Ülkemizde üzülerek belirtmeliyim ki bugüne kadar siyaset yapanların; bir kendi yüzleri vardı bizlerden sakladıkları, bir de dış dünyaya gösterdikleri maskeleri vardı ama her ne kadar maske de olsa bazı dış devletler bu maskelerini gerçekmiş gibi görmeye devam ettiler ve hafızalarında o kaldı.
Asla gerçek yüzümüzle biz olamadık, hani bir söz vardır: “Gerçek kişiliğiniz kalabalıkta değil tek başına olduğunuz halinizdir”
Ortada bir Türkiye var, kuruluş aşamasında yaşananları biz okuduğunu anlamayan veya hiç okumayan toplumlar anlayamaz ve idrak da edemez. Kuruluş aşamasında bu koca devlet öyle tek dişi kalmış canavarlara karşı mücadele ederek kuruldu ki bunu burada anlatmak benim anlatma kabiliyetimi aşar ama şu kadarını söyleyeyim: Bu koca devlet hiç kolay kurulmadı, kurulurken de masaya yumruğunu vura vura emperyalist dünyayı dize getirdiği için bu söz konusu canavarlar yaşadıkları hezimeti bir kenara not etti ve her fırsat ve her şartta ülkemizi ortadan kaldırmak için canla başla çalıştı ve çalışıyorlar, bu çalışma yıllardır devam ediyor, bu kapsamda; kimi din adamlarını, kimi sanatçıları, kimi edebiyatçıları, kimi de “size bu bölgede bir devlet kuracağız” gibi söylemlerle siyasetçileri ve bir devlet, bir bayrak kurma hayaliyle beslenen halkı yanlarına almaya çalıştılar, ülkemizde bir milli politikamız yeterince sağlam olmadığından ve bu bayrak altında yaşayan herkesi eşit bir şekilde bağrına basamayan iktidar partileri ki bu sorun yılların birikimidir- bir yere kadar başarılı da oldular, bunu sözde Ermeni soykırımı masalında da gördük, kendi ülkemizde sözde saygın entelektüellerden “Ermenilere ayıp ettik” gibi demeçler verenlerimiz bile oldu çünkü şirin görünme dertleri vardı, tarih bilgileri sınırlıydı, çünkü Doğu ve güneydoğuda zulme uğrayan ataları ya yoktu, yada bizden değildiler aynı dış güçler haklı olduğumuz konularda bile tüm dünyayı karşımıza diktiler, çünkü her devletin kendi çıkarlarını ön planda tutan bir dış politikaları vardı ve asla bunu içi siyaset malzemesi yapmadılar ama biz hep aynı hataları tekrarladık.
Şu soruların cevaplanmalı:
1. Güneydoğu ve Doğu’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak; Din, Dil ve etnisite açısından yoğun bir Kürt, Arap ve diğer halk var mı? Var,
2.Bu bölge kalkınmada geri mi? Geri,
3. Bu bölge yeraltı zenginliği açısından zengin mi? Zengin,
4.Bugüne kadar merkezi hükümetlerin uyguladıkları yanlış politikalar nedeniyle etnik olarak dışlandılar mı? Evet,
5. Dış güçler dediğimiz emperyalistler bu sorunları bizlerden iyi analiz ettiler mi? Evet,
6. Yine dış güçler toplum nezdinde saygınlığı olan insanlara musallat oldular mı? Oldular, ajan gibi kullandılar mı? Kullandılar,
7. Bu söz konusu bölgelerde yaşayan insanlarımızı yıllardır eğitim, sağlık ve diğer konulardan mahrum ettik mi* Ettik,
8. Bu bölgede yaşayan kardeşlerimizi temsil etmeye çalışan siyasetçilerimiz onlara sürekli yalan söylediler mi, kendileri lüks şatafat içinde yaşarken bölge halkının duygularını istismar ettiler mi? Ettiler.
Uzatmıyorum yüzlerce cevaplanamayan sorular ve sorunlar var ve ortada bir Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurulması aşamasında emeği geçen kahramanlar var, bunun karşısında da; ABD var, AB var, Araplar var, Ayrılıkçı terör örgütleri ve onların finansörü emperyalistler var, bir de bunlara ek olarak pirincin içindeki beyaz taşlar misali kâğıt üzerinde yasal görünen ama gizli gündemlerini inkar etmeyen siyasi partiler var ve bu partilerin gizli gündemleri var ve herkes bildiği ama kimsenin dokunmaya cesaret edemediği iki yüzlü bir siyaset var. Ankara’nın göbeğinde kongre yapan bu siyasi partiler ülkemizin ortak değerleri olan milli marşımızı, milli kahramanlarımızı ve bayrağımızı inkâr edercesine ve yok sayarak kendi gizli gündemlerini ve emellerini haykıra haykıra söylediler mi? Söylediler, Kendi bayrak ve marşlarını gözümüze soktular mı? Soktular, biz ne yaptık? Ölü taklidi… Bizim merkezi hükümetimiz birkaç oy uğruna ölü taklidi yaptı çünkü bugüne kadar bu sorunun çözümü için kimse hiçbir şey yapmamış herkes sorunu halının altına süpürmüş, gel gör ki şimdi artık gizli döllenen aşikâr doğurur misali artık mızrak çuvala sığmıyor. Ülke olarak vatandaşlarımız ilgilendiren önemli bir sorun var ve sen devlet olarak bir şey yapmazsan birileri gelir o boşluğu kendi malzemesiyle doldurur. Bugün gelinen noktada olan budur.