Türkiye’nin ilk vilayeti olma özelliğine sahip olan Zonguldak kurulurken 30 bin kişilik bir şehir olarak hesaplanmış sonrasında taşkömürünün ülke ekonomisine olan büyük katkısı, değeri ve özelliği sayesinde planlar başka şekilde hesaplanır olmuştu. Kömür çoktu, işçi yoktu. Kimse bu zor koşullarda madenlerde çalışmak istemiyordu. Ocaklarda çalıştırılmak üzere insanların ocaklara alınması için teşvikler yapılıyor hatta gerektiğinde zorlanıyordu, çünkü dağ-taş kömür kaynıyordu ve bu kömürlerin çıkarılıp ülke ekonomisine katkı yapılması lazımdı. 6 kardeşe bakmak için madenlerde zorlu şartlarda çalışmak zorunda kalan Rahmetli babamdan da dinlediğim kadarıyla 1960-1970’li yıllarda yer altında ve yer üstünde kömürü nereye kazma vursanız kömür çıkıyordu. Babam ocakta çalışırken lağımları susuz olarak deldiklerini ve bu şekilde ilerleme yapıldığını anlatırken bize masal gibi geliyordu ama sonradan anladık ki kuru toz ciğerlerini perişan etmiş ve maden hastalığından dolayı da yıllar sonra hayatını kaybetmişti. Bu vesileyle madenlerde hayatlarını kaybeden tüm maden şehitlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Allah bu yöreye kara altın değerindeki kömür madeni vermişti ve bu maden sayesinde Zonguldak zaman içerisinde de altın yılını yaşayacaktı, yaşadı da. Yıllık 7 milyon ton çıkarılan taş kömürü sayesinde ekonominin çarkları gümbür-gümbür dönerken Zonguldak şehri de yayıldıkça yayıldı. Türkiye’nin Almanya’sı olmuştu. Ülkenin dört bir yanından gelen vatandaşlar 19 mahalleye kadar dağılarak buralarda mesken tutarak büyük bir yerleşim sağlandı. Kandilli-Armutçuk-Karadon-Kilimli-Gelik- Asma-Dilaver derken tüm ocaklardan kömür fışkırıyordu. 30 bin olarak hesaplanan bu şehir nüfusu toplamda 600 binlere dayandı ve kocaman bir Zonguldak meydana çıkıverdi. Sonra ne mi oldu? Sonrası tam bir fiyasko… Ocakların kötü yönetilmesi, “Devletin malı deniz, yemeyen……” misali zarara uğratılan Zonguldak madenleri zamanın hükümetlerinin de gerektiği şekilde idare edememesi sebebiyle maalesef bugünlere kadar geldi ve maddi-manevi çöküntü kapıya dayandı. Durum ortada. Zonguldak kötü yönetilmesinin bedelini ağır bir şekilde ödedi. “Bundan sonrası nasıl olur” derseniz eski o güzel günlerin geri geleceğini sanmıyorum ama Zonguldak bir şekilde kendini kurtaracak kadar donanımlı bir şehirdir. Bundan daha kötüsü olamaz herhalde. Karadeniz açıklarında bulunan doğalgaz ile Filyos limanının devasa büyüleyici geniş hacmi ile bu yörenin limanının Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak olması ve Zonguldak insanının da buralardan nemalanacak olması hepimizi umutlandırıyor. Belediyecilik hizmetleri anlamında da olumsuz tablonun olumluya döndüğünü bu aralar görmekteyiz. AK Parti’nin seçimi kazanması ve CHP Belediyeciliğinden AK Parti Belediyeciliğine dönmesi ve şehirde projeler anlamındaki icraatların devreye sokulması Zonguldak’ta ilerisi aşamada çok güzel hizmetlerin habercisi olarak görmekteyiz. Belediye Başkanı Dr. Selim Alan’ın ve Milletvekillerinin “2023’te Zonguldak’ı tanıyamayacaksınız” sözlerinden de anlaşılacağı üzere bu şehirde yaşayanlar olarak hepimiz nasıl bir yeni Zonguldak olacağını da merakla beklemekteyiz. Zonguldak insanı bu güzel şehirde daha güzel şartlarda yaşamanın zevkine ersin istiyoruz. Kalın sağlıcakla…
https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-2023-yilinda-nasil-bir-zonguldak-369.html |
|
2023 yılında nasıl bir ZONGULDAK…
Bunlar da ilginizi çekebilir