Kilimli'de Şalvarcıoğlu rüzgarı esiyor!

İmza Gazetesi Köşe Yazarı Ergin Özkul yazdı!

Abone Ol

Zonguldak'ın minik ama bir o kadar da canlı ilçesi Kilimli'de, seçim rüzgarları sert esmeye başladı. Bildiğiniz üzere, seçim dediğiniz şey, mahalledeki çamaşır ipine asılan renk renk şallar gibi: Kimisi rüzgarda uçuşur, kimisi kopar düşer, kimisi de demir gibi sağlam kalır.

İşte Kilimli'de bu seferki seçim ipi biraz daha renkli, biraz daha hareketli.

Daha önceki tahminlerimize göre Ak Parti'nin adayı Kamil Altun ile CHP'nin adayı Erol Sarıal arasında geçmesi beklenen bu yarış, İYİ Parti'nin gizli kahramanı Mesut Şalvarcıoğlu'nun sahneye çıkışıyla adeta bir dönüm noktasına ulaştı.

Şalvarcıoğlu, Kilimli'nin seçim sahnesine öyle bir girdi ki, Kilimli’de ki çoğu vatandaşı etkisi altına almış durumda.

Yakın zamanda bir Kilimli ziyareti gerçekleştirdim ve gördüklerimi siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Kilimli'nin sokaklarında adeta bir Şalvarcıoğlu kasırgası estiğini söylesem yeridir.

Eş dost, akraba derken ünlü ünsüz herkesin dilinde aynı isim: Mesut Şalvarcıoğlu.

Öyle ki, Kilimli'nin en kalabalık ailelerinden birinin reisiyle yaptığım sohbet esnasında, "Bu seçimi Şalvarcıoğlu aldı" dediklerinde, o vatandaşların gözlerinde sanki futbol maçında son dakikada gelen golün heyecanını gördüm.

Mesut Şalvarcıoğlu’da diğer adaylar için adeta son dakika golü oldu desek yeridir.

Ancak her güzel şeyin bir bedeli varmış ya, Şalvarcıoğlu'nun popülaritesi bazı kesimleri rahatsız etmiş gibi görünüyor. ,

Yapay zeka kullanarak yalan haberler üretenlerden tutun da, Şalvarcıoğlu'nun pankartlarını gece vakti sinsice yırtanlara kadar her türlü entrika dönüyor.

Seçim atmosferine pek de yakışmayan bu tür olaylar, Kilimli'nin huzur dolu sokaklarında garip bir tezat oluşturuyor.

Diğer yandan Kamil Altun'a yönelik tepkiler de mahalle mahalle dolaşırken kulaklarıma çalındı.

Mahalle yollarının hali pürmelaliymiş gibi anlatılırken, karayollarının katkısıyla Kilimli'nin girişi nasıl pırıl pırıl olmuşsa, mahallelerin de tam tersi yönde ilerlediğini duydum.

Bütün bu gözlemler ve sohbetler ışığında şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Kilimli'de bu seçimi Mesut Şalvarcıoğlu kazanacak gibi duruyor.

Neden mi?

Çünkü Kilimlililer ona sadece oy vermiyorlar, adeta sevgi yağdırıyorlar.

Ve bilirsiniz, gerçek sevgi her zaman kazananı belirler.

Kilimli'nin seçim karnavalında en çok konuşulan isim Şalvarcıoğlu olmuşken, diğer adayların da bu rüzgardan nasibini alması gerekecek.

ÇOK ZORLANIYORSUNUZ BE!  KISKANMA NE OLUR ÇALIŞ SENİN DE OLUR?

Bugünlerde Ömer Selim Alan’ı eleştirmem belli bir cenahı çok rahatsız ediyor.

Çünkü gerçekleri söylediğimi onlarda çok iyi biliyor.

Neymiş efendim Ömer Selim Alan benim nikahımı kıymış!

Ömer Selim Alan’ın böyle bir yetkisi yokta bizim mi haberimiz yok!

Kendisi Belediye Başkanı değil mi?

Nikah kıymıyor mu?

Ne yani nikahımızı kıydı diye kendisine tapalım mı?

Ben o dönem tüm siyasetçilere davetiye verdim.

Bir çok partiden siyasetçi düğünüme katıldı.

Ak Parti Milletvekili Muammer Avcı, CHP Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu, CHP Kozlu İlçe Başkanı Merve Arslan, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Merve Kır, Elmas TV Genel Müdürü Akın Kavi düğünümde şahidim oldu.

Ömer Selim Alan'da geldi nikahımı kıydı!

Mutluluklar diledi.

Ben gazeteciyim.

Düğünümde nikahımı kıydı diye, şahidim oldu diye bu isimleri eleştirmeyecek miyim?

Osman Zaimoğlu’nu ön seçimdeki tutumundan dolayı eleştirmedim mi?

O günlerde Ömer Selim Alan nikahımı kıydı diye bitanesi deliye dönmüştü.

Çünkü biz Ömer Selim Alan’ın yapmış olduğu yanlışları yazdıkça bu Ömer Selim Alan’a sokulup harçlığını alıyordu.

Seni tek savunan benim diyordu.

Harçlığım kesilecek diye korkmuştu.

Omurgasız deyince kızıyor.

Bugün Muharrem Akdemir’i eleştiriyor ya Akdemir’den harçlık istediği günleri unuttu.

Hatta şimdi ki patronu buna “Harçlık Çetesi” diye yazmıştı.

Yalansa yalan desin!

Arşiv orada!

O günlerde Ömer abisinden harçlığı kesilecek diye korkudan yapmadığını bırakmayan bu omurgasıza o günlerde köşe yazılarımda şunu söyledim.

“Ömer Selim Alan ile ilgili harçlığımız kesilecek, menfaatlerimiz bitecek diye yazamadığınız, haber değeri olan ne varsa bana getirin ben yazayım” dedim.

Bugünde aynısını yapıyorum.

Ben Ömer Selim Alan ile hiç düşman olmadım.

Ben Ömer Selim Alan ile dostta olmadım.

Ben gazeteciyim kendisi siyasetçi!

İyi bir şey yaptığında onu da söyledim, ama yanlışı da hiç es geçmedim.

Neymiş ben köşe yazılarımı çok geç yazıyormuşum.

Bide yazarken bunlara mı soralım?

Allah’ım ne günlere kaldık.

13 yıldır şerefle bu mesleği yapıyorum.

Bunlar gibi şantajdan cezamda yok!

Sayısını bilmediğim kadar dava da edildim ama hepsinden beraat ettim.

Allah kazalardan korusun!

Bu mesleği şerefine yakışır bir şekilde sürdürmeye de devam edeceğim.

Neymiş ben belediyede işe girecekmişim!

Bize bunu yazan arkadaşı çağırın da işe alayım diyeceğim ama böyle tembel, insanlara hakaret, küfür eden birini ben yanımda çalıştırmam.

Allah’a şükür...

İyi bir geliri olan Lens Medya Prodüksiyon adında bir prodüksiyon şirketim var.

Lens Medya Haber adında internet sitemiz var!

Bir üniversite öğrencisine istihdam sağlıyoruz.

Yine İmza Gazetesi’nde bir görevim var.

Bunların dünyadan haberi yok!

Dedikodu ile yazılar yazıyorlar ya ona gülüyorum.

Bu kadar iş gücün arasında bide bu şarlatanlarla uğraşıyorum ya ne diyeyim.

Kıskanma ne olur, çalış senin de olur...