"İnsanın elinde iş varsa bir proje varsa kafasında memlekete katacağı bir şeyler varsa planı yol haritası varsa insan ona uğraşıyor kafa yoruyor. Kişide bunlar yoksa bu defa siyasetini yapacağı başka bir şeyden bulmaya çalışıyor. Yerli misin yabancı mısın? Laz mısın kıvırcık mısın? Kıvırcığız, anlaştık. O da yetmiyor validen misin değil misin? Valideniz dedik anlaştık. Bu seferde olmuyor Çaycumalı mısın Devrekli misin? Yok yetmez. Elde vizyon yoksa fikir yoksa proje yoksa, şu anlattıklarımız gibi anlatacağın yoksa oturur köy politikası yaparsın. Biz o kafalardan uzağız."
Yazımın hemen başında belirtmek isterim ki bu yazının yazıldığından sayın Metin Demir’in haberi yoktur, İmza gazetesinde çıkan bir haber nedeniyle kendi mesajını okuyan Metin Demir’in gözüne takılsın diye de yazılmış bir yazı değildir, ne benim öyle bir derdim var, ne de Metin Demir’in bunlara ihtiyacı var. 2016 yılına kadar Demirlerle çalıştığım doğrudur, iyi günlerimiz de oldu, kötü günlerimiz de, şu anda da hiçbir ekonomik ve başka anlamda bir bağlılığım yok, yıllarca ekmeklerini yedim ve dostluğumuz baki kalarak ayrıldım, halen birbirimize karşı sevgi- saygıda kusur etmeyiz, bu anlamda sakın bu yazı için yağcılık yaptı denmesin, dense bile çok da tın!
Adam dertli, adam Zonguldak için telaş ediyor, adam yukarıdaki siteminde herkese: “Yapmayın, etmeyin, bu memleket hepimizin, bunu güzelleştirelim” diye kendine dert edinmiş…
Tarihten birkaç not: Mikhael GORBAÇOV için Gümüşhaneli, Bayburtlu dedik, Hussein Barak OBAMA afrika kökenli ABD Başkanıydı, İngiltere Londra Belediye Başkanı Hindistanlıydı, Sayın Cumhurbaşkanı Rizeli ve yıllarca İstanbul’da belediye başkanlığı yaptı v.s. Örnekleri çoğaltmak mümkün, gelelim Zonguldak’a: Bu kent bir türlü kısır döngülerden ve elini kolunu bağlayan cahilliklerinde kurtulamadı. Yerli ve yabancı yaklaşımlarından nasibini alan Taşkömürü Kurumunun durumu ortada, sendikanın durumu ortada, ticaret, siyaset gördüğünüz gibi, bu kent bir türlü belini doğrultamadı, biraz doğrultacak olsa hemen fitne ve fesatlar ortaya çıkıyor ve her şeyi alt-üst ediyor, küçük olsun benim olsun, ben ne dersem o doğru, gerisi yalan vs. gibi hamasetlere çok bedel ödedik, şimdi Sayın Başkan haklı olarak sitem ediyor, umarım bu çıkışları kentte önemli bir değişimlere aracı olur da kent hak ettiği yere oturur, aksi halde feodal köylülükten kurtulamayız ve dolap beygiri gibi döner dururuz. Teşekkürler Sayın Metin Başkan, umarım bu mesajınız birilerini kış uykusundan uyandırır.