GENEL

Zonguldak’ın Kendine Has Aksanı Dikkat Çekiyor!

Zonguldak’ın sesini duydunuz mu? Şehrin kendine has kelimeleri ve aksanı, halka hayat veriyor!

Abone Ol

Zonguldak Lehçesinde Kullanılan Kelimeler "Aşağı" – Zonguldak'ta, "aşağı" kelimesi yer yönü belirtirken bazen "alt" anlamında kullanılır. Örneğin: "Aşağı mahallede oturuyorum." "Bişey" – "Bir şey" yerine "bişey" denir. Örneğin: "Bişey yapacak mısın?" "Ne var ne yok?" – Zonguldak'ta bu ifade, "Nasılsınız?" veya "Ne haber?" anlamında yaygın olarak kullanılır. "Dolu" – Zonguldak'ta sıkça kullanılan bir kelimedir ve "çok" anlamına gelir. Örneğin: "Dolu işim var bugün." "Yarma" – Zonguldak'ta "yarma" kelimesi "çalışkan, gayretli" anlamında kullanılır. Örneğin: "Bu çocuk çok yarma." "Çabuk ol" – Zonguldak'ta, birine hızlanmasını söylemek için "çabuk ol" yerine bazen "süper ol" denebilir. "Kurtuluş" – Zonguldak'a özgü bir anlam taşır, bazen "boşuna uğraşmak" anlamında da kullanılır. Örneğin: "Bu işin kurtuluşu yok." "Kışlası" – Özellikle köylerde, Zonguldak'ın dağlık bölgelerinde, "kışlası" kelimesi yayla veya dağ evini ifade eder. "Bozatmak" – Zonguldak halkı arasında, özellikle yaşlılar arasında, bir şeyin bozulması anlamında sıkça kullanılan bir kelimedir. Örneğin: "Fırın bozatmış, ekmek yaramaz." "Sofra kurmak" – Zonguldak'ta, "sofra kurmak" kelimesi, yemek hazırlamak veya misafir ağırlamak anlamında kullanılır.

Zonguldak aksanıyla konuşulan kelimeler ve anlamları: abi: Ağabey accuḳ: Azıcık aġıl: Akıl ağnat-: Anlatmak al bürü-: Geline kırmızı başörtüsü örtmek aŋat-: Anlatmak āşam: Akşam avaç: Ağaç avıllıḳ: Ağırlık; başlık parası avır: Ağır ayle: Aile -bbā: Bana çe: (Far. baġçe) Bahçe bağ bağla-: Biçilmiş odun demet haline getirmek vu: Baklava balduz: Baldız bárábár: (Far.) Beraber bėber: Biber ceg: Böcek bek: Beklenen yer, pusu bėrek: Börek lek döşe-: Tepsiye börek döşemek beren beri: Sıra sıra beyazlık: Gelinlik beyimgil: Beyim ve yakınları bıcır bıcır: Çok ıslak, su gibi bıldır: Geçen sene gidimde: Bir gidişte verimde: Bir verişte yol: Bir kez, bir süre

billik: Birlik bindürvē-: Bindirivermek bȫ le: Böyle böygen: Böyle boḥ ça: Çeyiz boynu ġalın: Söz sahibi, sözü dinlenen insan bóyúg: Büyük böğün, ün: Bugün buba: Baba búğdey: Buğday burġur: Bulgur büydey: Buğday -cceryan: Elektrik akımı cimcik: Hamur kızartmasına şerbet dökülerek yapılan tatlı cizleme: Yağda veya sacta sulu hamurdan yapılan ekmek -ççanaḳ: Tabak çavır-: Çağırmak çenber: Çember; başörtüsü, yemeni, yazma çeŋiz: Çeyiz çılbır: Mısır unu ve peynirle yapılan katı bir yemek çif sür-: Toprağı sürüp işlemek çiḳ lata: Çikolata çüf: (Far. cuft) Çift çükündür: Kırmızı pancar çoġgen: Çokça -ddana: Tane ġı ġur: Yüksek ses darı: Ispanağa benzeyen bir tür bitki dav: Dağ davúnuḳ: Dağınık değėl: Değil değüşük: Değişik dene: Tane deŋiş: Değiş deŋişiklik: Değişiklik deyi: Diye deymen: Değirmen dibek: İçinde bulgur ve benzeri şeylerin dövüldüğü büyük havan diğne-: Dinlemek doġdor: Doktor doğrugen: Doğru dürüst doŋuz: Domuz dov-: Doğmak únü: Gerdek gecesinin ertesi günü gelin ve damadın evine gidilip, gelinin çeyizlerinin görüldüğü ve eğlencenin yapıldığı gün

