1939 Erzincan Depremi, Türkiye'nin tarihindeki en yıkıcı depremlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Abone Ol
1939 Erzincan Depremi, Türkiye'nin tarihi depremlerinden biridir ve ülkede büyük yıkıma neden olmuştur.
Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve bir depremzede...
DEPREMİN ZAMANI VE BÜYÜKLÜĞÜ
Erzincan Depremi, 27 Aralık 1939 tarihinde meydana geldi.
Depremin büyüklüğü, farklı kaynaklara göre değişmekle birlikte, genellikle 7.9 ile 8.2 arasında tahmin edilmektedir.
Bu, oldukça büyük ve yıkıcı bir deprem olarak kabul edilir.
Depremin merkez üssü, Erzincan'ın güneydoğusunda, Ovacık yakınlarında bulunmaktadır.
Depremin odak derinliği ise yaklaşık olarak 15 kilometre olarak ölçülmüştür.
Erzincan Depremi, kısa sürede büyük bir yıkıma neden oldu.
Depremde Erzincan şehri, Kemaliye, Refahiye ve çevre köyler etkilenen bölgeler arasındaydı.
Depremin şiddeti ve süresi, binaların büyük çoğunluğunu yerle bir etti ve pek çok can kaybına sebep oldu.
Deprem sonucunda binlerce kişi hayatını kaybetti, çok sayıda insan yaralandı ve birçok bina yerle bir oldu.
Deprem, özellikle Erzincan şehrini neredeyse tamamen yıktı.
Malatya, Sivas ve Tokat gibi çevre iller de etkilendi.
Deprem sonrasında kurtarma çalışmaları hemen başladı.
Ancak, o dönemdeki teknolojik imkanların sınırlı olması ve iletişim eksikliği, kurtarma ekiplerinin işini zorlaştırdı.
Türkiye ve diğer ülkelerden gelen yardımlarla, depremzedelere destek sağlanmaya çalışıldı.
TBMM SAĞLIK BAKANI DR. HULUSİ ALATAŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Erzincan depremi ile çalışmalara 27 Aralık 1939’da başlar.
Sıhhiye Vekili (Sağlık Bakanı) Dr. Hulusi Alataş depremle ilgili şu konuşmayı yapar:
“Bu sabah saat ikide memleketin birçok yerlerinde şiddetli bir zelzele hissedildi.
Bu zelzele tesirini en ziyade Erzincan, Tokat, Sivas ve Ordu vilâyetlerinde göstermiştir.
Peyderpey malûmat almaktayız. Aldığımız malûmata göre, müsaade buyurursanız Erzincan’ın telgrafını okuyayım: Gece saat iki raddesinde çok şiddetli bir zelzele oldu.
Bu zelzelede Hükümet konağı, ordu müfettişliği, ordu evi, postahane ve şehrin en sağlam binaları dâhil olmak üzere bütün evleri ve dükkânları yıkılmıştır. Şehir baştanbaşa enkaz yığını halindedir.
Kendilerini kurtarabilenler sokaklara dökülmüşlerdir. Şimdiden birçok ölü ve yaralı tespit edilmiştir.
Birçok nüfus enkaz altındadır. Pek az hasarata uğrayan ve zayiat vermeyen piyade ve topçu kışlalarından gelen askerlerle enkaz altında kalanların kurtarılmasına ve ötede beride başlayan yangının itfasına çalışılmaktadır.
Şehir kâmilen yıkılmış olduğundan ekmek ihtiyacı olduğu gibi enkaz altından kurtarılanların ve kurtarılacakların tedavileri için ilâç ve doktor ve halkı barındırmak için çok miktarda çadıra ihtiyaç vardır.
Tahribat yalnız şehre münhasır olmadığı, köylerde de geniş mikyasta tahribat ve zayiat olduğu anlaşılmıştır...”
DEPREM SONRASI ERZİNCAN VALİSİ VE MAHKUMLAR OLAYI
“1939 Erzincan Depremi sonrasında dönemin Erzincan Savcısı İzzet Akçal, mahkumlarla bir konuşma yaparak onları yardım etmeleri için serbest bırakır. Vali Akçal “Hiçbiriniz kaçmayacaksınız. Canla başla çalışıp işiniz bitince de cezaevine döneceksiniz.’’ diyerek mahkumlarla anlaşır.
Mahkümlar, büyük fedekarlık göstererek günlerce depremzedeler için çalışır ve sonrasında eksiksiz olarak cezaevine dönerler.
Bir mahkum bile firar etmez. Kurtarma ve yardım çalışmalarına katılan bu mahkumlar, devlet tarafından 1940’da çıkarılan özel bir kanunla affedildiler.
Erzincan Depremi, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesine neden olan önemli bir olaydır.
Depremin ardından, ülkede deprem güvenliği önlemlerinin artırılması ve yapı standartlarının iyileştirilmesi yönünde çeşitli adımlar atılmıştır.
Bu tür büyük depremler, deprem bilimine ve risk azaltma stratejilerine odaklanılmasına vesile olmuştur.
İmza Gazetesi ailesi olarak depremde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Cenab'ı Allahtan rahmet diliyoruz.
DÖNEMİN GAZETELERİNİN ANA MAENŞETLERİ!
ERZİNCAN DEPREMİNİN EDEBİYATA YANSIMASI
HABER MERKEZİ
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te İmza Gazetesi sitemize
abone olun.