HAİNLİĞİN TARİFİ!

  Öyle bir ülkeyiz ki hainlik de bitmiyor, şekli şemalı da… Önceleri “Hainlik nedir”...

Abone Ol

 

Öyle bir ülkeyiz ki hainlik de bitmiyor, şekli şemalı da…

Önceleri “Hainlik nedir” sorusuna verilecek yegâne cevap, “Bu ülkenin ekmeğini yiyip askere-polise, vatandaşına kurşun sıkmak… PKK terör örgütüne destek vermek, askerden kaçmak” iken bugün artık başka şekle büründü…

Hainliğin şimdilerde vücuda gelmiş hali ülkenin zararına olacak şeyleri istemek… Zararına olan şeylere sevinmek!

Niçin?

Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için!

Peki; vatandaş, ülke, gençlerin, çocukların geleceği!

“Recep Tayyip Erdoğan gitsin de gerekirse ülke batsın” gibi gibi mantıkla akli selim insanların aklının-mantığının almadığı bir yaklaşımları gördük…

Türk lirasının Dolar-euro karşısında değer kaybetmesine üzülüp, “Ekonomik durum iyi yönetilmiyor… Biz daha iyisini yaparız… Ülkemiz batmasın” yaklaşımı anlaşılır da dövizin yükselmesi için algı operasyonu yapmayı, Türk lirasının dolayısıyla kendi parasının kaybetmesinden ayrı haz duymayı anlaşılır bulmak imkansız.

İşin böylesi hainlik tarafı varken bankada altını-dövizi olmasına rağmen düşmeye başlamasına şahsi menfaati için üzülmek yerine ülke menfaati için sevinenler de yok değil…

Bir gün önce dolardaki artış nedeniyle ülkenin gidişatıyla dertleştiğimiz değerli abimiz Selahattin Emen’in bir gün sonra altının düşmesiyle yaklaşık 25 bin lira kaybetmesine rağmen mutlulukla dernekten içeri girmesi de tarifsiz ve bir o kadar umut vericiydi…

“Vatan elden giderse gitsin” diyenler olduğu gibi “Benim birikimim erirse erisin yeter ki ülkemizin parası değerlensin” diyenlerin olduğunu görmek, bilmek gelecek adına ve insanlık adına önemli…

Sözün özü;

Allahü teala hiç kimseyi kendi ülkesinin parasının değersizleşmesini isteyecek, değersizleşince de sevinecek, değerlenmeye başlayınca da üzülecek kadar hain yapmasın!

 

 

 

***

 

MADENCİNİN HAKKINI YEMEK!

Doğup büyüdüğüm Zonguldak’ta en çok duyduğum cümledir;

“Bir zamanlar madenlerde 60 bin kişi çalışıyordu… Türkiye’ye bakıyorduk… Nerede o eski günler…”

Çocukluğun bilinçsizliği, gençliğin toyluğu ile hissedemediğim o yılları, madenden kararmış yüzle çıkan babamı beklediğim Çaydamar’daki ocak önüyle anımsıyorum…

Madende kaza duyduğumuzda, “Acaba” diyerek ailecek hissettiğimiz tarifsiz ve bir o kadar derin acıyı her madenci çocuğu gibi ben de her seferinde yaşadım…

Özellikle bütün bunları geçmişte yaşayan ve hala yaşamakta olan madenci ve madenci ailelerinin hakkı ödenmez…

Emeği sömüren ve torpille çalışır görünüp çalışmadan maaş aldıran siyasiler, sendikacılar ve iş insanları hele hiç ödeyemez…

Emek verirken, can verirken, madenci hastalığından yıllarca çekerken siyaset ve sendikacıların gücüyle çalışmadan maaş alıp madenciyi zan altında bırakanlar er geç bunun vebalini ödeyecektir…

Patlak veren GMİS eski yöneticisi Osman Tutkun olayı malumun ilanıydı!

Bunun gibi niceleri oldu bu TTK’da…

Siyasetçinin torpiliyle TTK’ya iş başı yapıp işe gitmeyip market çalıştırıp SEVe seve maaş AL’maya gidenler oldu… Üstelik itibar gördüler!

Ereğli Hastanesinden sahte raporlar da alınarak doktorlar bile sahtekarlığa teşvik edildi…

Her işçinin başına bir güvenlik görevlisi koysanız bile çözülemeyecek bu ahlaki sorunu ancak vicdanlara seslenerek çözersiniz…

Marifet çalışmadan maaş almak değil, aldığın maaşın hakkını vermektir!

İşten kaytaran maden işçisinin işini layıkıyla yapan her madenciden helallik almadıkça yatacak yeri yoktur!

Gerisi teferruat…

 

 

 

 

***

 

FETÖ’CULAR KADAR CESUR OLMADIKÇA!

İnsanın tabiatında var sanırım;

Dolandırıcılar daha cüretkar ve yüzsüz oluyor…

Hala devlet kurumlarında, adli mercilerde, askeri ve emniyette görev yapmanın ötesinde iş dünyasında da zorluyorlar…

Kayyum atanan iş yerinde toplanıp kulis yapacak, polis korumasındaki kişiyi ağırlayıp maddi ve manevi desteğini açıklayacak kadar cesaretliler…

İster deli cesareti deyin ister cahil, ister hain cesareti…

Bir de bile isteye hala FETÖ sempati duyan, hatta resmi kurumdan atılan ve hatta hapis yatanlara sahip çıkanlar var…

Cesaret mi olası FETÖ güçlenmesine karşı B planı mı?

Ulusalcılara “Fetullah Gülen geldiğinde kaçacak delik arayacaksınız” diyerek göz korkutanlara ne demeli?

Hepsi bir tarafa FETÖ’yu bitirmenin yolu en az onlar kadar cesur olmaktan geçer…

FETÖ’ya sempati duyan, maddi destek veren, kamuoyunda aklamaya çalışanları görmezden gelmekten geçmez!

“FETÖ aklama borsası”nda para vererek kendini aklamaya çalışanlar itibarla da kendilerini aklama gayretinde…

Doların yükselmesini fırsat bilip işyeri işyeri dolaşıp, medyada boy gösterip “Dolar 30 lira olarak” algısı yapanları bu millet de devlet de unutmaz!

Yemezler!

Kim, nerede, niçin FETÖ’cularla toplandı ne istendi, ne verildi?

Bi-li-ni-yor!

Hesap kesme zamanını bekliyoruz!

 

***

 

 

HAFTANIN SÖZÜ:

“Benim altınım değer kaybetmiş, hiç önemi yok. Yeter ki Türk lirası değer kazansın, ürünlere yapılan zamlar geri alınsın.”

SELAHATTİN EMEN

 

***

 

SÖZÜN ÖZÜ:

“Ulaşamadığına tevekkül, ulaştığına rıza, kaybettiğine sabır gösteren kişi takva ehlindendin.”

İmam-ı Gazali hazretleri

 

***

 

Yazan: Osman Sav