Çevrenizdeki kuyumcu dükkanlarına bir bakın her daim kalabalık olduğunu göreceksiniz.
Son 1 hafta içinde artık çağdışı kalmış bir geleneğimizden dolayı 10 kadar kuyumcu dükkânına girdim. Her yerde aşırı süslenmiş, sakalını özenle şekillendirmiş, bol makyaj yapmış, yapmacık samimiyet tavırları içinde olan kişilere sıklıkla rastladım. 10 – 15 metrekarelik dükkanlarda bile 5-10 personel çalışıyordu(?) Buralarda altın, gümüş, pırlanta alım - satımı yapan kişilere asla fiş, fatura verilmedi. Oralarda tomar tomar paralar el değiştiriyordu.
Her eve kilo kilo altın koysak zerre kalkınamayız. Bir ülke gıda, tarım, endüstri, yazılım, otomotiv, gemi, uçak, elektronik ile ilgili mallar üreten fabrikaların üzerinde yükselir. Altından vaz geçersek ekonomiye 500 milyar dolarlık bir kaynak girişi olacaktır.
Aşırı süslü, pahalı avizeli kuyumcu dükkanlarında çantalar içinde avuç avuç döviz alış-satış işlemleri olduğunu da gözlemledim. Hal ve tavırlarından BEYAZ olduğu hemen belli olan orta yaşlı tipler ülkeyi batırmak için habire altın ve döviz almakla meşguldüler.
Herkes çevresine dikkatlice baksın. 40-45 yaşlarında emekli olmuş, “Açım” diye ağlaşan çok sayıda insan göreceksiniz. Hemen hemen hepsi de yabancı markalı ayakkabı giyiyor. Ceplerinde mutlaka 10-100 bin TL’ye satılan, ABD malı, pislik melodili telefonumsulardan var. Kullandıkları arabalar da hep ithal. Yollarda yerli ve düşük model araç nadiren görülüyor. Bol ışıklı, parlak renklerle boyanmış, iri boyutlu, pavyon görünümlü Çin malı otolar her yeri sarmış vaziyette.
Çinliler, bağrı yarıya kadar açık, eli tesbihli, tombik, yağlı, ter kokan, içki sever, yumuk gözlü, botokslu, burnu yapılı, kazma dişli kadın ve erkeklerin zekâ düzeyini çok iyi analiz etmekteler.
Sözü fazla uzatmadan sadede geleyim. Ülkemizin kaynaklarını altına, dövize, lüks arabalara, sigaraya yatırdığımız müddetçe, 40’lı yaşlarda emekli oldukça asla kalkınamayız.
Ali Özdemir
0505 220 83 85
18.07.2024