Yine her yıl olduğu gibi bugün de gazeteciler baş tacı edilirken yarın yine unutulacağını bir gazeteci olarak ben çok iyi biliyorum
Zonguldak’ta 12. Yılını dolduran bir gazeteci olarak bu mesleğin gerçekten zorluklarını yaşamış, mahkeme yollarıyla sindirilmeye çalışılmış, haklıdan yana olmuş gözünü budaktan sakınmayan bir gazeteci olarak bu satırları kaleme alıyorum.
Her geçen gün mesleğin ekonomik sıkıntıları altında ezilen meslektaşlarımın bir kardeşi olarak bir takım şeyler söylemeden önce bugünün anlamından biraz bahsetmek istiyorum.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir. Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971’de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı ve sadece Türkiye’de kutlanmaktadır.
Gelelim günümüze!
Peki günümüzde bu bayram nasıl kutlanıyor?
10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde bizler üzerinden bedava reklamını yaptıran yine siyasetçiler ve bürokratlar oldu.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü özellikle yerel basında siyasetçilerin reklamına dönüşmüş durumda!
İşlerine geldiğinde; “Basın özgürdür, özgür olmalıdır” diyen bu kişiler gazetecilere desteğe gelince sağıra yatıyor.
Bütün siyasetçiler bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili mesajlar yayımladı.
Ama şunu bizler çok iyi biliyoruz ki birçok siyasetçi bu mesajları kendi reklamını yapmak için paylaştı.
Sözümün kesinlikle yanlış anlaşılmasını istemem ama birçoğu bu yüzden mesajlar paylaşıyor.
İşte bu tür insanların, siyasetçilerin iyi insan rolleri yok mu, bende buna tutuluyorum.
Gazetecilere işlerine gelmediğinde ağzına geleni sayan, hakaretler eden, bir kuruş desteği olmayan, mahkeme yolları ile gazetecileri sindirmeye çalışan, gazetelerin can damarı olan reklam departmanlarına bir kuruş destek vermeyen birçok kişiyi, siyasetçiyi bugün gazetecilere övgü dolu sözler paylaşırken görüyoruz.
Belki vatandaşı kandırabilir ama gazetecileri kandıramazlar.
Çünkü tüm meslektaşlarım yapılan işi ve çektikleri sıkıntıları biliyor.
Peki bunlar böyle diye gazeteciler onurlu mesleklerini yapmaktan vaz mı geçecekler?
Tabi ki hayır!
Fakat bazı siyasetçilerin tutum ve davranışları, kendi çıkar ilişkileri doğrultusunda gazeteleri itibarsızlaştırarak gazetecileri bir tetikçi olarak gören siyasetçiler oldukça bu meslek her geçen gün geriye gidecektir.
Bugün gazeteciler Türkiye’de ki en düşük maaşı alıyorsa bugün neyi konuşuyoruz ki?
Gelelim birazda medya patronlarına!
Hep siyasetçiler mi suçlu!
Medya patronları gazetecileri sömürmüyor mu?
Gazetecilik mesleğini 1 yıl icra etmiş bir gazetecinin yılda 4 hafta ücretli izin hakkı var.
Bu yasalarla belirlenmiştir.
Zonguldak’ta hangi gazete muhabirine bu hakları veriyor?
Sorsan hepsi hak savunucusu!
Hepsi vatandaşın sesi!
Birde gelelim biz çalışan gazetecilere!
Bir söz vardır bilir misiniz, “Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur“ diye!
Bizler herkesin hakkını ararken kendi hakkımızı arayamıyoruz.
O yüzden kendi bayramımızda bile en çok çalışan yine bizler oluyoruz.
Biz gazeteciler haklarımızı aramayı bilmedikçe, siyasetçilerin elinde itibarsızlaştırıdıkça, medya patronları tarafından hergün sömürüldükçe, kendi bayramında bile en çok çalışanlar yine gazeteciler olduktan sonra bugün gazeteciler günü olmuş olmamış çokta önemi yok.
Ama adet yerini bulsun diyerek Onurlu, kalemini satmayan tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü kutluyorum!
Sömürünün olmadığı, özgürce gazetecilik mesleğini icra edilebildiği, siyasetçilerin gazetecileri tetikçi yapamayacakları refah seviyesinin gazetecilere sağlandığı bir yıl olmasını dilerim.