İster genel seçimler olsun, isterse yerel seçimler olsun sandıklardan mantık çıkabilmesi için halkın eğitim ve kültür seviyesi bu konuda önemli bir rol oynar ve  sonuç buna göre belirlenir.

Çok oy alan seçilir bu demokrasinin olmazsa olmazıdır, fakat çok oy almak her zaman çoğunluğun tercihi olarak kayıtlara geçse de gerçek demokrasilerde alınan bu çoğunluk oyları azınlıkta kalanların yok sayılması anlamına gelmez, bilakis gerçek demokrasilerde azınlıkların da söz hakkını doğurur ki buna muhalefet denir, muhalefet bir nevi sistemin otokontrolüdür, çoğunluğun oyunu alan güçlü iktidarlar da bu halkın içinden birileri olduğundan bir zaman sonra eğitim ve kültür noksanlığından aşırı güç zehirlenmeleri, aşırı şatafat, geçmişte eksik kalan yanlarını tamamlama ve çılgın yaşantılara evrilirler, işte burada muhalefet iktidarların gaflet uykularından uyanması için muhalefet görevi gereği iktidarın yanlışlarını hatırlatarak kendilerine gelmelerini sağlarlar. Elinde gücü bulunduran ve güç zehirlenmesi yaşayan iktidarların doğal olarak yaptığı her şeyin doğrusuna ve yanlışına bakmadan alkışlayan güdüme müsait kitleler mevcut iktidarların temellerine konmuş dinamit görevi yaptıklarını bile fark edemezler ki zaten bu kitle için çok da önemi olmayan bir konudur, bu kitle için “kral öldü, yaşasın yeni kral” ana felsefedir ve bu durum tüm dünyada hep aynıdır, mevcut iktidarla da bu gibi kitlelere her zaman ihtiyaç duyarlar, asıl paradoks burada yatmaktadır. Bütün bu tehlikeli dalgalanmalarda en çok o ülkelerin ortak ve kutsal değerleri hasar görür ve bu öyle bir hasardır ki telafisi mümkün değildir. Kısaca özetleyecek olursak:

POLİTİKACILARYLA UYUYAN TOPLUMLAR POLİTİK ACILARIYLA UYANIRLAR”