ZONGULDAK

HIZLA YAYGINLAŞAN REZİDANS KÜLTÜRÜ YAŞAM TARZIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Abone Ol
Bir evden çok daha fazlasını sunan rezidans kültürü her geçen gün popülerleşiyor Yalnızca mimari açıdan değil teknik özellikler, sunduğu imkanlar ve sağladığı avantajlar sayesinde rezidans dairelerin popülerlikleri gün geçtikçe artıyor. Özellikle son yıllarda şehir merkezlerinde yaşanan hızlı nüfus artışı, kent gürültüsü, güvenlik ve trafik sorunları gibi etkenler nedeniyle daha sakin ve huzurlu bir yaşam alanı sunan rezidanslara olan ilgi yükseliyor.  Popüler olmaya başladıkları ilk yıllarda şehirlerin dışına inşa edilen rezidanslar, günümüzde neredeyse şehrin her noktasında bulunabiliyor. Böylelikle şehir merkezinden uzak kalmadan kentin karmaşasından soyutlanmış, keyifli ve huzurlu bir alan yaratılıyor. Bir daireden öte kapsamlı ve ayrıcalıklı bir hayat sunan rezidanslar; şık mimarisi, yüksek standartlar sunan mekan anlayışı, sosyal alanları, alışveriş noktaları, spor salonları, kaliteli hizmeti ve sunduğu güvenlik & resepsiyon hizmetiyle birçok ayrıcalık sağlıyor. Aynı zamanda hayata dair tüm temel ihtiyaçları tek bir çatı altında karşılama fırsatı sunun rezidans kültürü, bireylerin zamanını daha iyi ve verimli değerlendirmelerine de yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra pandemi dönemiyle birlikte değişen yaşam şartları, bireylerin ihtiyaç ve isteklerinin değişmesi, evde geçirilen zamanın artması, birçok sosyalleşme alanlarının ve mekanların uzun süre kapalı kalması sonucu rezidans kültürünün daha da yaygınlaştığı gözlemleniyor.   Rezidans kültürüyle yaşam tarzı yeniden şekilleniyor Hem alıcılar hem de kiracılar tarafından gün geçtikçe daha çok ilgi görmeye başlayan rezidans kültürü yaşam tarzını da etkiliyor. Kullanıcıların tüm ihtiyaçları göz önünde bulundurularak son derece lüks bir şekilde tasarlanan rezidanslarla bireylerin yaşam alanlarında görmek istediği konfor ve beklentiler daha üst seviyeye çıkıyor. Şehrin yoğunluğundan spor salonlarına gitmeye vakit bulamayanlar rezidans kültürünün etkisiyle özgürce spor yaparak, daha sağlıklı bir yaşam sürmeye başlıyor. Aynı zamanda rezidansın içinde yer alan sosyal alanlar sayesinde bireyler daha sosyal bir hayat yaşama imkanı elde ediyor. Eski evlere nazaran daha küçük m2’lere sahip olan ve genellikle 1+0 ya da 1+1 olarak inşa edilen rezidans daireler, bireylerin dekorasyon zevkleri de yeniden şekillendiriyor. Küçük mekanlara uygun daha fonksiyonel eşyalar tercih edilirken, minimal bir yaşam alanı ortaya çıkıyor.   Türkiye’nin en prestijli lokasyonu Çeşme Ilıca Plajı’nın ilk ve son markalı rezidans projesi… Dünyanın öncü otel grubu Accor çatısı altındaki premium segment Swissôtel markası ve Ege bölgesinin güçlü yatırımcıları Miray İnşaat, Dilek Holding, ZA Madencilik konsorsiyumu ile inşasına başlanan projenin mimarisini Durmuş Dilekçi, iç mimarisini ise Toner Mimarlık kurucusu usta mimar Mustafa Toner üstleniyor. Dünyanın en özel plajı Ilıca’nın ilk ve son markalı rezidans projesi Swissôtel Residences Çeşme, konumu, göz alıcı peyzajı ve otel konforu sunan sosyal alanları ile dört mevsim ayrıcalıklı yaşam sunuyor. Swissôtel Residences Çeşme’de birbirinden farklı metrekare ve tiplerde 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 daireler, 6 adet bağımsız villa ve 6 adet bahçe dubleks, özel ve ayrıcalıklı yaşama açılıyor. Şehir hayatını aratmayan sosyal alanları, hayata renk katan eğlence mekanları, kafeler, alışveriş noktaları ve spor alanları başta olmak üzere hayata dahil tüm ihtiyaçları tek bir çatı altında toplayan Swissôtel Residences Çeşme, günün her anında keyif ve konfor dolu yaşam imkanı sağlıyor.