Dengeler kavramı. Devrekli vatandaşlarımızdan her platformda duymaktan artık usandığım sonradan kazanılmış bir davranış var kıskançlık ,çekememezlik,Engellemek,Kin ve nefret ilklimi,sonradan kazanılma aynı sırada oturduğu arkadaşını sırtını döndüğü anda vuran, Başarılı bir vatandaşın başarısında kötülük arayan, Yüzüne övgü ile bakıp arkasından söven bir toplum olduk mu derseniz olduk, inkar edilemez, Devrekde kardeşlik duygusunun zirve yaptığı insanları gördüğümüzde imrenirdik, yakınlıkları, sahiplenmeleri ile kıskandıracak bağı olan insanların arasına para girdiği an ne dost kalıyor nede kan nede ortak yaşanılan zaman. Ölümü göze alan insanların arasındaki çizgi maddi menfaat para olması geldiğimiz son durumu ifade ediyor.
Bazen düşünüyorum, Devrek dünyanın küçülmüş halimi, duyarsızlık görmezlik büyüsü etkisine kapılmak yanlışı görmemezlikten gelmek yanlışı doğru gibi ifade etmek, haksızlığa çanak tutmanın tek kazancı kişisel menfaat olmuş, Günü kurtarmak artık en değerli gündem, vicdan derdi yok merhamet sıkıntısı yok çözüm hazır biraz rakı olmadı birkaç antidepresan ile mışıl mışıl geçiyor yaşam, bu hale nasıl geldin sorusuna cevap aramak yerine yeni hataların peşine düşmek yeni sorunlara zemin hazırlamak aynı ortamda yaşadığın insanlara yapılacak bir davranış mı, Dolayısıyla insan bedeninin ve ruhunun zıtlıklarla dolu olması aslında hiç de şaşılacak bir durum değildir. Çünkü evrendeki her şey, zıtlıklar halinde tecelli eder ve ondaki nizam ve ahenk, bu zıtlıkların bir eseridir. Nitekim hayat/ölüm, sıcak/soğuk, kadın/erkek, gece/gündüz vb. olmaksızın hayatın devam etmesi düşünülemez. Aynı şekilde insan da zıtlıklar içindeki mükemmel dengenin bir parçasıdır. Bu nedenle o, iyilik ve kötülüğün, güzellik ve çirkinliğin, sevgi ve nefretin birbirine karıştığı bir terkiptir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran önemli bir özelliği de bu zıtlıkların fıtratına birlikte kodlanmış olmasıdır.