ZONGULDAK

ENTÜBE

Abone Ol

Tıbbi bir terimdir, doktorlara göre sıradan bir terim olmasına rağmen  her akşam TV lerde  uzmanların dilinden düşmeyen bir terimdir ve bunun ne anlama geldiğini sizin, bizim gibi sıradan vatandaşlarında bilmesinde fayda olduğu için köşeme taşımak zorunda kaldım.

 

Entübe yabancı kökenli bir terimdir ve büyük bir ihtimalle de Latincedir, neden araştırmadan “Latince” diye karar verdim derseniz, üzülerek belirtmeliyim ki diğer bilim dallarında olduğu gibi sağlık konularında insanlığın hizmetine sunulmuş  ne kadar çözüm bulunmuşsa çoğunun kökeninde Latince ve mensubu Bilim Adamaları vardır, hatta tıp okuyan öğrencilerin Latinceyi Türkçe kadar bilmelerinin zorunluluğu da bundan kaynaklanmaktadır.

 

Entübe : kendi kendine soluk alamama durumu olarak  da tanımlanabilen, solunum yetmezliği yaşayan hastaları solunum cihazına bağlayabilmek için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takmak gerekir, bu işleme tam adı endotrakeal “Entübasyon” denir, hastaya da “entübe” hasta denir.

 

Buraya kadar entübe ile ilgili söylediklerim tüm doktorların her gün olağan bir şekilde karşılaştıkları bir durumdu ve bizim açımızdan düne kadar hiç önemi yoktu, ama bu gün öyle değil. Hemen hemen her TV kanalında bir çok uzmandan duyduğumuz bu terimin artık bizim içinde de önemi büyük; Örneğin 30 mart 2020  tarihi itibariyle coronavirüs teşhisiyle kayıtlara geçmiş  hasta sayımız 10827, toplam yoğun bakım hasta  sayısı 725, toplam entübe hasta sayısı 523.

 

 Uzmanların kendi ifadeleridir: “ Entübe hastalarımızın 95 ini maalesef kaybediyoruz” bu şu demektir: bundan böyle vaka sayısından çok entübe hasta sayısı tehlikenin boyutunu belirleyecektir. Bu güne göre bir tahmin gerekirse ki bu bir tahminden öte gerçektir 523 hastamızın yaklaşık 496 sını kaybedeceğiz, bu çok kötü bir durumdur, henüz testlere devam ediyoruz, henüz ne kadar vakamız var net değil, bunların içinden ne kadarı entübe hasta olacak bilmiyoruz, bildiğimiz bir şey varsa  yoğun bakımdaki hastalarımızın yaklaşık 75 i entübe hasta olacağı tahmin ediliyor.  Ben yine öngörümün arkasındayım ve diyorum ki; havaların ısınmasıyla birlikte bu bela defolup gidecektir, ama kötü bir senaryoyu da söylemek zorundayız, ya gitmezse !  Şunu söylemek yanlış olmaz sanırım; bu günden itibaren hiçbir vaka tespit edilmezse bile yoğun bakımdaki 725 hastamızın büyük bir çoğunluğunu kaybetmeyle karşı karşıyayız, umarım ve Allah’tan umudumu kesmiyorum, yapılacak bilimsel çabalar sonuç verir de bu sınırdaki hastalarımızı da kurtarırız.

Umulur ki bundan böyle; ABD,AB ve İngiltere gibi sözde egemenlerin dünyanın diğer insanlarına yukardan kibirli bir şekilde bakmaları da son bulacaktır ve yine umulur ki; akılları başlarına gelmiştir, çünkü başka bir dünya yok, ya hep beraber, ya hiç birimiz.