“Hadi oradan” deyimi, içinde bir çok küfür barındıran ama terbiyesi müsaade etmediği için hadi oradan diyerek efendice durumu kurtarmaktır, buna en iyi örnek rahmetli Erbakan’dı, rahmetli ağzı bozuk değildi ama birilerine haddini bildirmek için ve hakaret edebilmek için bu yöntemi denerdi, aslında benim gibi sıradan birisi olsaydı hadi oradan yerine en gallabi küfürleri sıralardı, sıralardı diyorum çünkü bazıları bunun daha fazlasını hak ediyor tıpkı adının önünde prof olan ve kamuoyunda bilim adamı geçinenlerin yapmış oldukları saçma sapan deprem tahminleri ve son olarak da “Karadeniz patlayacak, Zonguldak yok olacak” türü açıklamaları küfürsüz anlatmak zor.
Bilimde, sanatta ve diğer kültürel faaliyetlerde ülke olarak neden sınıfta kaldığımızın bir göstergesi.
Her ne kadar birkaç teknik bildiri sunmuş, sunuma hazır birkaç bildirilerim olsa da kendimi asla bilim adamı görmem, ben haddimi bilirim, çünkü bilim insanlığı; bilgi, birikim, donanım ve zengin bir entelektüellik ister, bizde bunların bir çoğu hem yeterli değil, hem de ben böyle konularda iddialı değilim. İddialı değilim ama kendini bilim insanı olarak bildiğimiz ve adının başında “Prof” titri olunca daha da inandırıcı olanların deprem ve Karadeniz’le ilgili açıklamalarına bir bakalım, bakalım çünkü yapılan açıklamalarıyla ağzımızla gülemediğimiz gibi benim gibilerin eleştirilerine muhatap olmaları en büyük paradoks.
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir bilim insanı: “Falan kentimizde şu tarihte, şu saatlerde 7,2-7,8 deprem olacak, şu kadar insan ölecek, şu kadar bina yıkılacak, en çok da şu semtler etkilenecek” gibi bir görüş ileri sürmez süremez, çünkü böyle bir öngörüyü yapanların akli dengelerinden şüphe edilir. Benim gibi sıradan birileri fal bakar gibi böyle tahminler yapar, biri tutmazsa, biri tutar, eğitimsiz toplumlarda keramet sahibi diye ayrıcalıklı bir konuma gelinebilir, ama bu modern bilimin dışında bir dünyadır ve bilimsel olarak hiçbir önemi yoktur, zaten bilim dünyası da güler geçer.
Son yapılan bir açıklama: “Karadeniz patlayacak, sahile 60 km yakın yerler yok olacak” Hakaret olacak yoksa böyle açılamayı yapan kim olursa olsun “ç.ş” derim ama demiyorum ayıp olur, ben yine de rahmetli Erbakan gibi:” Hadi oradan!, Hadi Oradan!” Diyorum. Daha önce bir bakanlık üst düzey yetkilisi kışın yaşadığımız felaket sonrası: “depremlerden daha az etkilenmemiz için deprem hattına 500 m uzağında evler yapacağız” gibi bir açılama yapmıştı ama yapılan açıklamanın ne kadar sığ olduğunu bilmemize rağmen bu prof kadar tepki göstermedik, sadece metreyi hangi çizgiden tutacağını sorduk, çünkü yetkili deprem hattının bir çizgiden ibaret olduğunu sanıyordu ama gayet normaldi, liyakatin olmadığı bir yönetim şekillerinde bu tip açıklamalar günü kurtarmak için iyi bir yöntemdi.
Bilim dünyası: Galileo gibi kelleyi vereceksin ama inadına dünya yuvarlaktır ve dönüyor diyecek, gerçeklerden geri adım atmayacaksın, Lavoisier gibi kellenin sepete düşeceğini bildiğin halde gözlerini kırparak bilime hizmet edeceksin, binlerce yıl öncesinde yaşanmış bu bilim insanlarının binlerce yıl gerisine düşmeyeceksin ki bilim insanı olmayı hak edesin, aksi halde böyle saçma sapan açıklamaları yapmaya devam et, biz de “hadi oradan!” demeye devam ederiz.
Son bir not: Bu güne kadar tsunamiler dışında deniz ve göllerin söylendiği gibi patladığı görülmemiştir, patlayıcı ortamları bünyelerinde taşırlar, bu işin doğasında vardır, bazı büyük depremlerde deniz ve göllerin tabanlarındaki sıkışmış patlayıcı ortamlar infilak ederek depreme şiddet ve tsunami olarak katkı yaparlar ve buda felaketin boyutunu artırır ama, Karadeniz patlayarak Zonguldak’ı tarihten silmez rahat olun.
Dünyamızda plaka tektoniği durmadı yoluna devam ediyor, belki de milyonlarca yıl sonra mevcut coğrafyadan bir eser kalmayacaktır, bu fal bakmak değil bir realitedir, bunun dışındaki açıklamalar gündemde kalma çabalarıdır, bakın benim bile bu konuda kendilerine yazı yazmam için bahane oldu, isim vermedim ama anlayan anladı: “Hadi Oradan…!”