EREĞLİ

Memleket Partisi İlçe Başkanı Güney İle Röportaj Gerçekleştirdik

Memleket Partisi Ereğli İlçe Başkanlığı’nın açılmasıyla birlikte Sayın Murat Güney ile röportaj gerçekleştirdik.

Abone Ol

4 Nisan 2023 Salı günü İlçe Başkanı Murat Güney ile birlikte Zonguldak, Memleket Partisi ve Ülke Geneli hakkında sorular yönelttik kendisi de hiçbir sorudan kaçmadan yanıtladı. Sıcak karşılama için Sayın Murat Güney ve Memleket Partisi Üyelerine teşekkür ediyoruz.

‘’HİÇBİR GEREKÇE GÖSTERİLMEDEN İŞTEN UZAKLAŞTIRILDIM’’

Soru 1: Öncelikle partinizi ve kendinizi bize tanıtır mısınız?

Murat Güney: Ben Murat Güney, 1995 yılında Karadeniz Ereğli’nin Çayırlı köyünde doğdum. İstanbul Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Tezli Yüksek Lisans mezunuyum. Tezimi de Mavi Vatan, Türk Dış Politikası, Türk Savunma Sanayi ve Türk Deniz Kuvvetleri birleşiminde yazdım. Tezimde Türkiye’nin ABD ve NATO’dan bağımsız hareket etmesinin Türk Deniz Kuvvetlerini geliştirdiğini ve bölgede daha proaktif politikalar izlediğinden bahsettim.

‘’42 BİN KİŞİYİ ELEDİM’’

Memleket Partisi ile bağım 2022 yılının başında başladı. Ben daha önce TRT’nin açmış olduğu yetenek sınavlarına girerek 42 bin kişiyi eledim 6 aşamanın sonunda TRT Haber’de Dış Haberler Stajyer Muhabiri olarak başladım. Uluslararası ilişkiler mezunu olmam sebebiyle gündemde yer alan ya da gözden kaçırılmış olan haberleri televizyon ekranına hazırlanması ile ilgili bilgiler topladım, tasnif ettim ve bunları sunuculara hazırladım. İkinci ayın sonunda hiçbir gerekçe gösterilmeden işten uzaklaştırıldım. Bu süreç beni memleketin geleceğinde söz sahibi olmak adına Memleket Partisi’nde görev almaya itti. İlk önce gönüllü olarak başvuru yaptım ve üye oldum daha sonra cv’mi gönderdim ve İlçe Başkanlığı teklif edildi, İlçe Başkanlığı teklifini kabul ettim. Memleket Partisi’ni kabul etmemdeki sebep; İnsanların iki kutuplu siyasal sisteme mahkûm edilmelerine bir tepki olmasıydı. Biliyorsunuz Memleket Partisi’nin 6 tane ilkesi var, bu ilkelerden en önemli olanlardan bir tanesi Atatürk’ün tartışılmaması.

‘’MUHARREM İNCE’NİN DURUŞU VE İLKELERİ BENİ BU YOLA İTTİ’’

Bugün Atatürk’e olan mesafe maalesef her iki kutupta da var. Kadına şiddet gösterenlere ve çocuk tacizcilerine karşı olmak. Burada da biliyorsunuz her iki tarafta da tarikat ve cemaat dediğimiz bazı zararlı oluşumların oylarını almak amacıyla ses çıkartamıyor, biz buna tepki gösteriyoruz burada. Bir de siyasetten rant elde etmemek, bugün görüyorsunuz bizim beşli çete dediğimiz aslında daha fazla olan bir grup ticari oluşum diyelim. Ayrıcalıklı bir şekilde ballı kaymaklı ihaleleriyle kendilerini zenginleştirdiler fakat halkımızı görüyorsunuz alım gücü günden güne erimiş durumda. Bütün bunları düşündüğümüzde bir tarafta da Türkiye’nin milli menfaatlerine aykırı politikalar gördüğüm için Millet İttifakı’nda mesela örnek vermek gerekirse Libya Teskeresine hayır denilmesi. Kendimi iki kutuplu sistemde ayrı olarak üçüncü bir yola adamak istedim ve Memleket Partisi’nde görev almaya başladım. Memleket Partisi’nde görev almayı seçmemin sebeplerinden biri budur.  Hem partimizin ilkeleri, hem liderimizin dik duruşu ve ilkeli olması beni bu yola itti.

‘’KENDİ CEBİMİZDEN PARTİMİZİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ’’

Soru 2: Artık uzun sayılabilecek bir süredir siyasetin içindesiniz, gördüğüm kadarıyla teşkilatlarınız da yavaş yavaş oturuyor. Teşkilatlarınız hakkında ne söylemek istersiniz? Yeterince büyüyebildiniz mi sizce?

Murat Güney: Şimdi teşkilatlarımız hakkında şunu söylemek isterim; Öncelikle bizim teşkilatlarımız tamamen gönüllü olan insanlardan ve partiden rant elde etmeye çalışmayan, herhangi bir çıkar gütmeyen insanlardan oluşuyor. Siz de bugün gördünüz burada bulunan arkadaşlarımız tamamen kendileri geldiler ve afiş, broşür, stant çalışması, imza kampanyası gibi çalışmalarda yer alacaklarını söylediler ve ben bu insanları daha önce hiçbir şekilde görmedim, tanımadım, bir ilişkim de yok. Baktığınız zaman az önce burada bulunan arkadaşlardan bir tanesi ülkü ocaklarından geldi, burada iki abimiz daha önceden biri Ak Parti diğeri ise Cumhuriyet Halk Partisi seçmeniydi daha önce oraya oy vermişler.

