ZONGULDAK

Elinde şehitlerimizin kanı olanları milletimiz iyi görür...

Abone Ol

İDLİP'teki kalleş saldırı ile şehit haberleri şehrimizle beraber ülkemizin dört bir yanında çok ama çok anne-babanın bağrını yaktı. 
Bir çok çocuğumuzu öksüz, bir çok eşide gözü yaşlı bıraktı.

Bizim insanımız şehadetin ne demek olduğunu iyi bilir. 

Sadece mezhebinde,meşrebinde şehitlik anlayışı olmayan güruh şehadeti bilmez ve anlamaz.

Şehitler tepesinde şehitler yoksa, hür kalmış vatanımızda, 
inancımızı özgürce yaşamanında, kızlarımızın namusununda kalmayacağını iyi bilen bir milletiz biz.

Bizim kültürümüzde gelin olan kızımıza kına yakılır.

Yine bizim kültürümüzde kurbanlıklara kına yakılır.

Bizim kültürümüzde annelerimiz askere giden oğluna kına yakar.

Neden diye merak etmiyor ama 
Rabbimizin müjdelerini kaynakları ile beraber aktarmaya çalışıyorum.
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.” (Âl-i İmran, 3/169-171)
"Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) yetmiş kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir." (Ebu Davud, Cihad 26)
"Kıyâmet gününde üç sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler..." (İbni Mace, Zühd 37)

Evet kalleş saldırı dedik.
Sebebi ise cephede savaşırken değil,  
Güya müzakere masasında müzakereler sürerken,
Soçi anlaşmaları gereği barışı gözlemlemek ve sağlamak için kurulan gözlem noktalarına intikal eden,hareket halindeki,barış görevine giden birliklerimize Rusya'nın kontrolündeki hava sahası kullanılarak alçakca ve kalleşçe saldırı yapılmış.
O yetmedi aynı bölgeye topçu ateşi yapılmış,  o da yetmedi enkaz altında kalan askerimizi kurtarmak isterken ve daha da yetmemiş ki  yaralılarımız ambulansla ülkemize taşınırken saldırıldı.

Bu karşımızdakilerin tiynetini çok açık gösteriyor.

İnşallah ülkemizin ana muhalefet partisi lideride anlamıştır bunu.

Yedi düvel devletin başına taziyelerini bildiriyor.
MHP Genel Başkanı BAHÇELİ,
İP Genel Başkanı AKŞENER,
Meclisde gurubu olan bu başkanlarımız Cumhurbaşkanımızı arayarak üzüntülerini paylaşıp durumu anlamaya çalışıyorlar.
Ana Muhalefet Lideri KILIÇDAROĞLU ise her fırsatta Avrupa'da kapı kapı dolaşıp Cumhurbaşkanımızı ve ülkemizi ziyaret eden biri iken,
bu menfur saldırı için hiç bir AVRUPA' LI dostunu aramamıştır.

Devletimizi temsil eden Cumhurbaşkanımızıda aramayarak ülkemizin İDLİP'deki kendini korumak için yürüttüğü beka mücadelesinden de sanki rahatsız olmuştur.

Bugüne kadar bu partinin genel başkanı ve yöneticilerinin güzelleme yaptığı her kesimin elinde Mehmedimizin kanı var.

Hatırlarsanız PKK -YPG için güzelleme yapmıştı.
"Vatanları için savaşıyorlar,
bize terörist dedirttemezsiniz."dediler.

Çok geçmeden bu güzelleme yaptıkları PKK-YPG militanları ülkemizin şehirlerinde(en kalabalık yerlerimizde),
sınır kentlerimizde masum çocuklarımızın, kadınlarımızın kanlarını döktüler.

Katil Esad ile görüşün dost olun dediler. 
Sınırımızdaki 70-80' i kadın ve çocuklardan oluşan göçmenler için de, hepsi terörist dediler.

Şimdi acaba bu genel başkan,
 bu açıklamaları cehaletinden mi yaptı?
Ya da bu kesimlerle bir dirsek teması mı var?
Şu ana kadar inkar edildiğini duymadık diye hatırlıyorum.

Ülkemizin bekası için verilen mücadele rahatsız mı etti de,şimdi şehitler tepesinden rahatsız olduğunu duyduk.

Bu rahatsızlık, 
FETÖ'den dava açılan danışmanlarının planı mı idi?

Ya da aynı mezhebi anlayışları varda onun için mi idi ?

Neden Sünni müslümanları terörist,
Bebek katili Esad ve taifesini ise muhatap kabul ediyor dersiniz?

ŞEHİTLERİMİZİN  ve GAZİLERİMİZ'in sayıları artarken, halkımız gibi bizimde içimizi yakan bu düşünceler ise cevap arıyor.
Elinde ŞEHİTLERİMİZİN kanı olan bebek katili ESAD ve PKK'lılarla, Cumhurbaşkanımızı dost olmaya zorlamasını anlamak mümkün değil.
Ancak bu kadar açıkca ESAD ve PKK koruyuculuğuna rağmen kendilerini MİLLİYETCİ-MUHAFAZAKAR olarak tanımlayanlarında hala üç beş oy uğruna veya hırsları uğruna CHP'nin ve Genel Başkanının payandalığını yapmaları ve yörüngesinden ayrılmamaları artık insanımızında sabır sınırlarını zorluyor.

En son örneğini,Balıkesir'de İP Genel Başkanı MERAL AKŞENER'e vatandaşımızın verdiği dersde görülüyor.

Halbuki son damla bardağa düşüp, daha bardak taşmamıştı.
Yani 27 Şubat günü olan kalleş saldırı ile 33 şehit 32 Gazi haberi ve daha sonraki günlerde ki şehit ve Gazi haberleri daha gelmemişti.
27 şubattaki kalleş saldırı sonrası hemen "BAHAR KALKANI HAREKATI" fiilen başladı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun korumaya aldığı LİBYA'DA kan dökmekden zevk alan TÜRK düşmanı RUSYA'NIN maşası DARBECİ  HAFTER,
KILIÇDAROĞLU'NU duymuş herhaldeki, 
SURİYE'DE ESAD'I ziyarete koşmuş.
Elbette tiyniyeti bir olanların birleşmesi,bize cephe olmalarıda süpriz değil.

Bu hain saldırı ve şehit haberlerinin artmaması,hainlerin cesaretlenmemeli ve iştahlarının artmaması için gün bizim içinde birlik, beraberlik günüdür.

Ülkemiz siyasilerinin devletinin milletinin arkasında dim dik durma günüdür.

Temennimiz ve duamız kalleş saldırıların durması,
Bebek katili ESAD'ın, 
Çocuk katili PKK'nın
koruyuculuğunun,
CHP ve Genel Başkanı tarafından mezhebi anlayışdan veya ERDOĞAN düşmanlığından dolayı devam etmemesidir.

Gün bugündür, ülkemizin insanı kritik günlerde hep doğruyu bulmuştur.
Reis Büyük Devlet güçlü LİDERLERLE olunurmuş dost düşman bütün dünyaya gösteriyor.

Elbette milletimiz çocuk katili ESAD'a yağ çekenleri,
PKK'ya payandalık yapanları ve ellerine Mehmedimin kanını bulayanları çok iyi görecektir.

Bugüne kadar bize emir veren edasındaki olan AVRUPA BİRLİĞİ'DE, size nasıl katkı verebiliriz diye olağanüstü toplanmak zorunda kalıyor.

Şimdi adlarını anmadığımız diğer düşmanlarımızda liderimizin önderliğindeki ülkemiz önünde diz çökecektir.

DUALARIMIZI EKSİK ETMEDEN İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ.