Kazayı yapan kişinin kullandığı araç yerli, ama eski bir model bir araçmış… Yerli ve milli olsun ama iyi durumda olsun. Kural bir; araç firen sistemi sağlam ve lastikler standartlara uygun olacak. Kural iki; emniyet kemerini araçtaki herkes takacak. Kural üç; sürat tahdidine-kısıtlılığına tam riayet edilecek, uyum gösterilecek. Uyulacak diyemedik, uyum dedik, kendiliğinden… Uyumsuz bir kuşak mı olduk acaba?
Vatandaşlık dersleri vardı bir aralar… Şimdilerde yine var mı bilmiyoruz. Neden fizik kurallarını aşamıyorsam, sosyal kurallara da uymalıyım, uyumlu olmalıyım… Var ise müfredatı nedir, uygulaması var mıdır?
Kurallara uyum gösterdiğimde önce kendi nefsimi koruyorum. Bu trafikte olabilir, kimlik kontrolünde olabilir ( ben kaçak biri olmadığımı kanıtlarım, bir vukuat olmuş ise temiz, masum olduğumu belgelerim), binalara girerken üst araması yapılacak ise yapılsın, neden çekineceğim ki? vs vs gibi mesajlar çocukluktan itibaren verilmeli.
Çevremi temiz tutmam hem toplumsal kural, hem kişisel kendime saygı olarak bana telkin edilmeli.
Neden fizik kurallarını aşamıyorsam, sosyal kurallara da uymalıyım, uyumlu olmalıyım…
Ölenler genç yaşta gittiler.
Eski araçlarda sürat kısıtlılığı mekanik olarak mecburi olsun. Bunları kullanan kişiler çoğunlukla başlarında kavak yelleri esen gençlerden oluşmaktaymış deniyor… Mekanik olarak sürat sınırını aşamazsa daha güvenli sürüş yaparlar.
Varacağın yere ulaşmak istiyorsan, güvenli sür, seni sevenleri üzme diyoruz.
Not: Depremle birlikte Sayın Osman Sav bir yazısında “uzman erbaşların zorunlu görev sürelerinin bitiminde kamuda görevlendirildiklerini, seçenekler arasında AFAD kurumunun da olmasının yararını” ifade etmişti. Tekrar hatırlatmak istedik.
Tekrar başsağlığı ve sabırlar, yaralıya acil şifalar dileriz.
Kalın sağlıcakla…
Yazan: Buğra Akın