Bin kere pişman olsan da, yine de yılmadı gönlün, karanlık yollara gitmekten.
Ahh sen var ya, sen...!
Hatalar zincirinin fiyaskosu.
Ahh sen var ya, sen derin gecelerin suskun rüzgarı.
Son kadehini de, içtiğin şarabın, aşka ve sevgiye dem vuran sancısı hangi rüyada şimdi?...
Oysa, benim aşka dair hiçbir pişmanlığım olmadı.Giden sevgiliyi kovalamadım.
Adam dediğin, sevdiğine ayak bağı olmamalıydı.
Gönül köprüsü kurulmadan, sevda çiçeği hayat bulur muydu?...
Velhasıl kelam, insan yaşadığı hataların, güzelliklerin, mutluluğun hatta hüznün bedelini ödemeliydi.
Ben öyle yaptım işte.Geçmişe dair, hatalarım ile yüzleştim.
Sonra anladım ki,kimilerinin bir toz zerresi kadar bile, değerinin olmadığını gördüm.
Yüreğimi yaralayan her kim yada ne varsa, zaman tünelinde bir hiç olduğunu anladım.
Daha da önemlisi, kendisini vazgeçilmez zannedenlerin birer zavallı olduklarını öğrendim.
Zamanın da, ötesinde bir gerçek vardı.Onun da, adı kaderdi. Kiminin bahtına güller açıyordu,kiminin de dikenler... Takdiri ilahi böyle bir şeydi.
Zaman akıyor, ömür bitiyor.
Şimdi sen,ne geçmişinde kal,ne de geleceğe dem vur.
Sen, sen ol, gönül gözün ile görmesini bil.
Murat İleri