10 yıl otelde çalışan Düzceli Erkut Malaycı, otel ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
"Yangın Merdivenleri Kayak Odasına Çıkıyordu"
Yangın merdivenlerinin çıkışının otelin dışına değil, kayak odasına açıldığını belirten Malaycı, bunun ölümcül bir tehlike yarattığını söyledi. Malaycı, “Yangın merdivenlerini kullansalardı ölüme giderlerdi. Elektrikler kesildiğinde yangın merdivenlerini bulmak imkânsızdı” dedi. Ayrıca yangın merdivenlerinin bulunduğu alanlarda otel personeli için küçük lojmanlar yapıldığını ifade etti.
“Yangın merdivenlerinde personel lojmanları vardı”
Otel çalışanlarının yangın merdivenlerinin yanında küçük lojmanlarda kaldığı açıklayan Malaycı, “Otelin çevresinde atlama yerleri yoktu. Yangın merdivenlerini bulamadıkları için camdan çarşaf sarkıttılar. Elektrikler olmadığı için göz gözü görmedi. Birde şöyle bir durum var. Yangın merdivenin olduğu yer sadece betonarme değil. Yangın merdivenlerinin olduğu yerde personel lojmanları var. 11. Kattan 1. Kata kadar yangın merdiveni vardı. Ama çıkışı otelin çıkışı değildi. Kayak odasına çıkıyordu. Her katta yangın merdivenlerinin olduğu bölgede tek kişinin kalabileceği küçük odalar vardı. Aşçı başı, resepsiyonist gibi kişiler bu odalarda kalıyorlardı” ifadelerini kullandı.
Duman Dedektörleri ve Yağmurlama Sistemi Çalışmıyordu
Malaycı, otelde yangın güvenlik sistemlerinin yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Yağmurlama sistemi yoktu. Duman dedektörlerinin de çoğu zaman çalışmadığını gördüm. Yangın alarmı bir kez personelin tütün içmesinden dolayı devreye girdi, ama sonrasında bir daha çalıştığını görmedim” şeklinde konuştu.
“Tütün içenler vardı, alarm çalıştığını görmedim”
Daha önce otelde bir kere yangın alarmının personellerin tütün içmesinden kaynaklı çalıştığını gördüğünü ama daha sonra müşterilerin içmesine rağmen alarmın çalıştığını görmediğini belirten eski otel çalışanı Malaycı, “Yağmurlama sistemi yok diye biliyorum. Alarm sistemi var ama tuşlu var. Bir zaman otelde personeller tütün içtikleri için devreye girdi alarm sistemi. Patron o zaman personelleri azarladı. O zaman devreye girdiğini gördük. Ondan sonra içenler vardı ama hiç bir zaman görmedim alarm sistemini. Müşteriler içiyorlardı ama içemezsin diyemiyorduk” dedi.
Otelin Kapasitesi: 350 Kişi Vardı
Yangın sırasında otelde yaklaşık 350 kişinin bulunduğunu söyleyen Malaycı, bunların 120’sinin otel personeli, 230’unun ise müşteri olduğunu belirtti. Malaycı, gece saatlerinde az sayıda personelin aktif çalıştığını ve yangın sırasında birçok kişinin çaresiz kaldığını dile getirdi.
“350 kişi oteldeydi”
Otelde 120 kişinin çalıştığını 230 müşterinin olduğunu belirten Malaycı, “Yangın esnasında; gececi aşçılar olur, kahvaltıcı olur, ekmekçisi ve resepsiyonistçi ise 5-6 personel ayakta olabilir. Gündüz aktif çalışan personel sayısı ise 100-120 arasında kişi vardır. Otelde ortalama 350 kişiye yakın kişi vardı. Grand Kartal otelin yanında Kartal Otel var. Bu iki otel birbirinden bağımsız iki otel. Ayrı şirketler. 2 kardeşin oteli ama birbirinden ayrılar. Birbirlerine düşmanlar diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Ahşap Dekorasyon Yangını Hızlandırdı
Yangının etkisini artıran bir başka faktörün de oteldeki ahşap dekorasyon olduğunu söyleyen Malaycı, "Otel betonarme yapıdaydı ancak dekorasyonda abartılı şekilde ahşap kullanıldı. Restoran, bar, lobi ve diğer alanlar yenilenirken ahşap ağırlık kazandı" ifadelerini kullandı.
“Ahşap dekorasyon çok oldu”
Ahşap görünümün otelde abartıldığını dile getiren Malaycı sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Yangının çıktığı restoran benim zamanımda vardı ama yenilendi. Tadilat oldu. 2 yıl önce otelde restorantı, barı, lobisi, havuzu, spası, 9-10-11. Katlar yenilendi. Ahşap görünüm otelde abartıldı. Otel betonorme ama ahşap dekorasyon çok oldu. Otelin içerisinde marketi ayrı bir kişi işletiyor. Kafe ve kayak malzemesi olan mağaza ayrı kişiler kiralayıp işletiyorlardı.”
Otel yangınıyla ilgili çalışmalar ve araştırmalar sürerken Malaycı’nın iddiaları ihmallerin boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.