Baktığınız zaman biz aslında bütün noktaları birleştirebilen, ortak paydada bulunuyoruz. Biz merkez parti haline geldik zaten sloganımızı da biliyorsunuz ‘’Ne sağdan, ne soldan, Atatürk’ün yolundan’’ diyoruz. Sorunuza gelecek olursak da bizim teşkilatlarımız genelde 40 yaş altındaki genç vatandaşlarımızdan oluşmakta. Az önce de söylediğim gibi hiçbir yerden destek almadığımız için herkes kendi cebinden partimizi yaşatmaya çalışıyor. Konvansiyonel medya bize Şubat ayına kadar ambargo uyguladığı için çok fazla büyüyemedik. Vatandaşlarımız televizyonda kimi görüyorsa ve fikirlerini beğeniyorsa ona oy verir. Her ne kadar teşkilatlarımız sahada yer almaya çalışsa da çok fazla ulusal medyada yer almadığımız için bu bizim eksikliğimiz oldu. Şubat ve Mart ayından sonra hızlı bir şekilde büyümeye başladık ve medya ambargosunu yendik. Bunda tabi sosyal medya gönüllülerimizin de katkısı çok büyük. Yaptıkları editlerle, attıkları tweetler ile bu arada onlar troll değil, bazılarının suçladığı gibi paralı trollerimiz yok. Herkes kendisi gönüllü, bu şekilde bir şeyler yaptık. Şu anda Zonguldak’ta Merkez, Kozlu ve Ereğli kurulmuş durumda Kilimli’ye de atama yapıldı diğer ilçelerimize de seçime kadar ivedi bir şekilde atama yapacağız ve teşkilatlanmamızı tamamlayacağız daha sonra da zaten seçim çalışmalarımız başlayacak milletvekili aday adaylarımız belli olduktan sonra.

‘’DEPREMDEN 6 AY ÖNCE YAPILMIŞ BİR HAREKET’’

Soru 3: Memleket Partisi olarak Genel Başkan Muharrem İnce'nin dansıyla sosyal medyanın gündemine bir anda oturmuştunuz tabiri caizse büyük bir patlama söz konusuydu. Geri dönüşleri olumlu veya olumsuz muydu? Sizce bu seçim sonuçlarını etkileyecek mi? nasıl etkileyecek?

Murat Güney: Öncelikle şunu söylemek istiyorum; Yapılan dans ile ilgili acımasızca gelen eleştiriler var; ‘’işte depremden zamanında neden böyle yaptınız şeklinde.’’ Bu dans depremden 5 veya 6 ay önce yapılmış bir danstı ancak depremden sonra gençlerimiz, Muharrem İnce’nin haklılığına hitaben böyle bir dans akımı oluşturdular ve katılmak istediler. Hatta siz de taktir edersiniz ki sadece gençlerimiz değil 7’den 70’e birçok yaş grubundan vatandaşımız dans akımına katılarak Muharrem İnce’ye katkıda bulundu, destek verdi.

Olumlu ya da olumsuz konusuna gelirsek kesinlikle olumlu. Bir kere sempatik hareket, ben öyle düşünüyorum bunun üzerinden duyar kasmaya çalışan insanlarımızı da kınıyorum. Çünkü neden; Bakın bizim gülmeye ihtiyacımız var zaten daha önceden yapılmış bir danstı, yani o figür deprem öncesinden bir figürdü. Depremden sonra vatandaşlarımız daha çok da gençlerimiz sempatik bularak bu dansı gerçekleştirdi nasıl eleştireceğiz? Duyar kasan insanlara şunu sormak gerekiyor; Eğlence mekanları açık, stadyumlar açık zaten milli yas ilan edildikten sonra hayatın normale dönmesi gerekiyor. Psikologlar da bunu söylüyor hayatın yavaş yavaş normalleştirilmesi gerekiyor ama bu şu demek değildir; Biz depremzedelerimizin acılarını unutuyoruz görmezden geliyoruz, kesinlikle öyle değil. Siz de biliyorsunuz Genel Başkanımız ve parti yetkililerimiz deprem anından itibaren deprem bölgesine ulaşım sağlayan ilk siyasi kişiler.

Bizim bir otobüsümüz var 2006 model, Genel Başkanımızın tabiriyle külüstür bir otobüsümüz var. Otobüsün içine kameraman ve diğer iletişim görevlilerini bile almadılar battaniye, mont, yiyecek, içecek ve gerekli eşyaları doldurdular. İlk gün AFAD ve Kızılay’ın varamadığı yerlere bizim Genel Başkanımız ve ekibi gitti. O yüzden Şubat ayından beri bir katkısı olduğunu söyleyebilirim. Vatandaşlar, Genel Başkanımızın yanlarına çıkar gütmeden gelen ilk siyasi figür olduğunu anladılar ve destek vermeye başladılar. Taktir edersiniz ki Genel Başkanımız 2018 yılından beri deprem bu ülkenin beka sorunudur açıklaması var. Depremden sonra o videolar da sıkça gündeme geldi.

Konumuza dönecek olursak bence olumlu bir katkısı oldu. Özellikle gençlerimiz arasında belirli bir süre sonra sönümlenen ya da belirli bir süre bu şekilde devam eden bazı akımlar oluyor. Siz de biliyorsunuz geçmişte mesela Gangnam Style gibi akımlar ortaya çıkmıştı. Sokakta bir genç ‘’Başkanım’’ diyor o da ona karşılık olarak o hareketi yapıyor daha sonrasında ise gençlerimiz sevdikleri için bunu tüm Türkiye geneline yaydılar.

‘’BÜLENT ECEVİT GİBİ BİR FİGÜR İLE GÖNÜL BAĞIMIZ VAR’’

Soru 4: Genel Başkan Muharrem İnce bildiğiniz üzere daha önce Zonguldak’a gelmişti. Zonguldak ile alakalı düşünceleri nelerdir? Projeleri var mı?

Murat Güney: Biliyorsunuz biz sağ, sol olaylarına pek girmiyoruz ama bizim partimize baktığınızda da belli bir geçmişi var. Atatürk ideolojisini benimsiyoruz dolayısıyla bu çizgiyi devam ettiren Allah Rahmet Eylesin, Bülent Ecevit gibi bir figür ile gönül bağımız var kendisiyle.

Muharrem İnce, kendisi emekçinin, işçinin yanında olduğu için bizim şehrimizi de emeğin başkenti olarak görüyor Madencilerden dolayı, onun dışında da pek bir tasarrufu olduğunu düşünmüyorum. Normal, sıradan bir vilayet. Bu farkı bizim yaratmamız lazımd,ı buranın yaşayanları olarak, buranın yöneticileri olarak. Maalesef Zonguldak olarak bugüne kadar deprem anına kadar fark yaratamadık. Depremden sonra ise herkesin her şey bitti dediği anda madencilerimiz ortaya çıktı ve 150 yıllık domuz damı tekniği ile insanlara umut oldu. Zonguldak yine madencisiyle ön plana çıktı. Burada da parantez içinde belirtmek istiyorum bütün Madenci arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum onlardan Allah razı olsun.

