Benim gibi düşüneceksin, benim gibi yaşayacaksın, benim gibi inanacaksın, benim gibi ağlayıp, benim gibi güleceksin bunların dışında ve karşısında olursan kafanı koparırım dayatması diye anladım.
Faşizmin veya benzeri dayatmacı terimlerin genellikle az gelişmiş toplumlarda otoritenin dayattığı yöntemler olup, toplumu otokontrol yöntemiyle tek tip elbisenin içine sokarak kendi tarzında yönetmek olarak kullanılan bir yöntem. İtalya’da Musolini, Almanya’da Adolph Hitler ve dünyanın diğer ülkelerinde başka devlet adamları bu yönteme başvurdular ve bir süreliğine yönetimlerini ayakta tuttular, ama toplumların akıl-mantık realitesi her zaman ağır bastığından bir süre sonra tarihten silinmediler ama yok oldular ve bugün hala utançla anılıyorlar.
Bazen lafı gereksiz yere uzatıyorum affedersiniz.
Ülkemizde Faşizm:
Değişik tarih ve değişik aktörlerce bu yöntem denendi ve tutmadı, ülkemiz faşizm dayatmalarına daha fazla tahammül edecek bir toplum yapısına uygun değil ama ne yazık ki bazı kesimlerdeki faşizm özentiliği hala devam ediyor.
Bir kesim diyor ki; “Bu ülkenin bayrağını, milli marşını, sıfır tarihten günümüze kadar adı geçen kahramanları benden daha fazla sevemezsiniz, bütün bunların sahibi benim ve benim gibi severseniz kabul ederim aksi halde vatan hainisiniz” dayatması,
Bir kesim diyor ki; “Laiklik ve milli kahraman Atatürk benim dediğim gibidir, bunun dışındakiler gericidir, yobazdır, ben ne dersem odur”
Dayatması,
Bir kesim diyor ki: “Din benim size söylediğim gibidir, fazla kurcalamayın ve araştırmayın, ben size dini uygulamaları söylediğim gibi yaparsanız cennete gidersiniz, aksi halde cehennemin dibine kadar yolunuz var” dayatması,
Küçük bir kesim bütün bunların hiçbirine inanmıyor, olanı biteni kenardan seyrediyor, bir başka toplumlar ve yukarıdaki yöntemlere uymayan ve sayı olarak da yüksek bir seviyede olanları da yine farklı bir faşizm yöntemleriyle susturan yönetimler nedeniyle bu güzelim memlekette bir türlü huzur olmadı ve olacağını da sanmıyorum, toplum olarak asgari müştereğimiz hiç olmadı ve hep uçlarda yaşadık, neden? Nedeni basit; Akıl, mantık çerçevesinde bir ulusal devlet ve ortak çıkarların oluştuğu bir kırmızı çizgimiz olmadı, hep sorunları öteleyerek ve zamana yayarak günü kurtarmaya çalıştık ama artık deniz bitti, dünya eski dünya değil, toplumlar artık eski toplumlar değil, toplumların gerçekleri de artık faşizmle yönetilmeye uygun değil.
Türkiye’de yaşayan tüm insanların ortak çıkarlarının korunduğu bir yönetim şeklini hayata geçiremezsek, sıfır tarihten günümüze kadar tüm kahramanlarımıza saygı duymazsak, bizi biz yapan değerlerimizi ortak bir zeminde buluşturmazsak ve bu ortak değerlerimize göre üretip, ekonomik olarak güçlenemezsek, etnik kökenimiz ne olursa olsun bu dünyada hiç birimize rahat bir yaşam olmayacak; dünya yine dönmeye devam edecek ve toplumlar yine yaşamaya devam edecek ama bu faşist uygulamaların sahipleri -ki hepimiz sorumluyuz- tarih sahnesinden silinmeyecekler ama hiç de iyi anılmayacaklar.