Öylesi, hayal kırıklıkları yaşarsın ki, bir daha asla toparlayamazsın yaralı yüreğini. Ki, bu gerçeğe o kadar inanırsın ki; mişli geçmiş zamanların karabulutları sarar dört bir yanını. Anılar, kuşatır göz pınarlarını. Gözlerinden, yanaklarına doğru süzülen, yaşlar değildir, bir isyan gibi kalbine oturan yaşayamadıklarındır.
İşte o zaman iyiyi, doğruyu, güzeli vs.ayrıt etmeksizin herkesi aynı kefede görmeye başlarsın.Çünkü, hayata her daim karanlık pencerenden bakmaya başlarsın.
Oysa,gök mavidir ve sadece umudu temsil eder.Güneş tüm heybeti ile karanlığa meydan okumaya devam eder.
Ceylanlar, pınara iner, Karacaoğlan aynı aşk ve özlemle, pınarın başında, garip bağlaması ile sevdiğine türküler söyler.
Dağılan, kırılan, parçalanan yüreğine herşeyden önce sıcak ve samimi bir gülümseyiş hayat verebilir.
Sonra, sevgi ve merhametli bir dokunuş seni o hayata bağlar.
Sevgide, elbette ticaret olmaz, bu kendi kendinin kul hakkıdır.
Aksi halde, karabulutların ardına bir adım daha geçip de, Güneşi göremezsin...
Murat İleri