Her iki kesimin ipi önde göğüsleme mücadelesi gün geçtikçe daha çok kızışıyor. Mitinglerle beraber yazılı ve görsel medyada, dijital platformlarda her iki kesimin kalemşorları ve yorumcuları büyük bir gayret sarf ediyor.
Bu arada fırsatı ganimet bilen bir de sahtekârlar var.Trol diye de tabir edilen ve sayıları yüz binleri bulduğu konuşulan, işi gücü internet üzerinden algı meydana getirmek için eğri, doğru, yalan, yanlış her ne varsa yazan, çarpıtan ,video yapan,bilgisayar oyunları ile adamın konuşmadığını konuşturup medya organlarında servis eden sahtekârlar.Olmadık hakaretler,iftiralar atılıp ,iğrençlikler sergileniyor.
Hayat mücadelesinin ve çilesinin yüzüne yansıdığı, 40 yaşlarında tahmin ettiğim bir vatandaş kendisine mikrofon uzatan muhabire ve etrafındaki kalabalığa, isyan içinde şunları söylüyor ‘’ Bu ülkeyi üç çeşit insan batırıyor, bunu unutma, herkese diyorum, bir sahte solcular, bir sahte milliyetçiler, birde sahte dinciler.’’
Vatandaş, üzerine basa basa, hemen hemen her kesimde bulunabilen, her kılığa giren, cirimleri küçük, cürümleri büyük sahtekârlardan bahsediyor. Bunlarda utanma, yüz kızarma, ahlak ve har türlü insani değerler dumura uğramıştır.
Bilhassa haber televizyonlarının akşam kuşaklarını izliyorsunuz. İnternette haber sitelerine bakıyorsunuz neler oluyor neler. Millet olarak nereye gidiyoruz insan şaşırıyor.
Sahte altın, sahte para, sahte gıda, sahte süt, sahte doktor, sahte polis, sahte imam, sahte hoca, sahte müteahhit, hangi birini sayalım, sahte, ,sahte, sahte.
Bunlar aslında azınlıktalar lakin bir şekilde güç devşirip insanları ikna ederek kandırabiliyorlar, aldatıyorlar. Kişileri ve kitleleri peşlerine takıp sürükleyebiliyorlar. Tek hedefleri var, para kazanmak, servet sahibi olmak, servetlerine servet katmak, güç devşirmek, şöhret olmak, doymak bilmeyen nefislerini ve hırslarını tatmin etmek veya efendilerinin çıkarlarına hizmet etmek.
Yakalananlara bakıyorsunuz 15-20-30 kimisi 40 suç işlemiş geziyor veya aranıyor. Kimisi sahtekârlığı ve sahtekârlığını kılıfına uydurmuş bir şey yapılamıyor.
Güneydoğu illerimizdeki depremlerde yüz binlerce bina yıkıldı, sahtekârlıklar ortaya saçıldı. On binlerce insan vefat etti, yüz binlerce yaralı var, binlerce kayıp var. Milyonlarca insan yerini yurdunu, evini barkını tek etmiş, böylesine dehşet verici bir durumu bile istismar edenleri ve sahtekârlık haberlerini duyuyorsunuz.
İşte Milletimizin, mütedeyyin, namuslu, dürüst çoğunluğu haklı olarak bunlara isyan ediyor. Herkes rahatsız, herkes karamsar ve üzgün. Ne olacak halimiz. Bu nasıl düzelir serzenişlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Seçmen genelde suskun 14 Mayıs tarihini bekliyor. Kimse rengini belli etmiyor. Herkes herkese mavi boncuk dağıtıyor. Seçim sonuçlarının sürprizlerle dolu olacağını tahmin ediyorum. Neticeyi kestirmek çok zor. Temennimiz seçimlerin kazasız balasız atlatılması, her iki kesimde de siyasilerimizin aklını başına alması, sahtekârlara ve sahtekarlıklara prim vermeden Devletimizin ve milletimizin istikrarla yoluna devam etmesidir. Çünkü başka Türkiye yok …