Akşener'in 12 Haziran 2023 tarihli Genel İdare Kurulu toplantısında, öneriyi yapan Genel Başkan Yardımcısı ve GİK Üyesi Arzu Önşen'i,
"Senin içinden geçerim. Genel Kurulda bu para pul işlerini karıştırırsanız, bu konulara girerseniz sizin içinizden geçerim." diye tehdit ettiği belirtiliyor.
Önşen'in Akşener hakkındaki şikayet dilekçesinede ulaşılıyor.
Peki biz Önşen'in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı şikayet dilekçesinde yer alan Meral AKŞENER’in tehdidlerine şaşırmalımıyız ?
Önşen’in,
"En çok anlamadığım ve üzüldüğüm hususta şudur ki; Bu teşkilat seçim çalışmaları esnasında yürüdüğü her yerde, para aldınız, para ile listeler yer değiştirdi, para ile koltuklar alındı verildi cümleleri ile karşılaştı. Sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada bu konular günlerce işlendi, gazeteler manşet yaptı. Bunlar yalanlanmadı, bu dedikodular sahipsiz bırakıldı, yok sayıldı. Şüyu vukuundan beter iken esaslı ve güçlü bir şekilde yalanlanmadı.
Teşkilatlarımızın başı öne eğdirildi… GİK üyemiz benim yanımda İlçe başkanı ile konuştu ve 'Abi bu adamın annesi 200 milyon lira verdik ikinci sıra oldu' diyor. Telefonu 3 kişi canlı dinledik…"dediği dilekçede,
Önşen'in bu konuşmaları üzerine Akşener'in kendisini parmak sallayarak şu sözlerle tehdit ettiği belirtiliyor:
"Arzu, Madem öyle çık karşıma aday ol Arzu. Senin içinden geçerim… Ama genel kurulda bu para pul işlerini karıştırırsanız, bu konulara girerseniz ‘sizin içinizden geçerim', diyerek müvekkili tüm GİK huzurunda tehdit ettiği; Daha sonra bir kez daha ve bu kere yine parmak sallayarak "Senin içinden geçerim" diyerek tam 3 kere bu hitap ile seslendiği söyleniyor.
Dilekçede toplantıların kamera kaydına alındığı belirtilerek "Genel Başkanın katıldığı tüm GİK toplantıları kamera ile kaydedilmektedir. Bu nedenle ilk önce bu kamera kayıtları ve bunların deşifresini talep ediyoruz." ifadeleride kullanılıyor.
Peki biz bu suçlamalara ve ithamlara şaşırmalımıyız ?
İYİ Parti'nin önceki Mali İşler Başkanı,Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile Genel Başkan Meral Akşener arasındaki "para" tartışmasının yanı sıra,
partideki FETÖ, yolsuzluk, taciz gibi iddiaların artarak sürmesine şaşırıyormuyuz?
Mesela MHP Genel Başkanlığı için yaptığı harakiri girişiminde başarısız olununca bütün TV ekranlarının önünde kocasının “artık gidelim“ demesine canlı yayında “hadi sen git lan”diye hitap ettiğine şahit olduğum o günden sonra,
sürekli Recep Tayyip ERDOĞAN’a argo ifadelerle saldırdığını gördükten sonra,
Şehit ailelerine alenen küfredenlere sahip çıktığını gördükten sonra,
Kumar masası dediği masaya tekrar tıpış tıpış geri döndüğünü gördükten sonra,
Dün bütün ailesine sahip çıkılması için vasiyet ettim dediği KILIÇDAROĞLU’na, seçim sonrası en ağır dile saldırdığını gördükten sonra,
Şimdide CHP Genel Başkanı ÖZGÜR ÖZEL’in Meral ablası oluverdiğine şahit olduktan sonra,
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in HEDEP ile seçimde iş birliği kararından sonra yeni hamlesi olarak Meral Ablasını PKK’ya rağmen eskisi gibi kendilerine payanda (yada hizmetçi)yapmak için ikna turlarında buluştuklarına şaşırdık mı ?
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin ihalelerinden nemalanan birilerinin bu hortumların devamı için PKK emrindekilere güzelleme yapan ÖZEL ve AKŞENER’in abla kardeş olmasına mahkum olduğu ve bu AKÇELİ işlerin vatandaşın ve şehirlerimizin menfaatlerinden önemli hale geldiğinin konuşulduğu ve seçmeninde,
dünyadaki ezilen halkların kahramanı,
ülkemizi savunma sanayisinde,
bilim ve teknoloji alanında,
sağlıkta,
ulaşımda ve
dijital devrimde üst lige taşıyan ve böylecede dünyadaki oyun kuran devletler konumuna getiren ERDOĞAN‘a düşmanlığı körüklenerek(kendi aralarındaki kirli pazarlıkları kamufle ederek), aldatılmaya devam edilmesine artık hiç şaşırmıyorum.