Yazının tamamını okumadan başlığa takılmayalım…

Ülke olarak çürüme her yönden bünyemizi kaplamış durumda, sonumuzu iyi görmüyorum…

En eğitimli kesim akademisyenlerdir diye biliyoruz ki dünyanın her yerinde bu böyledir, sadece ülkemizde bu gerçek gerçeklikten uzaktır.

Deprem: Bu konuyu yıllarca araştırmama rağmen hala kendimi deprem konusunda söz söyleyecek en son kişi olarak görürüm, çünkü araştırdıkça ne kadar yetersiz olduğumu gördüm ve daha çok araştırma yapmam gerektiğine kanaat getirdim. Sıradan bir vatandaşın bu konularda ahkam kesmesini normal karşılarım, eksik bilgileriyle bir şeyler söylemeye çalışır tutarsa tutar, tutmazsa tutmaz, bilim dünyası böyle değildir ve böyle olmamalıdır

 Tespitleri yerinde ve şüpheleri hep üst seviyede olarak yapacağı açıklamalarda falcılık değil akılcılık ön planda olmak zorundadır.

 Ülkemizin en uzman depremcilerini ve açıklamalarını duydukça kanım donuyor. Kendilerini bu ülke insanı deprem konusunda “duayen” olarak görüyor ve her açıklamalarının geniş etkisi olacağını kendileri de bildiklerinden yaptığı açıklamalarda sallıyorlar, sokaktaki vatandaşın bile altında ve gerisinde, ne yazık ki bu açıklamalar.

Deprem konusunda her ne kadar zurnanın son deliği olarak kendimi görüyor olsam da Depremin nerede, nasıl ve kaç şiddette olacağını kesin ve net rakamlar vermek ve bu yönde demeçler vererek kamuoyunu yanıltmak bilimsel şeytanlıktır, dünyanın deprem uzmanları ülkemizde yapılan sözüm ona deprem uzmanlarının açıklamalarına yemin ederim başka yerleriyle gülüyorlar. Bir deprem uzmanı çıkıyor diyor ki: “efendim İstanbul Falan bölgede 7,4 şiddetinde deprem olacak! Yuh ya! Bu açıklama olsa olsa bazı gayrimenkul mafyalarının ekmeğine yağ sürer veya bazı gariban vatandaşın ocağını söndürür, yapılan açıklama tamamen spekülasyona açık ve kasıtlıdır, oysa dünyanın bilim ustaları sabah güneşin doğmasına bile şüpheyle bakarlar, yarın güneş kesin doğacak demiyorlar. Son bir deprem uzmanı -Mayıs 2024- çıkmış diyor ki: “efendim İzmir falan bölgede 2000 yıldır kırılmamış bir fay var ve 7 ve üzerinde İzmir’de deprem beklenmeli” Bu köşeden o bilim adamına söylüyorum yarından tezi yok diplomanızı almış olduğunuz kuruma iade edin ve “ben bunu hak etmedim” deyin…

Ülkemiz deprem açısından dünyanın en riskli bölgelerindendir ve bu ülkede yapacağınız deprem tahminleri biri tutmazsa mutlaka biri tutar ve eğitimsiz toplumlarda ve yüksek deprem riski olan ülkemizde fal bakar gibi yapmış olduğunuz atmasyon isabetli deprem tahmini nedeniyle -haşa- peygamber ilan edilirsiniz, yapmayın, etmeyin bilimsellikten uzaklaşmayalım aksi halde ülke olarak yakın gelecekte mantıklı bilimsellikler için bilim adamı ithal etmek zorunda kalacağız.

Sıra geldi “DİKKAT DEPREM!” Açıklamasına:

Depremler; Sıvı magma ve litosferin farklı dönüş hızlarına sahip olmalarından dolayı  Mohoroviçiç süreksizliğini oluşturmuşlardır, litosferdeki: batma-çıkma -itme hareketleri sonucu  litosferden sıvı magmaya dalış yapan malzemenin oluşturduğu dengesizlik nedeniyle ve sistemin dengeli dönme isteğinin oluşturduğu stres fazla malzemeyi sistemin dışına atmaya çalışır ve bu eylemin yeri ve zamanı tamamen  belirsizdir, oluşan bu stres litosferdeki en zayıf noktalara daha çok basınç yapar ki bu bölgeler okyanus sırtları ve  plaka sınırlarıdır. İşte nerede ve ne zaman stres patlaması olacağını bilmek imkansızdır sadece tahmin edilebilir ki bunu sokaktaki vatandaş da yapabilir.

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: “Hocam gece gök yüzünde kaç yıldız var?”

Hoca: “Üç milyon”

Hoca çok attın dediklerinde “Muhteremler sayın da bakın” demiş…

Şimdi istediğiniz kadar: Şurada şu kadar şiddette deprem olacak, şu kadar insan ölecek, şu kadar bina yıkılacak deyin bu halk artık size güvenmiyor ancak; ikaz amaçlı iktidarları uyaran ve “Dikkat Deprem!” işlevini yapan ve bu konularda yönetimlerin önlem almalarını sağlayan bilim insanlarını tenzih ediyor saygılarımı sunuyorum.