düvún: Düğün -eeccük: Azıcık edüvör-: Edivermek eḳ aye: Türkiye Taş Kömürü ekleş-: Sataşmak eleg: Elek ėlet-: İletmek ender-: İndirmek ri: Elbise epey: Bir hayli esger: (Ar.) Asker esgi çamlā barda ol-: Devrin değişmesiyle, eskilerin değeri kalmamak eteği: Öteye ever-: Evlendirmek ėyi: İyi ezcük: Azıcık -ffur patlasın çal kütlesin: Gönlünce eğlenmek fur-: Vurmak -gġ: Kadar ġadan: Kadar ġadefi: Kadife ġalaba: Kalabalık ġalan: Artık ġuru başınan ġal-: Bir başına kalmak ġuru başumuznan) ġandil: Lamba ġara mancar: Kara lahana, yaprakları koyu yeşil olan kış sebzesi ġāri: Artık, bundan böyle ġarşu: Karşı ġartlaç: Mısırdan yapılan yufka ekmeği ġaruḳ lu: Buğday ve arpa karışımı ġasnaġ: Başa takılan çember ġatık: Bir şeye karıştırılan katık ġāve: Kahve ġaynı-: Kaynamak ġayri: Artık, bundan böyle gebedek: Annesi babası olmayan kimse genşlik: Gençlik gezip kert-: Çok gezmek ġına ekmē: Kına günü ġırmızılıḳ: Kına elbisesi ġısacuğ: Kısacık ġıy: Kıyı ġıyġaşla-: Kapıyı aralık bırakmak ġıZcuv: Kısır

