GENEL

Kadın Cinayetleri: Sessiz Çığlıkların Ardındaki İnfial!

Türkiye gündeminde infial uyandıran bazı kadın cinayetleri ve yıllara göre cinayetlerdeki artış...

Abone Ol

2004 yılında İstanbul'da gerçekleşen Güldünya Tören cinayeti, Türkiye'de aile içi şiddet, tecavüz ve töre cinayetleri konularında sıkça alıntılanan ve akademik çalışmalara konu olan önemli bir olay haline geldi. Güldünya Tören'i katleden İrfan Tören müebbet hapis cezasına, Ferit Tören ise 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

3 Mart 2009'da gerçekleştirilen Münevver Karabulut cinayeti, Türkiye kamuoyunun dikkatini çekti ve büyük bir tepkiyle karşılandı. Cinayetin medyada yer alma şeklinin yarattığı rahatsızlık, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun kurulmasında etkili oldu.Münevver, 19 yaşında İstanbul'da üniversite öğrencisiyken, eski sevgilisi tarafından öldürüldü. O Bahçeşehir'de bir villada öldürülen Münevver Karabulut'un parçalanmış cesedi, 3 Mart 2009'da Etiler'de bir çöp konteynerinde bulunmuştu.

2010 yılında Siirt'te, şiddet gördüğü eşiyle boşanma davası sürerken uçurumun dibinde cesedi bulunan 25 yaşındaki öğretmen Esin Güneş'in, ölmeden dakikalar önce olay yerinde eşi ve onları oraya götüren taksici ile birlikte çekilmiş fotoğrafları gün yüzüne çıktı. Kazayla düşüp öldüğü iddia edilen Güneş'in durumunun şüpheli olduğu bu fotoğraflarla belgelendi.

Boşanmak istediği eşi tarafından 2011'de İzmir'de öldürülen Ferdane Çöl'ün davası, katil Sedat Çöl'ün ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılması ile sonlandı. Koruma altında olmasına rağmen eşi tarafından katledilen Ferdane Çöl'ün davası sonuçlandı. 3 yıl süren davanın karar duruşmasında, katil Sedat Çöl'ün haksız tahrik ve iyi hal indirimlerinden faydalanmaması gerektiği vurgulandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Özgecan Aslan (22 Ekim 1995 – 11 Şubat 2015), Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015'te tecavüz girişimine karşı direndiği için bir minibüste katledilen üniversite öğrencisidir. Aslan'ın yanmış cesedi, 12 Şubat 2015'te, suçu iki kişiyle birlikte işlediğini itiraf eden bir kişinin jandarma ekiplerini olay yerine götürmesiyle bulunmuştur. Özgecan Aslan cinayetinin ortaya çıkması, Türkiye genelinde olayın yaşandığı gün ve sonrasında büyük bir öfke ve protestolara yol açtı. Binlerce kadın, kadınların tecavüze uğraması, şiddet görmesi ve öldürülmesine hükümetten yeterli tepki verilmemesi nedeniyle bu durumun normalleştirildiğini düşünerek sokaklara döküldü. Gösterilerde, kadına karşı şiddeti önlemek için daha güçlü tedbirler talep edildi. Olay sosyal medyada da geniş bir yankı buldu ve 16 Şubat günü "Kara Pazartesi" olarak anılarak, kadınların yaşadıkları taciz olaylarını sessiz kalmadan anlatmaları istendi.

Şule Çet cinayeti, 29 Mayıs 2018 tarihinde Ankara'da 23 yaşındaki Şule Çet'in tecavüz edildikten sonra öldürülmesidir. Çet'in Çankaya'daki Yelken Plaza'nın 20. katından atlayarak intihar ettiği ileri sürülmüş; dava sırasında sanıkların himaye gördüğü, soruşturma savcısının görevini eksik yaptığı, mahkeme tarafından atanan ilk bilirkişi heyetinin tecavüz ve cinayet bulgularını görmezden geldiği iddia edilmiş ve ülkedeki kadın örgütleri davayı sahiplenmiştir. Yapılan itirazlar sonucu Şule Çet'in ölümünün bir intihar değil cinayet olduğu ortaya çıkarıldı. Otopsi raporuna göre tecavüze uğradıktan sonra öldürüldüğü tespit edilmesinden sonra olayın failleri cezalandırıldı. Şule Çet Davası, böylece kadınlar için adalet arayışını ve ülkedeki kadın cinayetlerinin önlenmesinde kadın dayanışmasının önemini simgeleyen bir dava haline geldi.

Kırıkkale'de yaşamakta olan Emine Bulut, 18 Ağustos 2019 tarihinde kızıyla birlikte il merkezindeki Menderes Caddesi üzerinde yürümekteyken 2013 yılında boşandığı eski eşi Fedai Varan tarafından takip edildi. Kızı ile birlikte bir süre karakola sığınan Bulut, karakoldan çıktıktan sonra kendisini takibe devam eden eski eşi tarafından bir lokantaya sokuldu. İkili, lokantada tartıştı. Varan, yanında getirdiği bıçak ile Emine Bulut'a saldırarak ağır yaraladı. Bu esnada Emine Bulut'un olay yerinde bulunan kızı “anne, ne olur ölme!” şeklinde; Emine Bulut ise “ölmek istemiyorum!” şeklinde bağırdı. Varan olaydan sonra taksiye binerek kaçtı; olay yerine gelen sağlık görevlilerince hastaneye kaldırılan Bulut kurtarılamadı. Saldırı esnasında yaşananlar kameralar tarafından kaydedilmiş ve sosyal medyada hızla yayılmıştır.

Kırıkkale'de yaşamakta olan Emine Bulut, 18 Ağustos 2019 tarihinde kızıyla birlikte il merkezindeki Menderes Caddesi üzerinde yürümekteyken 2013 yılında boşandığı eski eşi Fedai Varan tarafından takip edildi. Kızı ile birlikte bir süre karakola sığınan Bulut, karakoldan çıktıktan sonra kendisini takibe devam eden eski eşi tarafından bir lokantaya sokuldu. İkili, lokantada tartıştı. Varan, yanında getirdiği bıçak ile Emine Bulut'a saldırarak ağır yaraladı. Bu esnada Emine Bulut'un olay yerinde bulunan kızı “anne, ne olur ölme!” şeklinde; Emine Bulut ise “ölmek istemiyorum!” şeklinde bağırdı. Varan olaydan sonra taksiye binerek kaçtı; olay yerine gelen sağlık görevlilerince hastaneye kaldırılan Bulut kurtarılamadı. Saldırı esnasında yaşananlar kameralar tarafından kaydedilmiş ve sosyal medyada hızla yayılmıştır.

İstanbul’da kan donduran vahşetin ilk adresi Eyüpsultan’dı. İddialara göre, kasap olan Semih Çelik, 4 Ekim’de saat 15.30 sıralarında Ayşenur Halil’i bıçaklayarak katletti. Ayşenur’un, Çelik’in yeni kız arkadaşı olduğu iddia edildi.