Sonunda başardılar!
Ne ar ne namus bıraktılar!
Bir Youtube kanalının sokak röportajında konuşan Sabancı ailesinden Canan Sabancı adlı vatandaş, bazı kadınların toplum içindeki giyim-kuşam tarzlarını eleştirdiği videoda da özetlemişti…
“O kadar açık giyiniyorlar ki çok çirkin ve itici geliyor.” diyen Sabancı, “Özellikle evli erkeklerin eşlerini açık saçık gezdirmelerini benim aklım fikrim almıyor. Erkeklerde eskiden utanma vardı. Namus mefhumu vardı. Karısını kıskanırdı. Bu adamlar ne yediler de bu duruma geldiler anlamış değilim. Karısı ne kadar açıksa adam o kadar gurur duyuyor. Ben bundan bir şey anlamadım.” ifadelerini kullanmıştı…
Birçok kişinin toplum baskısı nedeniyle bastırılan düşüncelerine tercüman olmuş…
Sabancı ailesi dışında biri dese, “Yobazlıktan” başlar, “Gericilikten” çıkardı söylemler!
Ama Canan Sabancı gibi birçok aklı başında kadın da gidişatın gidişat olmadığını görüyor, cesareti olan dillendiriyor.
Özellikle son senelerin modası göbeğini göstermek başta olmak üzere olmadık yerlerini gösterme yarışına girilmiş…
Buna da “Açıklık” denilerek bazıları “Modernlik” adı altında Avrupalılaşma olarak bahanesini uydurmuş…
Emin olun Avrupa dahil bir çok yerde böylesine rezillik yoktur…
Ayrıca bunun adı “Açıklık” değil, “Çıplaklık”…
Böylesine çıplaklık da ne dinimizde ne de kültürümüzde yeri vardır!
***
Fatmagül’ün suçu çok!
Yıllardır büyüklerimizin dillendirdiği Türk örf-adet-geleneklerine saldırı yapılıyor!
“Fatmagül’ün suçu ne” dizisiyle başlayan saldırı ve yozlaşma, Esra Erol, Müge Anlı, Didem Arslan Yılmaz, Zuhal Topal gibi güya “Kadın programları” ile tamamen zirve yaptı!
Devlet kanalı TRT dahil bir çok televizyon kanallarında yayınlanan dizi ve filmlerde gayri meşru ilişkiler öylesine sıradanlaştırıldı ki yapmayanlar kendilerini uzayda hissettirildi!
Artık sokakta çıplak gezenler, öpüşenler, hatta sevişenlere şaşırmaz olduk!
Buna çözüm bulması gereken ve örnek teşkil etmesi gereken hükümetin bazı temsilcilerinin ise LGBT içerikli dizi veya filmleri övmesi ise ayrı bir skandal durum ortaya çıkardı…
Öyle görünüyor ki; Gün gelecek sokakta ahlaksızlık yapanlar değil onları uyaranlar ayıplanır hale gelecek!
Bu işte Fatmagül’ün de suçu çok, hükümetin de sorumluluğu çok!
Bizden söylemesi!
***
Siz nasıl eğitimcisiniz?
Okullarda personel ve güvenlik olmaması gündemde…
Eğitim sendikaları yeni eğitim öğretim yılı öncesinde okullarda çözülmeyen sorunlara dikkat çekerek, personel eksikliği, yetersiz bütçe ve güvencesiz çalışma koşulları konularında hükümeti suçluyor!
Yani bataklığı kurutmak yerine sinekleri öldürme çağrısında bulunuyorlar!
Bu belki de fırsattır…
Neye fırsat mı öğretmenlerin gerçek anlamda eğitimcilik yapması için fırsattır!
İşte sürekli örnek almamızı istenilen Japonya!
Hiçbir okulda hademe yok, güvenlik yok!
Nedenini söyleyeyim!
Çünkü okullarda hademenin görevini çocuklar yapıyor! Sınıfları, hatta tuvaletleri bile öğrenciler temizliyor…
Hal böyle olunca çocuk yaşta okula başlar başlamaz çevre temizliğinin bilincine varıyor.
Kendi temizleyeceği yeri kendisi kirletmeyeceğinden otokontrol sağlanıyor…
Böylelikle hademeye de gerek kalmıyor, güvenliğe de…
Peki “Ağaç yaş iken eğilir” Atasözümüzün gereğini niye yapmıyorsunuz sayın öğretmenlerimiz?
“Ağaç yaş iken eğilir” Atasözünün “İnsanoğlu çocukken daha kolay eğitilir, büyüğü eğitmek zordur” açılımının gereğini kim yapmalı?
Çocuklarımızı hem öğretmek hem de eğitmek ilkokulda, okula başladığında başlar!
İşte size fırsat…
Öğretmenliği sadece öğretmenlik olarak değil eğitmenlik olarak da uygulayalım lütfen!
Nasıl eğitmen olduğunuzu da gösterin de yeni nesil ve ülkemiz kurtulsun!
***
ANLAMLI SÖZLER: Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir. -Albert Einstein
Eğitim, ekmek ve sudan sonra, halkın en zorunlu ihtiyacıdır. -Dante Alighieri
Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir. -Herbert Spencer