GENEL

Maden sektörünü bekleyen tehlike

Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) Yönetim Kurulu Başkanı Naci İlci, 'toplumdaki algı ve uluslararası yatırımları askıya alma noktasına getiren yasal düzenlemeler nedeniyle' madenciliğin geleceğine ilişkin ciddi kaygılar taşıdıklarını bildirdi.

Abone Ol

İlci, yazılı açıklamada, madencilik sektörünün ilk ve tek işveren sendikası MASİS üyelerinin ülke ekonomisine toplam katkısının 3,5 milyar doların üzerinde olduğunu, Türkiye'nin toplam altın üretiminin yarıdan fazlasının MASİS üyelerince gerçekleştirildiğini aktardı.

Kamuoyunda yıllardan beri madenciliğe karşı olumsuz bir algının hakim olduğunu, madenciliğin öneminin yeterince anlaşılmadığını ifade eden İlci, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan Orta Vadeli Ekonomik Program'da madenciliğe özel bir vurgunun yapılmış olması sektörümüz açısından umut verici. Böylelikle ülkemizin ekonomik performansı üzerinde madencilik sektörünün ne denli etkili olduğu en yetkili makamca teyit edilmiş oldu. Milli kaynakların ekonomiye kazandırılmadığı hiçbir programın başarıya ulaşması söz konusu değildir. Bu düşünceyle madenciliği kamu yararına faaliyet olarak tanımlayan, milli kaynakları aramayı ve üretmeyi stratejik bir ekonomi politikası sayan ve madencilik sektörünün sürdürülebilirliğini odağına almış bir iktisadi programın uygulamaya konması, karamsarlık içindeki madenciliğe yeni bir can suyu olacaktır."

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yeni yasama yılında madencilik faaliyetlerini sınırlandıran bir yasal düzenlemeye gideceği yönündeki söylentilerin sektörde ciddi endişeye yol açtığını belirten İlci,

"Toplumumuzdaki olumsuz algı ile ulusal ve uluslararası yatırımları askıya alma noktasına getiren yasal düzenlemeler nedeniyle madenciliğin geleceğine ilişkin ciddi kaygılar taşıyoruz. Ormanlarımızın sadece binde üçünde maden üretimi yapılırken tüm ormanlarımızın tahribata uğratıldığına yönelik olumsuz algı, milli kaynakların ekonomiye kazandırılması çabasını gölgeliyor. Bunun için madenciliğe kamu yararı penceresinden bakılmalı. Çevre ve madenin her ikisinden de vazgeçmek gibi bir lüksümüz söz konusu olamaz. Gerek toplum gerekse kamu otoritesi konuya olan yaklaşımlarını bu gerçekten hareketle belirlemek durumunda." değerlendirmesini yaptı.