‘’MARKALAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR’’

Soru 5: Zonguldak ile alakalı plan ve proje oluşturdunuz mu? Zonguldak’ın neye ihtiyacı var?

Murat Güney: Zonguldak’ta biz saha çalışmalarımızı yaptık. Zonguldak’ın en temel ihtiyacı istihdamdır çünkü Zonguldak büyümüyor, geriliyor. Nüfusa baktığınızda 600 binden aşağı düştü, doğum oranları yavaşlamaya başladı, ekonomik sıkıntılardan dolayı evlilik oranları düşüyor ve boşanmalar da artıyor dolayısıyla nüfusumuz düşüyor. Olan nüfusumuz da iş olanaklarının az olması nedeniyle şehir dışına veya ülke dışına göç etmeye başladı. Bizim yapmamız gereken şey Zonguldak’ta yeni iş alanları yaratarak istihdam olanaklarını artırmaktır, bunu yapmalıyız.

‘’GELENEĞİMİZİ DEVAM ETTİRMELİYİZ’’

Benim kendi projem ise söylemiştim size tezimi denizcilik üzerine yazmıştım. Türkiye’nin kurtuluşu bence denizcileşmesindedir. Bu konuya Genel Başkanımız da değiniyor. Bizim dünya ticaret hacminden, deniz ticaret hacminden daha fazla kar almamız lazım dolayısıyla ülkeyi denizcileştirmemiz lazım. Bizim Zonguldak’ı ivedi bir şekilde denizcileştirmemiz burada yaşayan vatandaşlarımızı tayfa yapmamız, kaptan yapmamız lazım. Ben öyle düşünüyorum. Bunun sebebi şu; Mesela size bir rakam vereceğim; Şu an dünya deniz ticareti üzerinde 1 numara kim biliyor musunuz? Yunanistan. ABD ve Çin’i geçmiş durumda Yunanistan. Limanları ve deniz işletmeciliği sayesinde aslan payını onlar alıyor neden Türkiye almasın? Yok mu potansiyelimiz? Bunu değerlendirirken geçmişte denizcilik başarılarımız var, denizci paşalarımız var, amirallerimiz var işte Piri Reis gibi Barbaros Hayrettin Paşa gibi demek ki bizim bir deniz geleneğimiz var neden bunu devam ettirmeyelim?

‘’FİLYOS PROJESİ ZONGULDAK’IN UMUDU’’

Neden Yunanistan ve Fransa tarafından Türkiye’ye dayatılan Antalya Körfezi var. Sevr anlaşmasının bir benzeri olan Sevilla sınır haritasına mahkum olalım? Neden Türkiye’yi denizcileştirmeyelim? O yüzden bence sadece Zonguldak’ın değil, Türkiye’nin de kurtarılması için denizcileştirilmesi, Limanların aktif şekilde kullanılması lazım. Bu kapsamda Filyos Projesini ben Zonguldak’ın umudu olarak görüyorum. Orada gerçekleştirilecek olan istihdam ile birlikte Zonguldak belki de eski şaşalı günlerine dönecektir. Tekrardan Cumhuriyetin Şehri olacaktır. Şu anda maalesef terkedilmiş bir görüntüsü var Zonguldak’ın.

‘’BAŞKALARININ ZENGİNLEŞMESİ İÇİN HAMALLIK YAPMAYALIM

Başka projelerimiz de var. Mesela bölgede üretilen tarım olarak dikkat çeken bir ürün fındık değil mi? Türkiye, Dünya fındık üretiminin %70’ine sahip. Bu ne demek? Biz dünyada Fındık fiyatlarını belirleyebilecek bir ülkeyiz ama biz ne yapıyoruz? Biz fındığı üretiyoruz fındığı işleyen, markalaştıran ve çikolata haline getiren İtalyan ve Alman kökenli firmalar bunu dünyaya satıyor. Bizim üzerimizden, bizim artık emeğimizi alıyor ve zenginleşiyor. Peki ne yapmalıyız? Fındığı bizim işlememiz, çikolatayı kendimiz işlememiz, marka da kendimiz olmamız lazım. Paramız bize kalsın, çiftçimize kalsın, üretenimize kalsın, işletmecimize kalsın biz zenginleşelim. Başkalarının zenginleşmesi için hamallığı biz yapmayalım böyle bir projemiz var.

‘’MARKALAŞTIRMAMIZ LAZIM’’

Maalesef bir program ile ünlü olan kestane balımız var, kestane balımız bizim dünyada antioksidan değeri en yüksek olan ballardan bir tanesi. Bizim bunu ihraç ürünü haline getirmemiz lazım, markalaştırmamız lazım, coğrafi tescil almamız lazım.

‘’ÜRETİMİ DEVAM ETTİRİLMELİYDİ’’

Çileğimiz var, endemik bitki türümüz Osmanlı Çileği. Bunun ile ilgili daha önce Gazoz yapılmıştı bu devam ettirilmeliydi bence ama üretim yok artık bildiğim kadarıyla.

