Yerin yüzlerce metre altından çıkıp yüzlerindeki kömür karasıyla deprem bölgesine koştular.
Onları depremin yerle bir ettiği şehirlere götürecek uçaklara omuzlarında taşıdıkları kazmalarla ve o koca kütüklerle bindiklerinde herkes şaşkındı.
Kimdi bu madenciler?
Omuzlarındaki kazmayla ne yapacaklardı?
Hele o kütükler ne işe yarayacaktı?
Yüzlerce ton ağırlığındaki enkaz yığınlarını bu el kadar kazmayla mı kazıp insan kurtaracaklardı?
Yüzbinlerce liralık malzemeye sahip ekipler ve tonluk devasa vinçler, iş makineleri dururken bu madenciler ne işe yarayacaktı?
Madenciler hakkında bilgi sahibi olmayan herkes bu soruların yanıtını arıyordu.
Yıkılmakla kalmamış adeta yerle bir olmuş şehirlerde karşılaştıkları felaket izlerinin acısını daha içlerine bile yutkunamadan, “Ya Bismillah” diyerek enkaza ilk kazmayı vurdular.
Öylesine inançlı ve güçlüydüler ki…
Kazmayla betonları delip, enkaz yığınlarının içine onlarca metrelik tüneller açıp ilerlediler.
Profesyonel ekiplerin “Burası çok tehlikeli!” diyerek kaçındığı enkaz yığınlarından canlarını hiçe sayıp canlar kurtardılar.
Enkaz derinliklerinde hem kendilerinin hem de depremzedelerin güvenliğini sağlayacak tahkimat sistemi domuzdamını da tüm dünyaya onlar tanıttılar.
Saatler ve günler geçtikçe herkes onlardan bahsetmeye başladı.
Depremin günler sonrasında dahi enkaz altında canlı bedenlere ulaştılar.
Bir başka ifadeyle yer altının KARA ALINLI AK YÜREKLİ madencileri Allah’ın da izniyle Türkiye’yi ve dünyayı acıların içinde mutluluk gözyaşlarına boğan mucizelere imza attılar.
Bazen bir parça ekmek, bazen de bir avuç çorba ile gün ettiler.
Saatlerce uykusuz çalışıp, hiç şikayet etmeden kara beton üstüne kıvrılıp kestirdiler.
Günler süren mesaileri sona erdiğinde hiç birinin ismi hatırlanmayacak olsa da artık onların her biri milyonların gönlünde kahramandı.
Aldıkları dualar, karanlığını fenerleriyle aydınlattıkları maden ocaklarında yoldaşları olacaktı.
Depremlerin en çok vurduğu Hatay’da görevli madencilerden 16 kişilik bir grup dönüş için yola çıktı.
İstikamet 14 Ekim 2022’de 42 madencinin hayatını yitirdiği Bartın’ın Amasra ilçesiydi.
Yol uzun ve meşakkatliydi.
Tahminen yolculuklarının 10’uncu saatinde Kızılcahamam’da mola verdiler.
Uzun bir zaman sonra sıcacık yemeklerle kurulu sofraya hep birlikte oturdular.
Hesabı ödeyip yeniden yola çıkacaklardı ki...
Tesisin sorumlusu madencilere teşekkür edip, “Borcunuz yok. Bizim size borcumuz var. Sizler depremde enkaz altında kalan kardeşlerimize can olmak için kendi canınızı hiçe sayan kahramanlarsınız. Allah sizlerden razı olsun. Ve Allah’a şükürler olsun ki sizlere bu ikramı sunmak bize nasip oldu. Bizim şeref konuğumuz oldunuz. Yolunuz açık olsun.” Dedi.
Madencilerin hesabı enkaz yığınlarının arasında verdikleri mücadele sırasında ödenmişti.
Mutlak merak edenler için yazıyorum.
Tesisin adı: BAŞKAN’IN YERİ - DOĞANOĞLU LOKANTASI (KIZILCAHAMAM)
Yazar: Bülent BOSTANCI
abamedya.com
Keza uçaktan inip havaalanı salonlarından geçip kendilerini kurtarma çalışmalarına transfer edecek otobüslere binerken de görenler ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.