan dik yamacın üzerinde uçurumun yanındaki sıra sıra evleri gördüklerinde ürperdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Şuradaki evleri görüyor musunuz? Neredeyse ölüme meydan okumakla eş değer gibi bir manzaraya şu anda tanıklık ediyoruz. Burayı gördükçe şaşırmamak, hayrete düşmemek elde değil, inanın ki kalbimiz yerinden fırlayacakmış gibi oluyor, adeta küçük dilimizi de yutacak duruma geliyoruz. Gördüğümüz konutlarda nasıl rahatlıkla uyunabilir, anlam vermek mümkün değil. Burada yaşamlarını sürdürenlere ‘Allah korusun’ demekten başka elimizden bir şey gelmez, Allah yardımcıları olsun.”

“KUŞ BAKIŞLI MANZARALI UÇURUMUN YANI BAŞINDAKİ BU EVLER, DEPREME KARŞI TEST ETTİRİLDİ Mİ?”

Otobüs yolcuları, kayalıklar üzerine inşa edildiği görülen evlerin yapılmadıysa olası depreme karşı dayanıklılıklarının mutlaka test ettirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Kuş bakışlı manzaralı uçurumun yanı başındaki bu evler beki cezbediyor olabilir, depreme karşı test ettirildi mi? Böyle yerlerde yaşam sürmenin riskleri göz ardı edilmemelidir. Uçurumun sınırlarına inşa edilen yapılar, yani uçurum manzaralı ilginç evler, aşağıdan ve yukarıdan kuş bakışı izlenebilir ancak gördükçe insanın yüreklerinin ağıza gelmemesi elde değil. Burada yaşam sürmek, uyumak ne kadar ehemmiyetli, zemin kayalık görünmesine rağmen ne kadar sağlam ve güvenirli. Buranın çevresinde acilen sağlamlaştırıcı olmak üzere kalıcı tedbirler alınmalı, malumunuz son pişmanlığın fayda etmeyeceği bilinmeli” dediler.

MUHABİR: Orhan Akyüz