‘’GENÇLERİMİZİ SPOR VE SANATA YÖNLENDİRMELİYİZ’’

Gençlerimizin sorunları var. Zonguldak ile alakalı aslında bizim potansiyel olarak gerçekleştirebileceğimiz ilk şey sportif başarıdır. Nasıl diye soracak olursanız. Kelebeğin Rüyasını izlemişsinizdir, Kelebeğin Rüyasının anlatıldığı dönemlerde mükellefiyet döneminde şehrimizin bir kesiminde balolar, tenis kortları, tenis müsabakalar, futbol müsabakaları ya da diğer sportif müsabakalar ve sanatsal faaliyetler düzenlenirken, bir tarafta ise madencilerimizin barakalarda bitli yaşadığı dönemler vardı. Bu sosyal adaletsizliği bir kenara ayırıyorum, bunu ben de eleştiriyorum ama o dönem Zonguldak’ımız Milli Takımlara devamlı olarak sporcu gönderen, sanatsal olarak ön plana çıkan bir şehirdi. Şu an bakıyoruz Zonguldak için bizim son zamanlarda yetiştirdiğimiz ünlü futbolcu var mı? Şimdi diyeceksiniz ki Mesut Özil, onu biz yetiştirmedik, yurtdışında yetişmiş vaziyette. Peki biz ne yapmalıyız? Yetenek Avcısı programlarıyla köylerde, kent merkezlerinde yetenekli gençlerimizi keşfedip onları belli bir yere kanalize etmemiz lazım. Bu neye yarayacaktır? Hem sportif başarı aynı zamanda gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan ve kötü bağımlılıklardan kurtulmalarına sebep olacaktır, kafe bağımlılıklarından kurtulmalarına sebep olacaktır. Tüketken tüketim değil biz üretken tüketim istiyoruz. Biz zamanımızı spor faaliyetlerinde harcayacağız ya da sanatsal faaliyetlerde harcayacağız ama onun sonucunda bir şey üreteceğiz. Sabahtan akşama kadar kafelerde oturan bir gençlik ben de istemiyorum açıkçası, buna karşıyım yani.

‘’BU SEFER KENDİLERİ BİZE GELECEKLER’’

Soru 6: Şu anda Parti olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha çok odaklandığınızı biliyoruz ancak Belediye ile alakalı çalışmalarınız var mı veya olacak mı?

Murat Güney: Ben Ereğli olarak söyleyeyim size. Biz burada bulunan hatırı sayılır birkaç kişiye gittik cevabı şu oldu; ‘’Genel Seçimden sonra gelin, seçimlerden sonra bakalım’’ onlarda kendilerini tehlikeye atmak istemiyorlar öyle söyleyeyim. Genel seçimlerde biz güzel bir sonuç alacağız ve bizim gittiğimiz kişiler bu sefer kendileri bize gelecekler.

Soru: Eğer genel seçimlerden olumsuz bir sonuç çıkarsa partinizde söz konusu olur mu?

Murat Güney: Olumsuz bir sonuç çıkmayacak. Sebebini size anlatayım; Biz 2 senelik bir partiyiz, teşkilatlanmalarımızı bile tam olarak yerine getiremedik ancak halktan gelen yoğun talep ve ilgi doğrultusunda barajı çok rahat geçeceğiz. Barajı geçtiğimizde bu sefer siz oy bölüyorsunuz, siz sarayın partisisiniz veya siz de CHP’ye çalışıyorsunuz ya da Millet İttifakı’na çalışıyorsunuz gibi söylemleri alt üst edeceğiz. Bu sefer insanlar üçüncü bir yol olarak bizim arkamızda kümelenecekler. Bunu bir müneccim olarak değil, bu tahmini; Gelişmeleri okuyan bir genç olarak, uluslararası trendleri bilen bir genç olarak söylüyorum. 2 yıllık yeni bir partinin barajı geçerek meclise girebilmesi çok büyük bir başarıdır hem de hiçbir yerden destek almadan onu size söyleyeyim. Meclise girdikten sonrada iki kutuplu siyasal sisteme mahkum olmak istemeyen insanlarımız bu sefer diyecekler ki; ‘’Biz bir tarafta 20 yıllık bir iktidarı göndermeye çalışıyoruz ama diğer tarafta da Atatürk’ün ilkelerinden taviz veren, Milli menfaatlerden taviz veren bir oluşum var. Biz Muharrem İnce’nin ya da Memleket Partisi’nin arkasında kümeleneceğiz. Diğer taraftan diyecekler ki; Biz 20 yıldır Cumhur İttifakı’na oy veriyoruz yani Ak Parti ya da MHP’ye ve bileşenlerine oy veriyoruz ama artık yeter ekonomiyi dağıttılar, liyakatsızlar ile kadroları doldurdular’’. Bakın liyakatsızlığın en önemli sonucu deprem sonrasında ortaya çıktı. Koordinasyon eksikliği, organizasyon eksikliği ortaya çıktı. Bunun dışında ulusal gündemi de günlerce meşgul eden deprem anında insanlar malzemelere ihtiyaç duyarken ihtiyaç malzemelerini para ile göndermek ve bunun da arkasında durmak. Hiçbir istifa gerçekleşti mi? Büyük istifa? Hayır gerçekleşmedi. O yüzden biz diyoruz ki; Kesinlikle barajı geçeceğiz ve dağılma da olmayacak bunu söyleyebilirim.

‘’SİZİN ÖĞRETMENLERE REVA GÖRDÜĞÜNÜZ MAAŞ BU MU?’’

Soru 7: Kadın haklarına ve kadın-erkek eşitliğine değiniyorsunuz. Şiddeti azaltmak için ve eşitliği sağlayabilmek için plan ve projeleriniz var mı?

Murat Güney: Şöyle söylemek istiyorum; Şiddet aslında sadece kadın şiddeti değil, çocuk şiddeti değil, hayvanlara yönelik şiddet değil. Şiddet, şiddettir. Dolayısıyla bizim ilk önce şiddeti çözmemiz lazım, bunu da eğitim ile çözeceğiz. Eğitimin eli ayağı düşürüldüğü bir durumda bizim gelecek nesilleri iyi bir şekilde yetiştirebilmemiz söz konusu değil. Bu nedenden dolayı bizim ilk önce eğitimi düzeltmemiz lazım. Eğitimi düzelttiğimiz zaman, ekonomiyi düzelttiğimiz zaman insanların da psikolojisi düzelecektir ve şiddete daha az başvuracaklardır. Bizim burada yapmamız gereken eğitimin değerini arttırmak, ekonomiyi ve hukuğu düzeltmektir. Bunları düzelttiğimiz de zaten şiddet kendiliğinden azalacaktır. Mesela ben size çok bariz bir örnek vermek istiyorum; Ben daha önce saha çalışması yapmıştım Karadeniz Ereğli’de bir lisede bir olay yaşanmıştı, biliyorsunuz hatta ulusal medyaya yansıdı akran zorbalığı. Peki sizce bu neden oldu akran zorbalığı? Sadece eğitimsizlikten değil, değerler eğitimleri de eksik. Şu an halkımızda bir değerler eğitimi eksik bizim bunu tamamlamamız lazım. Bunun altında yatan teknik sebepler de var; Mesela söz konusu lisede matematik biliyorsunuz ana bilimdir. Matematik kadrosunun 3 tanesi kadrolu öğretmen, 3 tanesi sözleşmeli öğretmen yani devletin taşeron çalıştırdığı öğretmenlerimiz. Bu üç öğretmenlerimizin saat ücretlerine baktığımızda 54 TL saat başına alıyorlar ve maksimum 30 saat üzerinden hesapladığımız zaman 6240 TL ellerine geçiyor bu da asgari ücretin altında.

