”Her şey mecrasında yürüsün, herkes demokratik haklarını özgürce kullansın, medeni olarak propagandasını yapsın, halk bütün bu olan biteni izlesin, pazar günü sandığa gitsin elini vicdanına koysun, oyunu kullansın, devletimize, milletimize hayırlısı ne ise o olsun.” Diye düşünmüştüm ve ne yazık ki bir kere daha hüsrana uğradım, olmuyor, olamıyor, eğitimini tam olarak tamamlayamamış toplumlarda sağlıklı bir yapı oluşamıyor, Yönetenlerde bu toplumun bir parçası olduğundan yukarıdaki beklentimiz ütopyadan ileri gitmiyor.
Konumuz şiddet: Hiçbir hayvanda şiddet yoktur bu durum biz insanlara özgü bir şeydir, istediğiniz kadar hayvan belgeselleri seyredin, hiçbir vahşi hayvan kendi ırkı olsun, başka hayvan grupları olsun şiddet uygulamazlar, avını avlayan hayvan karnı doygun olduğu sürece başkasına zarar vermeyi düşünmez, hayvanlardaki savaş: hayatta kalma, soyunu sürdürme savaşıdır ve kendi kuralları içinde yürür. Siz hiçbir hayvanın avını yakalamak için silah kullandığını, tuzak kurduğunu ve tuzağa düşenler olduğunda davul-zurna çaldığına şahit oldunuz mu? Olamazsınız, örneğin örümcek avına tuzak kurar tuzağa düşen olursa gider karnını doyurur, çöllerde yılanlar kuma saklanır, önünden geçen avlarını yakalar ve hayatta kalmaya devam eder, aksi olursa ölür. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, kısa kesiyorum, biz insanların icat ettiği işkence aletlerini bir araştırın bakalım, insan beyni yaratıcılık konusunda nelere kafa yormuş: Çin İşkencesi, Filistin Askısı, falaka, Kurşuna dizme, her türlü darp, idam, iftira, yalan, çağımızın son icadı “Mobbing” vs. Bütün bunlar ve benzerleri insanlar tarafında icat edilmiş ve bir başka insanı ortadan kaldırmak için tasarlanmış iğrençliklerdir ve bu işkence ve şiddetlerin hiç birisi: Üremek ve karın doyurmak için yapılmaz, tamamen rakibini ortadan kaldırmak için icat edilmişlerdir.
İşin daha da utanılacak tarafı yukarıda izah etmeye çalıştığım şiddet çeşitleri sadece az gelişmiş ülkeler ve toplumlarda konuşarak kendini ifade etmek ve kendini kabul ettirmek yerine zor ve şiddet kullanarak, birilerini -ki bu en çok rakipleridir- imha ederek konumunu koruma refleksleridir. İşin daha vahim tarafı da zorbaların en çok güvendiği ise kendine biat eden köleleridir.
Son günlerde yaşanan şiddet olaylarına baktığımızda, bu yapılanların geri dönüşümünden en çok zararı yine bunları planlayanlar göreceklerdir, bu tip şiddetler bumerang gibidir, en çok atanlar zarar görür ve üzülerek söylüyorum: “Şiddet şiddeti doğurur”