BOLU

Bolu'nun tarihi mirası Yıldırım Bayezid Camii hala göz kamaştırıyor...

Bolu'nun Büyük Cami Mahallesi'nde 1382 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan eşsiz güzellikteki Yıldırım Bayezid Camii, mihrabının her iki yanında bulunan denge sütunlarıyla adeta zamanı aşmış bir şaheser olarak dikkat çekiyor.

Abone Ol

Tarih boyunca yangınlar ve depremler gibi zorlu durumlarla karşılaşan bu muazzam yapı, 642 yıl boyunca dimdik ayakta kalmayı başardı. 1891'deki yangın sonrasında yeniden inşa edilmiş olan cami, 1944'te hasar görmesine rağmen dengeli bir şekilde restore edilmiştir. Çift minaresi ve tek kubbesiyle öne çıkan caminin iç mekanları ise zarif Türk motifleriyle süslenmiştir.

Ancak, Yıldırım Bayezid Camii'nin en büyük özelliği mihrabın her iki tarafında bulunan ve "denge sütunları" olarak adlandırılan yapılar. Bu sütunlar, caminin statik dengesini korumasına ve yaşanan depremlerde herhangi bir hasar almamasına yardımcı oluyor. Eğer bir afet sonrasında bu sütunlar dönmezse, caminin temelinde veya dengesinde bir problem olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, Yıldırım Bayezid Camii'nin denge sütunları, hem tarihi mirasımızın korunması hem de güvenliğimiz açısından son derece önemli bir görevi üstleniyor.

“Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz”
Her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiye Bolu’yu tanıtan turist rehberi Levent Kahveci, “Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz. Yıldırım Bayezid Camii, Bolu’da bilinen ismiyle Büyük Cami’deyiz. Büyük Cami denmesinin sebebini açıklayayım. Osmanlı döneminde hüküm sürülen her yere ‘Cuma Camisi’ yapılırmış. Hanefi mezhebine göre ‘Cuma Camisi’ Cuma namazları en büyük camide ve hep beraber kılınmalıdır. Eğer en büyük cami dolmaz ise diğer camilerde kılınan namazlar geçersizdir. Bu yüzden Cuma namazının sonunda Zuhr-i âhir namazı da kılınır ki Cuma namazı kabul olmazsa o günkü öğle namazının yerine geçsin diye. O dönemde Cuma namazının ana amacı, yöneticiler namazı kıldırır, minbere çıkarak hutbeyi okurlar. Duyurulması gereken ne varsa halka duyururlar” ifadelerini kullandı.



“Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir”
Caminin çevresine yapılan hamamlar ve dükkanlara da değinen Kahveci, “Bu camiyi Yıldırım Bayezid, şehzadeliği döneminde yaptırmıştır. Bayezid, camiyi yakınında bulunan orta hamamla birlikte yaptırmıştır. Eskiden camiler külliye şeklinde yapılırdı. Yani caminin yanında mutlaka ya hanlar yapılır ya da dükkanlar yapılırdı. Oranın geliriyle cami kendini idame ettirirmiş. Bu cami 2. Abdülhamit döneminde bir tadilat geçirmiştir. Camiye birkaç ekleme de yapılmıştır. Bu caminin en güzel özelliklerinden bir tanesi mihrapta bulunan deprem sütunları. Anadolu’da birkaç camide daha bunların örneğini görmekteyiz. Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir” diye konuştu.

“Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası”
Caminin mihrabında bulunan 2 sütunun, caminin sigortası olduğunu dile getiren Levent Kahveci, “Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası olarak da adlandırılabilir. Temelinde herhangi bir kayma veya hasar oluştuğunda bu sütunlar dönmez hale gelir. Sütunlar dönmez hale geldiğinde de mimarlar anlarlar ki caminin temeli bakıma ihtiyacı vardır” dedi.

İHA

Bolu Haberleri