‘’HİÇBİR İŞ YAPMAYAN AMA BEŞ TANE KURUMUN STRATEJİK YERLERİNDE DURAN MEMURLAR’’

Biz burada şunları soruyoruz; 4 senelik lisans mezunu vatandaşlarımıza sizin reva gördüğünüz maaş asgari ücretin bile altında ki, bu vatandaşlarımız bizim nitelikli öğretmenlerimiz, bizim gelecek nesillerimizi yetiştirecek olan öğretmenlerimiz. Diyoruz ki 8500 TL, asgari ücretin altında ama aynı zamanda sizin üç veya dört farklı yerden huzur hakkı alan yağlı, ballı kadrolarınız var.  Bunu mu reva görüyorsunuz? Bu hak mıdır yani, hukuk mudur bu? Sizin bağlı olduğunuz islami değerler bu mudur yani? Bir tarafta ay sonunu getiremeyen, faturaları ödeyemeyen öğretmenlerimiz, atanamayan öğretmenlerimiz bir diğer tarafta ise hiçbir iş yapmayan ama dört, beş tane kurumun stratejik yerlerinde duran masa başı memurlar, ATM memurları bu hak mıdır yani? İşte biz bunları düzelttiğimizde zaten şiddet de kendiliğinden düzelecektir. Bizim aynı zamanda parti programımızda da 6 ilkemizden bir tanesi kadın ve çocuk tacizcilerine karşıyız bu bizim sarsılmaz ilkemizdir, aynı zamanda hayvan hakları ile ilgili de çalışma yapan yegane tek parti biziz onu söylemek istiyorum size.

‘’KADINLAR HAYATI GÜZELLEŞTİRECEKTİR’’

Cam tavan dediğimiz bir şey var. Bizde normalde herkese eşit davranmak aslında adalet değildir gibi bir anlayış var bu görüşte o da şu şekilde; Kadınlarımız doğumdan dolayı eğitime eşit şartlarda başlayamadıklarından dolayı maalesef toplumumuzda eşit yerlere gelemiyorlar. Baktığınız zaman bugün birçok müdürlüğün başında erkekler var, bizim bunu değiştirmemiz lazım. Kadını toplumsal hayata daha çok dahil etmemiz lazım, kadınlara daha çok müdürlük vermemiz lazım. Kadınlar hayatı güzelleştirecektir, bizim projelerimizden bir tanesi bu mesela.

Soru: Buradan öğretmenlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Murat Güney: Tabi var. Öğretmenlerimiz, siz bizim gelecek nesillerimizi şekillendirecek olan Atatürk’ün işaret ettiği kutlu topluluk sizsiniz, öğretmenler sizsiniz. Siz yetiştireceksiniz bizim geleceğimizi dolayısıyla siz atansanız da, atanmasanız da kendinizi olduğunuz yere mahkum etmeyin, devamlı olarak kendinizi geliştirmeye çalışın. Öğretmenlerimiz atanmadan önce veya atandıktan sonra yüksek lisans yapsınlar, doktora yapsınlar çünkü bizim kendini geliştiren, devamlı yeni akımlara, yeni bilgilere ve yeni metodlara açık bireylere ihtiyacımız var. Öğretmenlerimiz kendini geliştirdiği taktirde gelecek nesillerimiz de kendini geliştirecektir. 

‘’MUHALEFETE, MUHALEFET ETMEYİN GİBİ BİR SAÇMALIK VAR’’

Soru 8: Cumhuriyet Halk Partisi ve Memleket Partisi arasında uzun süredir bir gerilim mevcut hatta seçmenlere de yansıdı özellikle sosyal medya üzerinde. Bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

