SONUÇ

Abone Ol

Türkiye’de yürüttüğü terör faaliyetleriyle insanlığa zarar veren bölücü terör örgütü PKK/KCK, Suriye’de oluşan otorite boşluğunu fırsat bilerek bazı bölgeleri ele geçirmiştir.

Uluslararası kamuoyu tarafından terör örgütü olduğu kabul ve tasdik edilen PKK/ KCK, Suriye’deki kolu üzerinden (PYD, YPG, TEV -DEM, YPJ, vb.) DEAŞ ile savaşma bahanesi ile ele geçirdiği topraklarda kendince tesis ettiği tahakkümüne meşruiyet kazandırmak istemektedir.

PYD/YPG tarafından oluşturulmak istenen “PKK/KCK ile PYD/YPG farklı örgütlerdir” algısı; PYD/YPG ile PKK/ KCK arasında organizasyonel ilişki, PYD/YPG’li ve PKK/ KCK’lı teröristlerin açıklamaları, bağımsız kuruluşların ortaya koyduğu tanıklıklar, belgelendirilen insanlık suçları ile bertaraf edilmiştir. Bölgesel çıkarlar sebebiyle PYD/YPG üzerinden PKK/ KCK’nın meşrulaştırılmaya çalışılması, terörizm ile topyekûn mücadele eden ülkeler açısından son derece talihsiz bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

Kaldı ki, PYD/YPG’nin PKK/KCK terör örgütünün yalnızca Suriye’de faaliyet gösteren yapısına verdiği bir isim olduğu gerçeğinin, burada ortaya konulan deliller göz önünde bulundurularak reddedilmesi olanaksız görülmektedir. Terörün ve terörizmin doğası gereği, bir parçası olduğu PKK/KCK gibi PYD/YPG’nin de ilerleyen dönemde terör faaliyetleri ile Türkiye ve Suriye haricindeki diğer devletlere de zarar vereceği aşikârdır. Terör, kime yönelirse yönelsin bir insanlık suçudur. Bu doğrultuda, terörizm ile mücadele eden ve insan haklarına saygılı tüm ülkelerce, bu gerçeğin tanınması ve bu terör örgütüne karşı gerekli önlemlerin alınması insan hakları ve güvenli yaşam için önemli bir adım olacaktır.

Yukarıdaki sonuç ve öncesi yazılmış olan raporlar İç İşleri Bakanlığının resmi raporlarıdır, internette daha geniş olarak mevcuttur isteyen okur ve bilgi sahibi olur, bu gibi hassas konularda yazı yazmak, yorum yapmak oldukça tehlikeli ve sürece zarar verecek niteliktedir, bunun farkındayız, her ne kadar yerelde yazıyor olsak da artık evrensel boyutta okunabiliyorsunuz, bu nedenle sorumlu davranmak gerekir.

 Şimdi gelelim bir vatandaş olarak şu anda yaşanan süreçle ilgili aklımın erdiğince yapmış olduğum çıkarımlar:

PKK açılımı: “Partiya Karkeren Kurdistane” Türkçesi: Kürdistan İşçi Partisi’dir. Kabul edelim etmeyelim yukarıda İç İşleri Bakanlığının Raporlarında da anlaşılacağı üzere başka isimler altında da olsa çıkış noktaları aynı olan birden çok oluşumların asıl amacı; Türkiye,Irak,İran;Suriye topraklarından koparabildiklerini koparıp bir Kürt Devleti kurmayı amaçlayan ve bu meyanda dünya devletlerinin bir çoğundan da gizli veya aşikar destek alan, hatta bir çok devlette bürolar açan, finansal destekler ve silah destekleri alan bir oluşumdan söz ediyoruz, hatta bu desteklerin en barizi ABD tarafından Suriye’deki PKK ve uzantılarına hem maddi, hem de uzun menzilli ve zırhlı silahlar verilmesi haberlerinin henüz mürekkebi kurumadı.

İran: Kendince dik durmayı denedi bir nebze de olsa başarılı oldu ve ülkesinden bir toprak koparılması hedefini şimdilik geri püskürttü.

Irak: ABD’ nin en açık şekilde içişlerine müdahale etmesi sonucunda topraklarında kehren de olsa bazı oluşumlara müsaade etmek zorunda kaldı ve süreç devam ediyor,

Suriye: Asla dik duramadı ve sürekli terör odaklarından beslendi ve ulusal boyutta bir politika üretemedi ve sonuç olarak Suriye Güneyden İSRAİL, kuzeyden PKK ve uzantılarına teslim oldu, sonucun hayırlı olacağını sanmıyorum.

TÜRKİYE: Kim nasıl düşünürse düşünsün şimdilik dik durmayı seçti ve yoluna devam edecek gibi görünüyor. Dış ilişkilerde hiçbir zaman 2x2=4 etmez ve hiçbir zaman dış politikada salya sümük ağlayarak çözüm üretilemez, her ülke kendi çıkarlarını masaya koyar ve doğrularında direnir, doğruları yönünde gerekirse kızılcık şerbeti bile içer, biz şimdilik bu durumdayız, ancak ABD, İngiltere ve AB denen canavarların çantalarında ne var bilemiyoruz, bu canavarlar hedeflerine ulaşana kadar açık ve gizli savaşır ve sonuçta başarırlar, siz bakmayın Vietnam ve Afganistan sonuçlarına bizim ülkemiz bunlara benzemez ve koşullar farklıdır. Sonuç olarak PKK ve uzantıları şimdilik Türkiye topraklarında hayal ettikleri ütopyadan kısmen vazgeçmiş oldular, kısmen diyorum sonuç tam ve net değil, perde gerisinde ne konuşuldu, hangi senaryolar konuşuldu şimdilik muamma ama bir gerçeği hep vurguluyoruz: Bu memleket insanı tüm kesimleriyle İstiklal mücadelesi verirken kimlerin k.çına  nasıl bir kazık soktuysa onun kuyruk acısıyla  yıllardır gezip duruyorlar ve her fırsatta kazığın intikamını almak için fırsatlar kolluyorlar ve bu hedeflerine ulaşmak için yıllardır her kesimi kullandılar ve bir türlü başarılı olamadılar, yine olamayacaklar, bu memleket insanını başı dara düştüğü zaman bir araya gelme refleksi o kadar güçlüdür ki dünya hala bu gizemi çözemedi, çözemediği içinde sürekli iç dinamikleri kullanma yolunu seçti ve seçmeye devam ediyor, bu iç dinamikler: Omurgasız siyasetçi ve medya gurupları, sahte din adamları, ajan entelektüeller v.s. gibi kullanılmaya elverişli kesimler olup gerçek vatanseverler tarafından bilinmektedirler, iş başa düştüğünde tıpkı İstiklal Savaşında olduğu pirincin içindeki beyaz taşların ayıklanmasına da geçeceği umudumu taşıyorum, herkese iyi haftalar diliyorum.