úlbe: Kulübe ún aḥ çuluğu: Düğünlerde, bayramlarda, özel günlerde yemek yapan kişiler ún: Gün ġuy-: Koymak -hḥ anḳ ı, ḥ anki: Hangi ḥ apsí: Hepsi ḥ arman dóv-: Tahılların sap ve tane kısımlarını birbirinden ayırmak için yapılan işlem ḥ armanıy ġaşı: Harmanın üstü ḥ asdabaş: Hastalıklı ḥ aşlıḳ: Harçlık ḥ ayın in: Kötü heber: (Ar.) Haber ḥ ınzıl: (Ar. hınzır) Domuz hinci: Şimdi hincik: Şimdi hindi: Şimdi ḥ om ḥ om et-: Söylenmek ḥ orata: Eğlence -ıılazım: Lazım Isdanbȯ l: İstanbul ıslaḳ semeri sırtına sármá-: Bir başkasının suçunu, cezasını, sorumluluğunu üstüne almamak -iİbram: İbrahim ibrik: Sürahi úvey: Karısının ailesinin evinde oturan damat imza çak-: İmza atmak irezil: Rezil işde: İşte -kḳ sı: Kimisi keri: Sonra ún: Kırdığı kırdık biçtiği biçtik kişi, sert mizaçlı kimse óm-: Gömmek ḳontul: Kontör óy: Köy köllen-: Körlenmek, verimsizleşmek köpür: Tahtadan yapılan merdiven -llüpçü: Hazır yiyici, bedavacı -mmabere: (Ar. muha:bere) Muhabere malay: Mısır unu ile yapılan yemek mamele: (Ar. mua:mele) Muamele ter dóv-: Mehter çalmak mektip: (Ar.) Mektup merḥ aba verme-: Konuşmamak mertmen: Merdiven mevra: Suyun aktığı yol kanal muḳ Ttar, muḳ dar: Muhtar mühüm: (Ar.) Mühim -nnetceŋ: Ne edeceksin nira: Lira nodul: Üvendirenin (değnek) ucundaki sivri demir -oólle-: Öküzler işe yaramayacak duruma gelmek ondan keri / keli: Ondan sonra oturtma: Yufkanın üstüne et döküp, yufka sarılarak yapılan et yemeği -öögelen: Önceden öğder: Köylerde para toplayan kimse öğeŋ: Önce öğünce: Önceden re-: Öğrenmek ȫ retmen: Öğretmen ötdü: Ötede övdül: Düğünde damada verilen para övüdüvö-: Öğütüvermek öy: Ön -ppartal: Tarla, taşınmaz mal partal at-: Abartarak, yalan konuşmak patıra-: Söylenmek patitis: Patates penez: Gelinin başındaki başörtüye ya da kasnağa takılan dizi dizi altın ya da liralar -ssā: Sana sac: Üzerinde ekmek pişirilen metal levha sada: Sadece sam fur-: Bitkilerin, meyvelerin olgunlaşmadan dökülmesi sav: Sağ savdúç: Düğünde gelin veya damada eşlik eden, sağduç savluġ ocağu: Sağlık ocağı sayvan: Kulübe seḲ isen: Seksen müz: Besili, büyük hayvan, semiz sifta: (Ar.) Siftah, ilk sini: (Far. sînî) Tepsi sirkeli baḳ la: Fasulyeden yapılan sirkeli yemek soFra çekil-: Sofra kurulmak soŋa: Sonra sovra: Sofra -şşinci: Şimdi da: Şuralarda şüfer: Şoför tāla: Tarla tanġur tunġur: Kaba ve çınlayıcı ses taratollu: Patates, yoğurt ve sarımsakla yapılan yemek tåvug: Tavuk teneke ġınası: Teneke çalınarak yapılan kına tınma-: Dokunmamak, yanaşmamak tomatis: Domates tüllü: Türlü türkü çağır-: Türkü söylemek -uúnleme: Düğünün üç gün sürmesi, kına, düğün ve duvak günü urba: Elbise uşaḳ: Erkek ve kız çocuk (“uşağım”) uşagen: Uşak -vvö-: Vermek -yyanġın ol-: Aşık olmak, sevdalanmak ún: Ertesi gün yav-: Yağmak yav: Yahu ún: Ertesi gün yeşilgen: Yeşil gibi yetüklük: Yetecek kadar yıvın: Yığın

zavallık vēme- : (Ar.) Zeval vermemek, korumak zencir : Zincir net net, ziynet zoba: Soba zolla: Zorlamak

Zonguldak'ta Ses Değişimleri ve Vurgu Özellikleri Zonguldak aksanı, genellikle Karadeniz’in diğer illeriyle benzerlikler gösterir. Bazı kelimelerde özellikle "ı" harfinin belirgin kullanımı ve kelimelerdeki uzatmalar bu aksanın tipik özelliklerindendir. Ayrıca, yerel konuşmada sesler sıklıkla yumuşatılır. Zonguldak aksanı, bölgenin köylerinden şehrine kadar çeşitli ağız özellikleriyle farklılıklar gösterse de, genel olarak Karadeniz ağız yapısına sahiptir. Akdeniz ve Marmara bölgelerinden gelen göçlerle birlikte, Zonguldak’ın aksanı zamanla yerel bir renk kazanmış ve kendine özgü bir dil yapısı oluşturmuştur. Bu aksan, şehri hem tanınabilir kılar hem de buradaki yaşam tarzını yansıtır.

