Say ki;yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?..."
...
Yine kelimeler kifayetsiz kaldı.Fikirlerim sürgün...
Oysa, Anne eksikliği ile büyümüş bir ben değildim elbette.
Ama yine de, yokluğunu hissetmek ne kadar da acı...!
Herkesi bir ana doğurdu.Beni de öyle.
Fakat, benim aslan yürekli bir anaydı.Aslan ANAM diye severdim onu.
Abdal kızıydı.Hamuru yörük ( göçebe) kültürü ile yorulmuştu.
Ankara'nın kırsal ikliminde dünyaya gelmişti...
Yürekli ve mert bir kişiliğinin yanında, uysal ve merhametli bir yanı da vardı.
Yazıma başlarken; dediğim gibi, bir anneyi kim ve nasıl en iyi tarif edebilir ki...!
Saçlarına çokca aklar düştüğünü fark ettiği bir gündü.
Onun baktığı sadece bembeyaz tüy tanelerydi, ama benim gördüğüm geceye umut saçan yıldızlardı.
Hem de Umut umut parlayan...
Gün geceye döndü.Geceler de gündüze.Zaman su misali akıp giderken usulca, farkına bile varamadan, Melek oldu kanatlandı ve bu pis kokuşmuş dünyaya veda etti bir sabah...
Artık Saçlarındaki yıldızları Koparabilirsin Aslan Anam...
Hüzün bana, özlem bana...
Reis Murat İleri