Murat Güney: Sosyal medyadan başlamak istiyorum. Bizim imza kampanyamızda Kemal Özkiraz denilen sözde anketçi, gazeteci mi bilmiyorum anketör galiba. Sürekli olarak bize yönelik iftiralarda bulundu. Yok işte Beykoz Ak Parti İlçe Başkanlığı, Muharrem İnce’ye destek amaçlı oy kullanması için parti üyelerini taşıyormuş halbuki bunu yalanladılar dava açtılar daha sonra işte elimde bir not var Ak Partililere gönderilen, işte Muharrem İnce’yi gördüğünüz yerde yücelteceksiniz bunun gibi ithamlara maruz kaldık. Bizim de amacımız iktidarı göndermek siz bizi ötekileştiriyorsunuz, troller dediğimiz Genel Başkanımızın da ‘’Ok Troller’’ dediği o toplulukla siz bizi ötekileştiriyorsunuz. Genel Başkanımız ikinci tura kalamazsak Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylemişti. Sizin Memleket Partisi seçmeninin oyuna ihtiyacınız var. İkinci turda bu kadar ötekileştirdiğiniz, bu kadar dışladığınız bir topluluğun oyunu nasıl alacaksınız? Biz bunu soruyoruz. İkinci olarak ayrım şu şekilde var; Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş danışmanlarından bir tanesi röportajında biliyorsunuz CHP Genel Merkezi’nde Türk Bayrakları kaldırıldı. Atatürk’ün partisi kimlere kaldı görüyorsunuz değil mi? Biz buna tepki göstermeyelim mi? Biz buna mecbur tepki göstereceğiz. Atatürk bizim tartışılmaz ilkelerimizden bir tanesi bizim Ulu Önderimiz Kurucu Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Siz Türk Bayrağı’nın kaldırıldığı, Atatürk’ün tartışıldığı, Biz Atatürk demeyiz diyenlerin olduğu partide nasıl duracaksınız? Bunlara nasıl kayıtsız kalacaksınız? Az önce mesela Mavi Vatan’dan bahsettim. Şimdi herkes diyor ki Türkiye ekonomisinin cari açığı var ama kimse cari açığın sebebini sormuyor. Biz enerji de dışa bağımlıyız. Siz eğer münhasır ekonomik bölge içerisindeki potansiyel kaynakları; Doğalgazı, petrolü ve minimum diğer şeyleri kinetiğe çevirirseniz, çıkartırsanız Türkiye’nin enerjide dışa olan bağımlılığını azaltacaksınız dolayısıyla cari açık da azalacak. Bu noktada ekonomimizi geliştiren artı değer üretmeye başlayan ülke haline geleceğiz ama siz bunu korumak için Libya’ya asker gönderilmesine hayır derseniz biz burada sizin milli olmanızı sorgularız, Atatürk’ün partisi olmanızı sorgularız. Çok garip değil mi şu an? Fetöcülere ve yurt dışı kaçakçılarına selam çakıyorlar, Hakan Şükür’e selam çakıyorlar baktığınız zaman Hakan Şükür, Cevheri Güven gibi kişiler iki haftada bir Memleket Partisi ve Muharrem İnce’yi karalayan videolar yayınlıyorlar. İnsanlarımız yanlışa bakarak referans bulabilirler, bu yanlışın peşinden gitmemeleri gerekir. Biz üçüncü bir yoluz hem Ak Parti’yi eleştiriyoruz hem de Atatürk’ü dışlayan cemaati, biz PKK’yı terör örgütü olarak görmüyoruz diyen kişilere bel bağlamak zorunda değilsiniz. Bizim bariz bir ayrımımız var ve olmak zorunda. Demokrasi çok sesliliktir. Muhalefete, muhalefet etmeyin gibi bir saçmalık var. Arkadaşım, iktidar yanlış yapıyor ama Muhalefet de yanlış yapıyor. Biz muhalefet yanlış yapıyor diye tamam mı diyelim? Kabul mü edelim? Dolayısıyla bizim üçüncü bir yol olarak vatandaşımızın karşısına çıkmamız gerekiyordu çok şükür onların da bize şu an teveccühü var.

‘’İMZA KAMPANYASI BAŞARILIYDI ANCAK DEVLET VE MİLLET OLARAK ZARAR ETTİK’’

Soru 9: Cumhurbaşkanı adaylığı için 100.000 oy toplama süreci nasıl geçti? İnsanlar ilk günde toplanan 28.235 oydan dolayı biraz tedirgindi özellikle Genel Başkanınız Muharrem İnce'nin 80 bin genç üyemiz var açıklaması vatandaşlara sıkça ''Bu üyeler nerede?'' sorusunu sordurdu. Neler söylemek istersiniz?

Murat Güney: Birincisi kıyaslama yapılıyor bununla ilgili şunu söyleyebilirim; 2018 ile 2023 imza kampanyası arasında dağlar kadar fark var. Bu farklar nedir? Birinci fark; Bir kişi sadece bir aday için imza atabiliyor. 2018 yılında ise bir kişi üç ya da dört kişi için imza atabiliyordu. İkinci fark ise; Daha önce imza kampanyaları merkezi yerlerde ve birden fazla adreslerde oluyordu yani sadece bir yer bulunmuyordu. Şu an ise çoğu şehir dışında olan İlçe Seçim Kurullarında gerçekleşti. Mesela Ankara, biliyorsunuz Ankara kocaman bir bölge ama sadece iki bölgede imza kampanyası düzenlendi, Çankaya ve Sincan. İstanbul, Anadolu Yakası için Kartal. Ümraniye’de oturan bir kişi Kartal’a ulaşmak için bir buçuk saat yol gelip, bir buçuk saat de yol gidecekti bu da toplam 3 saat anlatabiliyor muyum? Bu zorlukları, coğrafi zorlukları, maddi zorlukları bir kenara koymamız lazım.

Genel Başkanımız Muharrem İnce, bir videosunda biz 4 günde tamamlarız demişti ön görüsü yine tuttu. Hafta içi olması sebebiyle insanların mesai saatleri içerisinde işlerinden gelememesi, Zonguldak’ın da yoğun bir emekçi kenti olması nedeniyle insanların mesai saatlerinin sonunda servis sıkıntıları sebebiyle de eve gitmelerinden dolayı biz ancak bu kadar imza toplayabildik. Zonguldak özelinde de söylemek istedim. Bence her şey tadındaydı 80 bin üyenin hepsinin bir günde gidip imza vermesi olanaksız onun da sebebi genç üyelerimiz var ama çoğu öğrenci olduğu için kişisel kariyerlerine odaklanmış durumdalar. Bu zorlu yolu seçmek yerine İmza kampanyasını E-Devlet üzerinden gerçekleştirebilirdik. Biz ikametgah adresini E-Devlet üzerinden alıyoruz, siyasi parti üyeliğini E-Devlet üzerinden alıyoruz, Askerlik durum sorgulamasını E-Devlet üzerinden yapıyoruz, mezuniyet belgesini E-Devlet üzerinden alıyoruz, her şeyi E-Devlet üzerinden alıyoruz ama basit bir imza için 100 bin imza toplandığını farz edin 200 bin nüsha gerekiyor sadece bir kişi için kağıttan da tasarruf yapabilirdik, zamandan da tasarruf yapabilirdik, yakıttan da tasarruf yapabilirdik.

Soru: Anladığım kadarıyla siz bu durumda zarar ettiğimizi mi düşünüyorsunuz?

Murat Güney: Kesinlikle Devlet ve millet olarak zarar ettik ama bizim imza kampanyamız başarılıydı. Şunu da söylemek istiyorum; bakın insanlar resmi rakamlar ile konuşmak isterler mesela birinci gün Meral Akşener için 125 bin imza toplandığı söylenmişti, bunun çağrısını da bizim Genel Başkanımız yapmıştı hatırlarsanız 2018’de CHP Teşkilatları gidip imza versin diye. 125 bin imza ile Meral Akşener, %7,8 skalasında bir oy almıştı, biz 4 günde tamamladık 111 bin imza ile biz en az %20 skalasındayız şu anda. Mitingler başladığında bu daha da yukarı çıkacaktır madem insanlar rakamlar ile konuşuyor bu da benim rakamlara katkım olsun.