Zonguldak'ta konuşulan Türkçe, genel olarak Karadeniz Bölgesi'ne ait bir aksan ve lehçe özellikleri taşır. Ancak Zonguldak'a özgü kelimeler, deyimler ve bazı fonetik özellikler de bulunur. Zonguldak'ın köylerinden şehrine kadar farklı yerlerde farklı ağızlar ve kelimeler kullanılsa da, genel olarak Zonguldak lehçesinin birkaç özelliği vardır. Aşağıda Zonguldak'ta kullanılan bazı kelimeler ve Zonguldak aksanına dair bilgiler yer almaktadır: Zonguldak Lehçesinde Kullanılan Kelimeler "Aşağı" – Zonguldak'ta, "aşağı" kelimesi yer yönü belirtirken bazen "alt" anlamında kullanılır. Örneğin: "Aşağı mahallede oturuyorum." "Bişey" – "Bir şey" yerine "bişey" denir. Örneğin: "Bişey yapacak mısın?" "Ne var ne yok?" – Zonguldak'ta bu ifade, "Nasılsınız?" veya "Ne haber?" anlamında yaygın olarak kullanılır. "Dolu" – Zonguldak'ta sıkça kullanılan bir kelimedir ve "çok" anlamına gelir. Örneğin: "Dolu işim var bugün." "Yarma" – Zonguldak'ta "yarma" kelimesi "çalışkan, gayretli" anlamında kullanılır. Örneğin: "Bu çocuk çok yarma." "Çabuk ol" – Zonguldak'ta, birine hızlanmasını söylemek için "çabuk ol" yerine bazen "süper ol" denebilir. "Kurtuluş" – Zonguldak'a özgü bir anlam taşır, bazen "boşuna uğraşmak" anlamında da kullanılır. Örneğin: "Bu işin kurtuluşu yok." "Kışlası" – Özellikle köylerde, Zonguldak'ın dağlık bölgelerinde, "kışlası" kelimesi yayla veya dağ evini ifade eder. "Bozatmak" – Zonguldak halkı arasında, özellikle yaşlılar arasında, bir şeyin bozulması anlamında sıkça kullanılan bir kelimedir. Örneğin: "Fırın bozatmış, ekmek yaramaz." "Sofra kurmak" – Zonguldak'ta, "sofra kurmak" kelimesi, yemek hazırlamak veya misafir ağırlamak anlamında kullanılır. Zonguldak Aksanı Özellikleri Vurgu: Zonguldak aksanında, kelimelerin sonunda ya da ortasında bulunan ünlüler sıkça vurgu alır. Bu vurgu, diğer Karadeniz illerine kıyasla daha belirgindir. Örneğin, "geliyo" yerine "geliyooo" denir. Ağız Uyumu: Zonguldak’ta, özellikle köylerinde, ünlü uyumuna dikkat edilir. Özellikle e ve i ünlüleri yaygın kullanılır. Harf Değişimleri: Karadeniz bölgesinde sıklıkla görülen "k" harfini "g" yapma durumu Zonguldak’ta da yaygındır. Örneğin: "gitmek" → "gitmek" yerine "gitmek" (gitlemek) olarak telaffuz edilir. Sesli Harf Uzatılması: Zonguldak aksanında, özellikle uzun sesli harflerin uzatılması yaygındır. Örneğin, "bunu" yerine "buuu" denmesi gibi. Kelime Kısaltmaları: Zonguldak’ta bazı kelimeler daha kısa ve öz şekilde söylenir. Örneğin, "çalışmak" kelimesi "çalış" ya da "yapmak" kelimesi "yap" olarak kısaltılabilir. Zonguldak’ta Kullanılan Deyimler ve İfadeler "Güle güle git": Zonguldak’ta veda ederken kullanılan, "hoşça kal" veya "güle güle" anlamında bir deyimdir. "Yoldan çıkmak": Zonguldak halkı arasında, birinin yanlış yola sapması ya da hatalı bir iş yapması durumunda "yoldan çıkmak" ifadesi kullanılır. "Hani?": Bu deyim Zonguldak'ta sıkça kullanılır. Bir şeyin kaybolması ya da unutturulması durumunda, "hani?" şeklinde sorulur.

