ZONGULDAK

SAYIN VALİM…

Abone Ol

Bir önceki yazımda size “hoş geldiniz” demiştim ama bu ikinci baskı olsun: Hoş geldiniz.

Sizler yüksek bürokratsınız, ülkemizin tüm vilayetleri hakkında mutlaka bilgi sahibisiniz. Zonguldak’a bu gün gelmiş olmanız bir şeyi değiştirmez, bu kent hakkında belki de bizden daha çok bilgi sahibisiniz ancak; Yine önceki yazılarımda “Üç Mektup” lardan söz etmiştim ve üçüncü mektubu yazan ve sizden önce o makamda bulunan sayın valimizde en az sizin kadar değerliydi, bizler  biraz tuhaf insanlarız ve bu durumlarımız ders kitaplarında yazmaz, ayrıca sizden önceki sayın valimizin bile size bıraktığı 3. Mektupta birçok şeyi açıklamış olamazlar, dedim ya bu kent çok özel bir kenttir bunu yaşayarak göreceksiniz. Ülke çapında çok ünlü valilerimiz oldu, megapollere vali olmanın yolu eskiden bu kentten geçerdi, bu nedenle çok ünlü dostlarımız da oldu, umarım sizinle de aynı frekansta buluşuruz ve daha büyük görevlerinizin bir basamağı olur bu kent, yine bir ancak diyorum; Tekrar bir önceki yazıma atıfta bulunarak diyorum ki: Bu kent yer üstü ve yer altı zenginliği olarak Allah’ın bizlere bir hediyesi olduğunu söylemek zorundayım. Yer üstünde yılın 12 ayı bizlere her türlü rızık veren bir doğası var ki buna denizi de dâhil, insan ihtiyaçlarının tamamını karşılayacak nimetlerle iç içeyiz, yeraltı zenginliği zaten tartışılmaz ve sadece kömürden ibaret değil, başka zenginliklerimiz de mevcut.

Daha önceki yıllarda yapılan istatistiklerde kendi kendine yeten birkaç ilden birisiyiz, daha da iddialı bir şey söylersem beni bağışlayın: Aldığından fazlasını merkezi hükümete veren, daha açıkçası katma değer yaratan üç-beş vilayetten birisi konumundayız, buna rağmen batıda diğer vilayetlerin nüfuslarının artmasına rağmen, nüfusu azalan tek kentiz.

“Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” derler kısa keseceğim, yeni geldiniz ve işiniz çok, bu nedenle belki de bu yazıyı okuma fırsatı bulamayacaksınız, ama olsun karınca misali: Karınca Mekke’ye gitmek için yola çıkmış, yolda gören dostları alay ederek karıncaya: “sen bu halinle oralara gidemezsin, yolda ölürsün” demişler, karınca da: “olsun en azından uğrunda ölürüm” demiş, benimki de  o misal, ister oku, ister okuma sayın valimiz, karıca kararınca ben diyeceğimi yazayım da gerisi size kalmış.

Sayın valim tekrar hoş geldiniz: Bu kent sevdalılarını, güzide halkını ve işini yapan; Gazeteci, siyasetçi, iş insanlarını tenzih ederek ve onların da affına sığınarak diyorum ki; Allah kolaylık versin. Gerisi size kalmış. Başarılar diliyorum.