Okyanusu geçtik, derede boğulmayalım!
Zonguldak Havalimanında güzel gelişmeler var...
Yazdıklarımızdan ziyade yazamadıklarımız güzel ve umut verici gelişmeler!
Tabi yine endişe veren gelişmeler de olmuyor değil!
Dedik ya; 2 ileri 1 geri!
2012 senesinden beri gelinen yol önemli ve kayda değer…
Almanya'dan Corendon firması uçacağını açıkladı, diğer firmalar da uçmak için sıraya girdi...
Önümüzdeki haftalarda, ben diyeyim 2, siz deyin 3 firma açıklama yapacak…
Pistin uzama ve genişlemesinde de tabiri caizse okyanusu geçtik, yani 2012 senesinden beri uğraştığımız en zoru olan yetkililere buranın tutacağına ikna ettik…
Yine imkansız denilen THY’nın uçuşunu sağladık!
THY ve Atlas uçuşlardan memnun…
Şimdi en kolayı olan derede, yani pistin sorunlarını çözmede çırpınıyoruz, boğulmamak için son kulaçları atıyoruz…
Bu yönde de önemli gelişmeler var... İnşallah yakında müjdeli haber veririz…
Hele şu dereyi geçelim!
Görün, bakın neler olacak!
***
Zonguldak Havalimanı, sadece hava limanı değildir!
Zonguldak Havalimanının ne demek olduğunu anlamayan siyasetçiler ve bürokratlar sorunları çözmede ipe un sererken vatandaşlar ise “Zenginler uçağı kullanır… İşsiz çok, millet ekonomik krizde” diyerek sorunu başka tarafa çekiyor.
İpe un seren bürokratlara ayrıca değindik, yine değiniriz… Ama fakir edebiyatıyla uçak meselesini aynı kefeye koyanlara bir çift sözüm var!
İşte hava alanları tam da işsizlik ve ekonomik sıkıntıların kökünü kurutmak demek…
Kaçak maden ocaklarında insanımız ölümle buruna kalmak yerine yeni iş imkanları için ulaşım demek!
Zira BAKKA Genel Sekreterlerinin her seferinde söylediği gibi bölgeye yatırım yapmak isteyenlerin ilk sorduğu şey;
Hava alanınız var mı?
Ayrıca hava alanı demek; gurbette yaşayan insanlarımızın rahat gelerek memleketlerine döviz bırakması demek…
Hava alanı demek; Safranbolu, Amasra ve İnşallah yakında Zonguldak merkezindeki turistlik yerlere yüzbinlerin ve hatta milyonların gelmesi demek…
Bütün bunlar da; İstihdam demek, işsizliğin azalması demek, göç vermek yerine göç almak demek…
Sözün özü; Zonguldak Havalimanı demek, sadece hava limanı demek değil!
***
İslam’a en çok zarar verenler!
İslam dinine yönelik öylesine saldırı var ki hangi birini anlatsak az kalır…
Detaylarına inmek haddimize de değil, bilgimizi de aşar!
Ancak 2 haftadır üzerine özellikle gittiğimiz Mustafa İslamoğlu’cuların oluşturduğu tehlikeye devletimizin birimlerinin dikkatine sunmayı görev saydık…
Öyle ya; Sütten ağzımız yandı yoğurdu üfleyelim!
Ne mal olduğunu 1998 senesinde öğrendiğim, defa eten de belli birimleri uyardığımız zamanın paralel, şimdinin FETÖ yapılanması da dini kisveler altında dinimize yapmadığını bırakmadı…
Son olarak da ülkemize yaptığı ve travması devam eden darbe girişimi de işin tuzu biberi oldu!
FETÖ’dan boşalan boşluğu birilerinin doldurmak istediği aşikar…
Hem devlet kadrolaşmasıyla hem de güya dini fetvalarla beyin yıkama hareketi çoktan başladı…
İlk yazımızın ardından yapılanmanın tehlikeli boyutuna dikkat çeken ihbarda, "Bu haberinizin mutlaka üzerine gidilmesi gerek. Bu şarlatan herif hem devlete hem de ehli sünnete karşı yapılanma içerisinde ve ... adamları iş başında" denilmesi yapılanmanın Zonguldak ayağındaki boyutunu da gözler önüne serdi…
Hazreti Adem'in babası olduğuna dair sapkın düşünceler ve Peygamberimizin eşine yönelik iğrenç yakıştırmalarla tepki çeken Mustafa İslamoğlu'nu savunan yorumlar atanlara naçizane tavsiyem…
Varsın bize de inanmayın! Videolarını seyredin, dinleyin… Böylesine sapkın bir kimseye inanmak aklını kiraya vermekten başka nedir?
Dini konularda Kur’an-ı Kerim ve meallinin dışında yapılan ve “Bence” ile başlayan söylemleri dile getirenler bilin ki en büyük zararı İslam dinine vermeye çalışmaktadır…
Yanlış bir sözün Allahü teala muhafaza imandan çıkmaya vesile olduğu dinimizde böylesine açık sapkın söylemlerde bulunan birine ve uzantılarına inanmak aklını kiraya vermenin ötesinde ahmaklıktır!
İngiliz casusunun itirafında yer aldığı gibi; İçimize girerler Müslüman gibi yaşar, giyinir, ibadet ederler ama fitne tohumlarını ekip kenara çekip seyrederler…
Aman dikkat!
İkinci bir FETÖ’yu bu ülke kaldırmaz!
***
Kızılay’ın itibarıyla oynayan itibarsızlar!
Türkiye’de geçen haftanın gündemine Kızılay oturdu!
Malum bağış işi…
Hemen aklıma Zonguldak Kızılay’da dönen dolaplar ve başındaki şahsın itibarsızlığı geldi…
Ayrıntılı yazmaktan benim utandığım, kendisinin ise yaşamaktan bile utanmadığı durumlara rağmen hala yüzünün bile kızarmaması ilginç…
“Yüzsüzlüğün” ne boyutlarda olduğunu yazmaktan ar ettiğim gibi “Böylesi saygın bir kurumun başında böylesi birinin olmasından” duyduğum rahatsızlık aklıma geldikçe devrelerimi adeta yakıyor!
İşin ilginci olan bitenin belki başta bilinmezken İMZA yazdıktan sonra en azından bilinmesine rağmen hala daha üç maymunun oynanması da ayrı bir skandal!
Demek ki alan razı veren razı!
Böylesi birinin yetkili olması hazımsızlık yapmadığına göre Kızılay, hayalimdeki Kızılay değil!
Ne diyelim?
İnşallah; hayalimdeki saygınlığa ulaşır…
***
HAFTANIN SÖZÜ: “Bu haberinizin mutlaka üzerine gidilmesi gerek. Bu şarlatan herif hem devlete hemde ehli sünnete karşı yapılanma içerisinde ve ... adamları iş başında"
İMZA GAZETESİNE GELEN İHBAR
***
SÖZÜN ÖZÜ: “Faydalı ile faydasızı ayırt edebilenler, bilgi sahibi olanlardır.”
ŞEYH EDEBALI