Biz ne Başkanlar Bürokratlar gördük! “Benim adım Kerim hepinizi severim!”

Türkiye’nin ilk Vilayeti olan Zonguldak Taşkömürünün bulunmasıyla kömürle var olmuş bir şehir.

Abone Ol

Kömürle kalkınmış, kömürle gelişmiş, yer altından çıkartılan kara cevherle ülkede ve dünyada adını duyuran bir il olarak yer almıştır. Ereğli, Bartın ve Karabük gibi büyük ilçelerinin desteklediği sanayisiyle de yıllarca ses getirmeye devam etmiştir.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) gibi dev bir kurumla da ülke kalkınmasında en ön sıralarda yerini almıştır. 40 binin üzerinde çalışanıyla Karaelmas diyarı ürettiği milyonlarca ton kömürle Ereğli ve Karabük Demir Çelik Fabrikalarının gelişip büyümesinde baş rol oynadı.

Bartın ve Karabük’ün il olmasıyla başlatılan Dikiş tutmama operasyonu Zonguldak’ın büyük gücünün elinden alınmasında çok büyük etki yaptı.

Gel zaman git zaman yıllar içerisinde 1990 büyük Zonguldak grevinden sonra TTK’da büyük bir çöküş başladı ve “Zarar” gerekçeleriyle zamanın Cumhurbaşkanı olan rahmetli Turgut Özal döneminde işçiler emekli edilmeye başladı. Bu emekli kıyımı TTK’nın sonunun gelmesini de sağladı.

 “Ben Devletin milyonlarını kömür kuyularından aşağı atamam” gibi açıklamalarıyla da TTK’nın ipi tamamen çekilince yıllar içerisinde gelinen noktada bu büyük kurum 7 bin çalışanıyla ayakta tutunmaya çalışıyor.

Kömürle var olan bu kent kömür kozundan da ciddi şekilde etkilenince herkesin çalışmak için can attığı TTK gelecek vaat eden bir il olmaktan çıktı. Emekli olan binlerce insan çoluk çocuğuyla başka şehirlere göç edince nüfus da azalmaya başladı.

Zonguldak ili yıllarca bu çöküntü içerisinde debelenip dururken, Filyos projesinin hayata geçmesiyle ve doğalgazın da bulunmasıyla yeniden tüm gözler bu bölgeye çevrildi. TTK unutuldu ve Filyos ilaç gibi geldi. 2 bin işçi alımı bile artık Zonguldak’ta rağbet görmemeye başladı. Fakat işsiz insanlarımız “Kendimi Devlet kurumuna atayım da ne olursa olsun” mantığıyla hareket ediyor.

Peki ya Bürokratlar ve Belediye Başkanları ne yaptı?

TTK Kurumunda bunca olumsuz işler insanlarımızın hayatına etki ederken burada görev yapan Bürokratlar yani Valiler, Belediye Başkanları ve diğer yetkililer ne yaptı?

Zonguldak’a ne verdiler ne aldılar?

Evet, maaşlarını tıkır-tıkır aldılar ama hizmet anlamında Zonguldak 40 yıl önce ne idiyse bugün de değişim anlamında yeni yeni kıpırdanmaya başladı. Karnesi zayıflarla dolu ama tam olarak sınıfta kalmış değil. Dersini iyi çalışan bir başkanı var.

Bu Başkan? Alanlara sahip çıkmaya başlayan Selim Alan.

Deli dolu, agresif tavırları var gibi görünüyor ama “Ben dediğimi yaparım” diyen biri.

Eeeee. Zonguldak’a da böyle biri lazım. Tuttuğunu koparsın.

Herkesin yapısı ve karakterleri farklı farklıdır.

İşini yapsın, hizmet gelsin, Zonguldak gelişip değişsin bize ne deli dolu olmasından ve agresifliğinden.

Yıllarca bu güzelim kentte yetkili isimler ne yaptı. “Gel keyfim gel” lerle geçti onca seneler.

Sahil yolu bitti. Lavuar Alanı projesini TOKi yaptı ve Fevkani Köprüsü de Ağustos ayı içinde yapılacak. Bu üç proje tamamlandığında Zonguldak o eski Zonguldak olmayacak. Bazıları karşı çıksa da artık değişim şarttır. Bu 3 projeyi hayata geçirmek de işte agresif olarak nitelendirilen Selim Alan’ın başarısı olmayacak mı? Benim de bazen tasvip etmediğim ve kızdığım durumlar oluyor ama bu kadar medeni cesareti olan böyle bir Belediye Başkanı vardı da biz mi görmedik.

“Arkasında iktidarın gücü var”

Bu kadar milyonlarca lira para tutan bu büyük projelere Zonguldak Belediyesinin gücü yeter mi?

Mümkün değil yetmez. Bu topun altına kendi girerse Belediyenin kapısına beyaz bayrağı asar.

Hani eskiden rahmetli Kemal Sunal’ın bir filminde rol gereği aktör kendine tavır alanlara şu raconu keserek şöyle demişti.

“Benim adım Kerim hepinizi severim.”

Selim’in adı Kerim olmasa da o Zonguldak’ı seven ve de hizmet etmeye çalışan biri olmaya çalışıyor ben bunu görüyorum.

Uzun lafın kısası arkadaşlar “Bu şehre bir çivi çakanın alnından öperiz” mantığıyla değişimi bekleyelim ve görelim diyorum. Kalın sağlıcakla…