Osmanlının devamı olan Türkiye cumhuriyeti yeni yüzyılına bölgesel oyunculuktan küresel oyunculuğa adım atma heyecanı ve coşkusu ile merhaba derken, Osmanlı’dan ayrı düşen ülkelerin emperyalistlerin pençesinde acılar ve kanlar içinde çırpınmadı elbette hepimizi hüzne boğuyor.
Hizbullah’ın kurucularından ve ilk Genel sekreteri SUBHİ TUFEYLİ’ NİN TÜRKİYE Gazetesindeki röportajında söyledikleri bugünkü FİLİSTİN ve ORTADOĞU ile İSLAM ÂLEMİ ’NİN emperyalistlerin esaretinde nasıl kaldığının fotoğrafını ortaya koymuş.
Şimdi söylediklerine bir bakalım hangisine yalan diyebilir siniz?
Osmanlı’yı ve Hilafeti yıkan İNGİLTERE önderliğindeki Batılı ülkeler, son darbeyi vurmaya hazırlanıyor ve parolaları ise ne kadar vahşet o kadar zafer olacak diyerek topyekûn geliyorlar.
Şimdi ülkemizi kontrol altına almak için yapılan operasyonları, kontrol edebilecekleri lider arayışını veya 2002 öncesi gibi kendi içine kapanmış, kargaşayla boğuşan bir ülke olarak kalmamızı niçin istediklerini daha iyi anlarız.
Yahudi asıllı ABDULLAH İBNİ SEBE ile başlayan İslam âlemindeki ilk fitne ŞİA’YI, FARS IRKCILIĞI ile birleştirerek, mezhepçi bir politika oluşturan İRAN’IN yıllardır uyguladığı politikaları nedeni ile ORTA DOĞU’DA İsrail’e direnebilecek maalesef tek bir yönetim ve devlet bırakılmadı.
FARS IRKCILIĞINI ve ŞİA’YI kullanan İRAN asırlardır Haçlı seferlerinin hep hazırlayıcısı ve ateşi hep harlayanı oldu.
Subhi Tufeyli diyor ki, bu seferde çok kan akacak ve Orta Doğu haritası maalesef bir kez daha değişecek, bazı ülkelerde de rejimler yıkılacak,
Buna zemin hazırlayanda emrindeki örgütleri kullanan Ali Hamaney’in İRAN‘IDIR.
Son yıllarda TÜRKİYE’NİN gölgesinde kalmasını ve İslam Ülkelerinde birlik ve beraberliği sağlama gayretlerini hazmedememiştir veya sahipleri tarafından hazmettirilmemiştir.
Birlik ve beraberlik çabaları boşa çıkarılıp uyanmaya çabalayan Müslüman coğrafyası görünüşteki (yani sözde) İRAN-ABD ve İSRAİL kavgası vasıtası ile uyanamadan yine darmadağın edilecek demektir.
İRAN, İSLAM Âleminin içerisine Yahudi fitnesi ile yerleştirilmiş bir Truva atıdır.
Batı ve İsrail için İslam âlemini paramparça etme vazifesini yerine getirmektedir.
Kısaca Müslümanlar şunu çok iyi bilsin ki;
Hamaney’ in İRAN’I ya da onların maşası Hizbullah, asla ve asla FİLİSTİN ya da GAZZELİLER için savaşmaz.
İRAN, HAMAS’A gerçekten sahip çıksa,
Suriye’deki güçlerini Golan Tepesinden, Lübnan’daki Hizbullah güçlerini Kuzeyden laf olsun ateş harlansın diye değil gerçekten sahaya sürse,
Batı Şeria’da aynı anda harekete geçse,
İsrail’i şoka sokarlardı.
Birde Petrol ve Doğalgaz sevkiyatını ateşkese kadar durdurdum diyebilecek bir körfez ülkeleri olsaydı(çünkü bu ülkelerde İngiliz’lerin Lawrence adlı casusu ile İslamiyet’e soktuğu Vehabi fitnesini kullanarak yönetimi elinde tutanlar olmasaydı),
İsrail’i anında dizginleyebilir,katliam durur ve Filistinlilere insanca yaşama imkânı doğardı.
Kısaca Yahudilerin Şİ’A, İngilizlerin VEHABİ fitnesiyle ile paramparça olan İSLAM ÂLEMİ,
Osmanlı’da olduğu gibi sıkı sıkı EHLİSÜNNET’E sarıldığı vakit bu vahşetlerden ve katliamlardan kurtulabilecektir.
Yoksa Şİ’A ve VEHABİ Yönetimlerle Müslüman cağrafya ABD, İNGİLTERE ve İSRAİL elinde kukla olmaya ve daha bir çok vahşeti AFRİKA’DA,
IRAK’DA,SURİYE’DE,LÜBNAN’DA,
LİBYA’DA,AFGANİSTAN’DA,YEMEN’DE son perdedede olduğu gibi FİLİSTİN’DE TV’de film izler gibi bu vahşi soykırımları izlemeye devam ederiz.