Eski kuşaklarda CHP’li dönemleri yavaş unutmaya başlamış olabilirler,
Bugün yaşananlar ise eskisi ile yenisi arasında hiçte fark yokmuş dedirtiyor.
60 kuşağı ise 1940 ların,CHP zulmünü ve dinimizi ortadan kaldırmak için yapılan işkence uygulamalarını büyüklerimizden dinleyerek büyüdü.
Rahmetli MENDERES’le beraber din düşmanlığı ve zulüm devlet eli ile yapılamaz olmuş.
Ancak CHP zihniyeti darbeyle MENDERES’i düşürüp,astırıp yoluna devam edebileceğini zannetmiş.
Halkımızda bu din düşmanlığını, liderlerinin asılmasını ve kendine yapılan zulmü unutmadığı içinde CHP’ye hep faturayı kesmiş ve MENDERES’e yapılanların gölgeside CHP’yi hiç bırakmamış.
Bizlerin gençliğide farklı geçmedi, hep CHP’nin zulmü,din düşmanlığı ve entrikaları her fırsatta kendini gösterdi.
1977 yılı Süleyman Demirel Başbakanlığında Milliyetçi cephe hükümeti sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışırken birden 11 Milletvekili AP’sinden istifa ettirilip birde bakanlık verilerek(hatta içlerinde ilkokul mezunu bile olmayanların olduğu,içlerinde sonradan yüce divanda yolsuzluktan yargılanıp suçlu bulunanların olduğu)sözde görevi demokrasiyi yüceltmek olan CHP hükümeti kuruldu.
DEMİREL düşmanlığı ile toplum uyuşturulduğundan bu operasyon zor olmadı.
11 Başlı canavar namını alan bu hükümet çokta uzun(bir yıl bile)yaşayamadı.
Sonra ÖZAL dönemi aynı senaryo, Emperyalistlerin sözünü dinlemeyen partilerden DEMOKRASİYİ kurtarma adına istifalarla yeni proje olarak ŞEMSİYE Partisi kuruluyor.
İşlerin kolay olmasının yolu toplumun bu seferde ÖZAL düşmanlığı ile uyuşturması oluyor.
Yıl 2023, aynı alavere dalavere ve yeni versiyonlarında eklenerek CHP tarafından bugünde canlı kanlı sahnede.
Dün MENDERES nefreti,
sonra DEMİREL nefreti,
sonrada ÖZAL nefreti ile uyuşturulan toplumun bir kesimi bu defada RECEP TAYYİP ERDOĞAN nefreti ile uyuşturulunca bu uyuşturulan kesim rezaletin boyutunuda anlayamaz oldu.
Cambaza bak hikayesi gibi ERDOĞAN düşmanlığı iyice şırınga edilince,
CHP adına demokrasi masası diyerek bir masa kurdu.
Ülkenin her kıymeti,
her değeri bu masanın yemeği idi.
Eskiden alışık oldukları gibi iktidar partisinden makam ve menfaati kesilenlerin istifaları ve bunlara parti kurdurmaları demokrasi kazanımı olarak taktim edildi.
Bunlar hemencecik masaya alındı.
CHP’den ayrılanlar ise öcüydü,
hatta parti kurarlarsa demokrasi düşmanları idi.
Bugün itiraflarla ve karşılıklı ithamlarla ortaya çıktıki CHP’de Medya tetikçileri ile zaten para karşılığı hesaplar görülüyormuş.
İşte böyle bir ortamda 6 lı masada seçime doğru birden HALİL İBRAHİM SOFRASI oluverdi.
Peki masanın üstündeki yemekler sizce ne idi ?
Merakada gerek kalmadı,
Karşılıklı suçlamalarla bütün menü ortaya döküldü,
Garanti vekillikler ve cumhurbaşkanı yardımcılığı yanında bakanlıklar, özerklik vaadleri,
Sınırlarımızın dışındaki (Libya,Suriye ve Irak’daki)ülkemizin menfaatlerini ve sınırlarını koruyan askerlerin geri çekilmesi gibi…….
Birden 1977 yılı Güneş Motel pazarlıkları ve verilen 11 vekil, 11 bakanlık ve hepsine verilen KAMU BANKALARI ile KAMU ŞİRKETLERİ’nin menü olduğu CHP hükümeti aklıma geliverdi.
Ancak biz 2023 deki seçimlerde,
Kumar masası ve noter masası diye masadan kalkanların nasıl tıpış tıpış masaya süklüm püklüm geri döndüğünü gördük.
Ülkemizin on binlerce insanını katleden ve bağımsızlık peşinde koşan PKK-YPG ve meclisdeki hamileri HDP ile aynı yolda yürümeyi, ya oy için yada istekleri bu olduğu için kabul edenlerin sonrada birden Milliyetçilikden bahsediverir olduğunu gördük.
Seçimi kazanamayacağını görünce yüzde 1-2 oy için tekrar ülkenin en kritik bakanlıklarını ve MİT’i gizli kapaklı protokollerle pazarlık masasının üstüne koyuvermiş olduklarını gördük.
Seçimler 12. defa kaybeden ve her seçim kaybettiğinde etrafını suçlayıp kendisine toz kondurmayan ve son seçim yenilgisindede partisinin bütün kadrolarını değişim adı altında infaz edip kendisini dokunulmaz yapan DEMOKRAT amcayı gördük.
Bugünkü CHP de entrikalar yine durmuyor ve hatta kaset savaşları ile yeni ……………..
Ancak ERDEĞAN nefreti ile uyuşturulanlar bu çirkin oyunu yine göremeyip ERDOĞAN düşmanlığı ile oyalanıp duruyorlar.
Şimdi KEMAL KILIÇDAROĞLU diyorki,”geçmişi temiz bir isim bulursam hemen Genel Başkanlığı devrederim”.
Bu durumda CHP’de geçmişi temiz biri yok demek mi oluyor.
Bu durumda şu anda ortadaki CHP Genel Başkanlığı için ismi dolaşanların, geçmişi temiz olmadığı anlaşılıyor.
Bu durumda İSTANBULLU’ya altın tepside sunulan EKREM İMAMOĞLU’nunda geçmiş temiz olmadığı anlaşılıyor.
Ama CHP seçmeni hala ERDOĞAN nefreti ile uyuşturulduğundan maalesef Bizans entrikalarını geride bırakacak ilişkileri göremediği gibi bu yalanlardan hala medet umuyor.