Soru: Sizce 2018 ve 2023 yıllarında yapılan imza kampanyası size karşı yapılan bir şey miydi?

Murat Güney: Her şeyin dijitalleştiği bir dünyada bunun bu şekilde kağıt israfını da göz önünde bulundurursak bu şekilde olması çok saçmaydı. Bize karşı mıydı? Bence bizim olmamız zaten Genel Başkanımızda söylüyor ilk turda olmamız Erdoğan’ın kazanmasına engel olacaktır çünkü Memleket Partisi’nin 10 üzerinden 7 seçmeni eski cumhur ittifakı seçmeni bunu da araştırmacıların hepsi söylüyor. Bizim ve Sinan Oğan’ın olmadığı durumda belki de ilk turda Erdoğan kazanacaktı. Biz bu seçimi ikinci tura taşımış olacağız, belki biz ikinci tura gideceğiz Genel Başkanımız da bunu söylüyor. Halkın genel talebi bu yönde. Gidin bakın sorun Erdoğan’dan sıkılan ve Erdoğan’a oy atmak istemeyen Cumhur İttifakı seçmeni, bir tarafta da Atatürk’ün partisinin CHP üst yönetimi tarafından Atatürkçü olmayan kişilerin kadrolara atanması sebebiyle tepki oyları olacak bence biz üst tura kalacağız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. Soruya geldiğimizde de imza kampanyası zaten 6 veya 7 gün sürecekti biz 4. Günde tamamladık. Biz eğer ilk gün tamamlasaydık Ak Parti teşkilatları destek verdi diyeceklerdi bu yalanı da bu şekilde bertaraf etmiş olduk her şey tadında oldu.

‘’DEMOKRASİDE OY BÖLME DİYE BİR ŞEY YOK’’

Soru 10: Türkiye'nin büyük bir kesimi Memleket Partisi'nin oyları böldüğünü ve sadece popülasyondan ibaret olduğunu düşünüyor. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Murat Güney: Matematik yalan söylemez, onlar yalan söylüyorlar. Şöyle söylemek istiyorum; Zonguldak, Ereğli seçmeni, yerel seçimleri geçelim, genel seçim olarak söylüyorum muhafazakar milliyetçi bir seçmendi. Dolayısıyla Türkiye’nin çoğunluğu da önceki seçimde Cumhur İttifakı seçmeniydi baktığınız zaman biz çoktan çok gidiyoruz. Azdan az, çoktan çok gider sözü aslında burada da geçerli. Bir de Cumhur İttifakı seçmeni artık ekonomik durumlardan dolayı, liyakatsızlığın ayyuka çıkmasından dolayı Erdoğan ve ekibine tepkili ancak Kılıçdaroğlu ve ekibine de oy vermek istemiyor dolayısıyla ne olacak? Üçüncü bir yol olacak. Biz oy bölmüyoruz, demokrasi de oy bölme diye bir şey yok, iki turlu bir seçimde zaten oy bölme diye bir şey yok. Biz %7’yi geçeceğiz denge partisi olacağız ve göreceksiniz bu seçimde olmasa da bir sonraki seçimde Memleket Partisi’nin yıldızı parlayacaktır. Ben partimizin ilk 2’ye girecek potansiyelde olduğunu düşünüyorum 2028 seçimleri için söyledim bunu.

Oy bölme yok, oy bölme dediğiniz şey ise rakamlara baktığımızda Cumhur İttifakı’ndan daha fazla oy bölüyoruz. 10 üzerinden 7 veya 6’sı Cumhur İttifakı seçmeni, %20 ilk defa oy kullanacak olan, geri kalan da millet ittifakı seçmeni. Bizim muhalefet bloğunda yer almamız muhalefete yarar, iktidara yaramaz.

‘’CHP ADAYLARI BİRBİRİNE KUMPAS KURUYOR’’

Soru 11: Memleket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında gerginlik olsa da Zonguldak'ta Memleket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatlarının ortak hareket ettiği söylentileri dolaşıyor. Bu doğru mu?

Murat Güney: Hayır değil. Neden değil çok basit bir kere Cumhuriyet Halk Partisi kendi içinde bile anlaşmış değil, birbirlerine bile kumpas kuruyorlar. Biliyorsunuzdur isim vermeyeceğim aday adayları kendi arasında şu an birbirlerine kumpas kurma içerisinde bunu belki yayınlamazsınız ama çıkan haberi duymuşsunuzdur Deniz Yavuzyılmaz ile ilgili. Bu haberi biz yaptırmadık, bu haberi Ak Partililer de yaptırmadı, peki bu haberi kim yaptırdı? CHP aday adayları içerisindeki rekabetten kaynaklı bir haber bu dolayısıyla bizim onlarla bir ilişkimiz yok onu söyleyeyim.

‘’İLKE İTTİFAKI OLMALI’’

Soru 12: HDP ve HÜDA-PAR'a Parti olarak karşı olduğunuzu biliyoruz ancak yine de sormak istedim. Eğer altılı masa zamanında size teklif getirmiş olsaydı ve masada HDP olmasaydı Muharrem İnce bu teklifi kabul eder miydi veya şu an eder mi?

Murat Güney: Etmezdi, çok net söyleyeyim etmezdi çünkü Muharrem İnce sadece onlara değil aynı zamanda Ak Partinin eski ortaklarına da tepkili. Anayasanın ilk 4 maddesini tartışırız, tartışmaya açığız diyenlere de tepkili, Türkiye’yi göçmen cennetine çevirenlere de tepkili, bir konuşursam ortalık ayağa kalkar dedikten sonra susanlara da tepkili. HDP olmasa da biz o masada yer almazdık. Genel Başkanımız da defaeten söylüyor; Eğer İyi Parti, CHP ve Memleket Partisi’nin olduğu bir masada yer alabilirdik bunu açıkça söylüyoruz.

Soru: Siz sanırım birazda Ak Parti’den ayrılanlar ile ittifak olmalarına tepkilisiniz.

Murat Güney: Şu şekilde aslında o da var ama bence olay tamamen ilke yönünden. Siz, biz Atatürk’ü tartışırız, Türk Bayrağını Genel Merkezimizden kaldırırız deseydi CHP’liler biz o zaman da tepki gösterirdik bu ilkeyle alakalı tamamen. Genel Başkanımız, Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde söylemişti zaten; İttifaklar olmalıdır ama menfaat ittifakları olmamalıdır, ilke ittifakı olmalıdır. Dolayısıyla biz Anayasanın ilk 4 maddesini tartışan, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü üzerinde planlar kuran, Türkiye’nin milli menfaatleri olan Mavi Vatan’ı görmezden gelen ittifakın içerisinde yer alamayız. Aynı zamanda, bireysel özgürlükleri kısıtlayan, adeta bir dikta rejimi kuran, yargıyı siyasallaştıran bir rejimin de destekçisi olamayız bunu da açıkça söyleyeyim. Bugün bir tweet attığınızda Polis, Jandarma geliyorsa, korku iklimi yaratılmaya çalışılıyorsa biz buna da karşıyı ama Türkiye, bireysel özgürlükler ile tam bağımsızlığını kaybetmenin arasına sıkıştırılamaz. Biz üçüncü bir yoluz hem bireysel özgürlüklere sahip çıkacağız hem milli menfaatleri konusunda bir adım dahi geri atmayacağız. Bizim bir ayağımız Anadolu’da, bir ayağımız Ankara’da olacak. Bir ayağımız Ankara’da, bir ayağımız Avrasya’da, bir ayağımız Atlantik’te olmayacak. Biz tam bağımsız Türkiye parolası ile yola çıktık aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, yargının, merkez bankasının bağımsızlığını ve eğitimin değerini vurgulayarak geldik.

‘’BİZ BU DİLE KARŞIYIZ’’

Soru 13: Genel Başkan Muharrem İnce, partili Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olduğunu ve Cumhurbaşkanı olduğu taktirde istifa edeceğini söylemişti. Parti olarak tutumunuz net olacak mı? Keza Muharrem İnce seçimi kazanırsa istifa edecek mi?

Murat Güney: Evet beyan etti bunu doğru. Edecektir, kesinlikle edecektir. Dün konvansiyonel medyada çıkmış olduğu yayında da kendisi; Biz Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda hangi partiden kişiler olursa olsun bundan razıyız. Ne dedi mesela; Ben Cumhurbaşkanı olduğum taktirde İyi Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde olan mesela örnek veriyorum tamamen farazi olarak konuşuyorum ekonomi konusunda iyi olan insanları çağıracağım, dahil edeceğim. Çünkü ben herkesin Cumhurbaşkanı olacağım. Beni Türkiye Milli Takımı teknik direktörü olarak düşünebilirsiniz mesela Fatih Terim, Galatasaraylı diye bütün takımı Galatasaray üzerinden mi kurdu? Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Anadolu kulüplerinden de davet etmişti. Biz bu bakış açısıyla bakıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı taktirde istifa edecek, onun yerini alacak Lider kadromuz var. Muhtemelen bir dönem Cumhurbaşkanlığı yapıp sonrasında emekliliğe ayrılacak. Zaten kendisinin de beyanatları bu yönde.

Soru: Buradan şunu mu çıkartmalıyız; Bir dönem Cumhurbaşkanlığı yapacak, devamlığı olmayacak.

Murat Güney: Geçiş döneminde herkesi kucaklayan, konsensüs sağlayabilen bir lider olması lazım biz bu liderin Muharrem İnce olduğunu düşünüyoruz.

Soru: Yani Muharrem İnce bu seçimi kazanırsa birleştirici ve ülkeyi birçok açıdan kalkındıracak bir performans sergiledikten sonra 2028 seçimlerinde çekilecek mi?

Murat Güney: Sokağa indiğinizde bakın karşıt düşünen vatandaşlar birbirlerini boğazlamak üzere. Liderlerin kullandığı dışlayıcı, ötekileştirici bir dilden dolayı. Bizim Genel Başkanımız ne diyor? Biz yeni bir siyaset yolundan ziyade yeni bir siyaset dili getiriyoruz. Bütünleyici ve kucaklaştırıcı olacağız. Aşağılayan, kendinden olmayanlara çapulcu diyen aynı zamanda kendisinden olmayanlara sarayın adamı diyen dili eleştiriyoruz. Seçmen tamamen kendi hür iradesine dayanarak seçimini yapmalı. Bir tarafta Ak Parti’yi seçmediğimizde terörist veya fetöcü olmuyoruz, diğer tarafta Millet İttifakı’nı seçmedik diye sarayın adamı olmuyoruz, biz bu dile karşıyız. Bu slogan ile yola çıktık.

Son olarak Zonguldak halkına ne söylemek istersiniz?

Murat Güney: Zonguldak halkı emekçi bir halk, bugüne kadar dışlanan, desteklenmeyen, yatırımın uzak kaldığı, hor görülen bir cumhuriyet şehrisin. Lütfen Atatürk’ün yolundan ayrılanlara destek olma ama aynı zamanda domuz bağcılarının değil, madencilerin kullanmış olduğu hayat kurtaran domuz damcılarının kenti ol. Sen hayat alıcı değil, hayat verici bir kentsin. Cumhuriyetin kentisin, seçimlerde de inşallah bunu sandığa yansıtırsınızç

Röportajın sonuna ekleme yapan Memleket Partisi Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Güney;

‘’Mustafa Kemal Atatürk, 1919’da Samsun’a çıktığında birçok engellemelere rağmen kurtuluş mücadelesini birçok maddi imkansızlığa rağmen başarıyla sürdürdü. Amasya genelgesinde ‘’Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır’’ diye bir söz var. Ben de bunu gençler için çeviriyorum; Gençlerin istiklalini gençlerin azim ve kararı kurtaracaktır, biz gençlere dayanan bir partiyiz. Bakın genç arkadaşlarım lütfen apolitik olmayın, gelişmelere kayıtsız kalmayın, geleceğinizi sizi anlamayan, siyasal karar alma süreçlerinden dışlayan kişilere emanet etmeyin. Gelin hep birlikte bu ülkeyi kalkındıralım, siyasal karar alma süreçlerinde dahil olalım, kendi geleceğimize kendimiz karar verelim’’ dedi.