Zonguldak'ta konuşulan Türkçe, genel olarak Karadeniz Bölgesi'ne ait bir aksan ve lehçe özellikleri taşır. Ancak Zonguldak'a özgü kelimeler, deyimler ve bazı fonetik özellikler de bulunur. Zonguldak'ın köylerinden şehrine kadar farklı yerlerde farklı ağızlar ve kelimeler kullanılsa da, genel olarak Zonguldak lehçesinin birkaç özelliği vardır. Aşağıda Zonguldak'ta kullanılan bazı kelimeler ve Zonguldak aksanına dair bilgiler yer almaktadır: Zonguldak Lehçesinde Kullanılan Kelimeler "Aşağı" – Zonguldak'ta, "aşağı" kelimesi yer yönü belirtirken bazen "alt" anlamında kullanılır. Örneğin: "Aşağı mahallede oturuyorum." "Bişey" – "Bir şey" yerine "bişey" denir. Örneğin: "Bişey yapacak mısın?" "Ne var ne yok?" – Zonguldak'ta bu ifade, "Nasılsınız?" veya "Ne haber?" anlamında yaygın olarak kullanılır. "Dolu" – Zonguldak'ta sıkça kullanılan bir kelimedir ve "çok" anlamına gelir. Örneğin: "Dolu işim var bugün." "Yarma" – Zonguldak'ta "yarma" kelimesi "çalışkan, gayretli" anlamında kullanılır. Örneğin: "Bu çocuk çok yarma." "Çabuk ol" – Zonguldak'ta, birine hızlanmasını söylemek için "çabuk ol" yerine bazen "süper ol" denebilir. "Kurtuluş" – Zonguldak'a özgü bir anlam taşır, bazen "boşuna uğraşmak" anlamında da kullanılır. Örneğin: "Bu işin kurtuluşu yok." "Kışlası" – Özellikle köylerde, Zonguldak'ın dağlık bölgelerinde, "kışlası" kelimesi yayla veya dağ evini ifade eder. "Bozatmak" – Zonguldak halkı arasında, özellikle yaşlılar arasında, bir şeyin bozulması anlamında sıkça kullanılan bir kelimedir. Örneğin: "Fırın bozatmış, ekmek yaramaz." "Sofra kurmak" – Zonguldak'ta, "sofra kurmak" kelimesi, yemek hazırlamak veya misafir ağırlamak anlamında kullanılır. Zonguldak Aksanı Özellikleri Vurgu: Zonguldak aksanında, kelimelerin sonunda ya da ortasında bulunan ünlüler sıkça vurgu alır. Bu vurgu, diğer Karadeniz illerine kıyasla daha belirgindir. Örneğin, "geliyo" yerine "geliyooo" denir. Ağız Uyumu: Zonguldak’ta, özellikle köylerinde, ünlü uyumuna dikkat edilir. Özellikle e ve i ünlüleri yaygın kullanılır. Harf Değişimleri: Karadeniz bölgesinde sıklıkla görülen "k" harfini "g" yapma durumu Zonguldak’ta da yaygındır. Örneğin: "gitmek" → "gitmek" yerine "gitmek" (gitlemek) olarak telaffuz edilir. Sesli Harf Uzatılması: Zonguldak aksanında, özellikle uzun sesli harflerin uzatılması yaygındır. Örneğin, "bunu" yerine "buuu" denmesi gibi. Kelime Kısaltmaları: Zonguldak’ta bazı kelimeler daha kısa ve öz şekilde söylenir. Örneğin, "çalışmak" kelimesi "çalış" ya da "yapmak" kelimesi "yap" olarak kısaltılabilir.