ZONGULDAK

Ömrü 100-120 yıl!

Araştırmacı gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı mayıs ayında yayınlanan “2023 Yılı Taşkömürü Sektör Raporu”nda, taş kömürünün önemi ve çevresel etkileri değerlendirildi.

Abone Ol

Araştırmacı gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı mayıs ayında yayınlanan “2023 Yılı Taşkömürü Sektör Raporu”nda, taş kömürünün önemi ve çevresel etkileri değerlendirildi.

“2050 yılına kadar enerji ihtiyacının iki katına çıkacağı tahmin ediliyor”

Raporda, şu görüşlere yer verildi:
“Dünya enerji arzı ile ilgili yapılmış tüm senaryoların ortak özelliği, 21. yüzyıl boyunca enerjiye olan talebin artacağı öngörüsüdür. Normal şartlar altında 2050 yılına kadar enerji ihtiyacının bugünkü seviyenin en az iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Enerji talebindeki artışın nedeni gayet açıktır. Sanayileşmiş ülkelerde enerji temin güvencesi üretimin ve hizmetlerin devamlılığı için bir ön şarttır.
Özet olarak artan dünya enerji talebi dünya nüfusunun büyük büyük bir kısmının ekonomik ve sosyal refah seviyelerinin gelişmesine olan arzularını yansıtmaktadır. Dünya birincil enerji arzının yaklaşık yüzde 25’ini ve elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan kömür, artan enerji ihtiyacı karşısında bugünkü enerji endüstrisinin karar mekanizmasında önemli bir ayak olarak yerini korumaktadır. 2050’li yıllarda güneş enerjisi kullanımının çok ileri düzeyde artacağını öngören oldukça iddialı projeksiyonlarda bile kömür, bugünkü oranlardan düşük olsa da enerji çeşitliliği içerisinde yer alacaktır.

‘Kömürün tükenme ömrü 100-120 yıl’

Kömür enerji kaynağı olarak çok çeşitli avantajlara sahiptir. Dünya fosil yakıtlı enerji kaynaklarının tükenme ömürlerine bakıldığında petrol ve doğal gazın tükenme ömrü 50-60 yıl, kömürün tükenme ömrü 100-120 yıl olarak görülmektedir. Rezervlerinin çokluğu yanında kömürün geniş bir coğrafyaya yayılmış 50’den fazla ülkede üretilmesiyle birlikte kömür kaynaklarının petrol ve doğal gaza göre politika ve yönetim açısından daha istikrarlı bölgelerde yer alıyor ve üretiliyor olaması  kömüre hammadde olarak ayrı bir önem katmaktadır. Ayrıca dünyanın en önemli bir kesiminde kömür madenciliğinde gelişmiş teknolojilerin uygulanması sonucunda düşük üretim maliyetlerinin oluşması, artan şekilde serbestleşen elektrik piyasasında kömürün ucuz yakıt olarak önemini korumasını sağlamaktadır.

‘Kömürün kalkınmanın temeli olarak önemini koruyacağı görülüyor’

Kömürün iki önemli kullanım alanı demir-çelik endüstrisi ve termik santrallerdir. Bu açıdan bakıldığında kömürün kalkınmanın temeli olarak önemini koruyacağı ve olumlu bir geleceğe sahip olduğu görülecektir. Fakat bu olumlu gelecek, günümüzdeki teknolojik araştırmalara ve araştırmalar sonucunda geliştirilen yeniliklerin dünya çapında uygulamaya konulmasına bağımlıdır. Kömür üretiminden tüketimine kadar olan aşamalarda çevresel hususların dikkate alınması yönünde artan bir politik talep vardır. Kömür; SOx, NOx. CH4, CO2 ve partikül emisyonları açısından artan bir çevresel baskı altındadır. 

‘Kömür dünya çapındaki en büyük elektrik üretim kaynağı’

Kömür yakıt yanmasından kaynaklanan küresel emisyonların yüzde 45 oranında CO2 emisyonlarının en büyük kaynağı olmasına rağmen dünya çapındaki en büyük elektrik üretim kaynağıdır. 
Bu konuların çoğu için bilinen çözüm yöntemleri mevcut iken bunların karışımının oluşturduğu ‘sera gazı etkisi’ üzerinde yoğun bir kamuoyu duyarlılığı oluşmaktadır. 
Dünya insanlar tarafından üretilen çoğunlukla, petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan emisyonlar nedeniyle ısınmaktadır.
Sıcaklıkların 1850 yılı seviyesinin 1,7 veya 1,8 derecenin üstüne çıkması durumunda dünya nüfusunun yarısının yaşamını tehdit eden ısı ve neme maruz kalınabileceği düşünülmektedir. 

‘İklim değişikliğiyle mücadele’

İklim değişikliği ile mücadele kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını gerekli kıldığından iklim değişikliğiyle mücadele politikaları kalınma planı ile uyumlu olarak belirlenmektedir. Türkiye’nin yeni 2030 hedefi, bu politika ve stratejilerin modellenen etkilerini temel almaktadır ve net sıfır hedefiyle uyumludur.  

‘Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı, diğer ülkelere göre daha fazla olacak’

Ülkemiz kalkınmakta olan bir ülke olduğundan enerjiye ihtiyacı, diğer ülkelere göre daha fazla olacaktır. Bu nedenle emisyonların azalmasını yanma verimini artıran yöntemlerin uygulanması, araştırılması ve geliştirilmesi ülkemiz için de önem arz etmektedir. Dünyada emisyonları azaltmak için zenginleştirilmiş kömür kullanımının yanında emisyonların baca ortamında ayrılması ve değişik yakma teknolojileri kullanılarak yakma verimini artırıcı yöntemler uygulanmakta ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Böylece hem emisyonlar azalmakta, hem de birim miktar kömürden elde edilen enerji miktarı artırılmaktadır.

‘Yeşil dönüşüm konusunda adımlar atıldı’

Ülkemiz orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için önemli yatırımlar yapıldığını belirterek, enerji verimliliğine yönelik 2023 yılında 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımının hedeflendiğini iklim değişikliğiyle mücadele bağlamında yapılan ve yapılacak çalışmaların büyük yatırımlar gerektirdiğini, covid 19 salgını sonrası yapılan toparlanma sürecinin merkezinde yer alan ‘yeşil dönüşüm’ konusunda da gerekli adımlar atıldığını, ‘sanayi sektöründe yeşil dönüşümü’ Ekonomik Reform Paketi’nde öncelik verilen unsurlardan biri olduğunu, böyle bir dönüşüm yatırım ve finansman ihtiyacını da beraberinde getirdiğini belirterek, yeşil dönüşüm başta olmak üzere diğer alanlarda küresel düzeyde stratejik iş birliğinin oluşturulmasının büyük önem arz ettiğini belirtmiştir.”